Sesli doğa müzesi.
Bitkiler âleminin tuhaf ve muhteşem dünyasını belgeleyen botanik sanatına dair her şeyin konuşulacağı bir program.
Sesli doğa müzesi.
Bitkiler âleminin tuhaf ve muhteşem dünyasını belgeleyen botanik sanatına dair her şeyin konuşulacağı bir program.
Bikem Ekberzade ile "doğayı tüketmeden doğayla var olan" Kuzey Amerika yerlilerinin "vizyonlarını keskinleştiren" kutsal çubuğu; kötülükleri uzaklaştırma, hem ruhsal hem bedensel olarak iyileşme adına seremonilerinde kullandıkları bitkileri konuşuyoruz..
Değerli doğa bilimci ve botanikçi Tuna Ekim, bu programda Mutlu Kart Gür ile birlikte yayına hazırladıkları Alıç Ağacının Gölgesinde Anadolu Bozkırları kitabını anlatıyor. Bozkırlar üzerine yazılmış en kapsamlı yayın olan kitap, bitki sosyolojisi kurucusu Hikmet Birand'a bir saygı duruşu niteliğinde.
Bitki Ressamı Işık Güner, bitki ressamlığını öğrenmek isteyenlere yönelik eğitim kitabı olarak yazdığı, yurt dışında İngilizce, İspanyolca ve Fransızca yayımlanan Botanical Illustration from Life / A Visual Guide to Observing, Drawing and Painting Plants kitabını anlatıyor.
Temple of Flora, bir botanik kitabı olmasının ötesinde, bitkileri tinsel özellikleriyle de ele almasıyla da ilginç. Savaş koşullarında üretilmiş kimi çiçek sayfalarında “vatanseverlik” duygusunu izleyiciye aktarma çabası da onu ayrıca özel kılıyor…
Kazdağlarının, binlerce yıl öncesinden gelen adıyla İda’nın ağacıyla, çiçeğiyle, kurduyla, kuşuyla; altınla değil, üstünde yaşayan kültür katmanlarıyla nasıl biricik bir “varlık” olduğundan konuşuyoruz. Programa Edinburg’dan telefon bağlantısıyla katılan Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Botaniği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necmi Aksoy anlatıyor:
Manzara bahçelerini, “bitkilerle adeta resim yapılan” İngiliz bahçelerini konuşacağız. Endüstriyel devrimle birlikte İngiltere, doğal yaşamın özgürlüğüne karşı, mekanik yaşamın olumsuz sonuçlarını sorgulayan ilk ülke olarak buna hazırdı zaten. Düşünürler, “asıl vahşi”yi övüp yüceltiyor ve hemen her konuda doğal olana özlemi dile getiriyordu.
Güneş panellerinde mühendislerin ilham aldığı bir bitki… Binlerce yıl önce Amerika’da yetişen sonra eski kıtaya ve Rusya’ya yayılan; uzun yıllar sonra tekrar anavatanına tarım bitkisi olarak dönüş yapan bir çiçek… Dünya üzerindeki seyahatinden; mitolojik hikayelerde ve Batı sanatındaki yerinden bahsediyoruz...
Prusyalı doğabilimci ve kaşif Alexander von Humboldt, Cosmos adlı eseriyle, dünyada her şeyin birbiriyle sürekli bir iletişim içinde olduğunu öne sürerek zamanının yüz yıl ötesine geçen bir isim… Mirası tek bir keşif değil -manyetik ekvatoru keşfetmiş, izoterm eğrilerini ve iklim kuşaklarını ortaya koymuş. Köleliğe karşı duran, İspanyolların İnka yerlilerine yaptığı züluma isyan eden bir hümanist…
Vahşi Batı'nın sessiz tanıkları, Arizona Çölü'nün devleri saguaro kaktüsünden konuşuyoruz. Kızılderililerin kültüründe ölümsüzlük sembolü olan kaktüs, hayatın yenilenişini kutlayan ritüellerin de bir parçası...
İncir, Anadolu'muzun ağacı. Doğudan Batı’ya neredeyse tüm kültürlerin kutsal ağacı; çok sayıda dinsel, mitolojik ve folklorik hikayelerde yer almış; tarihimize tanıklık ederken kültürümüzü de biçimlendiren bir ağaç.
Amatör botanikçi Isabella Sinclair’in 1860’larda, Hawaii adasının endemik bitkilerini resimleyip kayıt altına aldığı Indigenous Flowers of the Hawaiian Islands içindeki 44 adet nefis taş baskıyla renklendirilmiş levhalarıyla, gerçekten sıra dışı bir kitap.
Gül üzerine konuşmaya devam ediyor; 19. yüzyılda edebi metinleri etkileyen, çiçeklerin dili üzerine yazılmış farklı kitaplara bakarak gülün farklı türlerine hangi anlamlar yüklendiğine bakıyoruz.
Adını antik Bodrum’dan alan “Halikarnas Balıkçısı”, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri. Sürgün olarak geldiği Bodrum’un belleğinde unutulmaz bir yeri var. Otobiyografik eseri Mavi Sürgün'den de anlıyoruz ki yazdıkları, yaptıkları ve ürettikleriyle çevre duyarlılığına ta o zaman bile ışık tutmuş.
Program konuğumuz yazar Buket Uzuner ile bu kez doğa yazınının öncüsü Hikmet Birand'ı ve onun 50'lerde, sudan toprağa bozkırdan ağaca doğa ile söyleştiği kitaplarını konuşuyoruz...
Napolyon’un ona olan aşkıyla, lüks hayata düşkünlüğü, sevgilileri ve şaşaalı partileriyle bildiğimiz Josephine’in, bir başka yönü de bahçeciliğe, botaniğe olan merakı.
Yazar ve sanat tarihçisi Gül İrepoğlu ikinci kez program konuğumuz oldu. Bu kez bize her kültürde "aşkın çiçeği" Gül'ü anlatıyor...
En değerli botanik kitaplarından biri olan Flora Graeca, 18. yüzyılda İstanbul'a, Bursa'ya ve İzmir'e de keşif seferine gelen John Sibthorp ve bitki ressamı Ferdinand Bauer'in eseri. Bu programda onların keşif rotasını takip ediyoruz.
Ekoloji, çevre mücadelesi ve iklim değişikliği eksenindeki konuları şamanlık öğretisi üzerinden ele aldığı kitaplarıyla da tanıdığımız Buket Uzuner ile edebiyatta tabiatın haklarını savunma meselesini, doğa yazınını, bugün adına iklim-kurgu denen romanları konuşuyoruz...
Doğasever ve "ağaç gönüllüsü" Volkan Yalazay binbir emek ve özenle yazdığı Eski İstanbullu Ağaçlar-İstanbul'un Anıtsal Ağaçları kitabını anlatıyor.
Altından daha değerli olan muskat, karanfil ve karabiberin hikayesi var bu programda. Keşifler çağında bu baharatlar kimin elindeyse dünya ticaretinin hakimiyeti de güç de ondaydı…