Temmuz ayında bazı bölgelerde rekor kıran sıcaklıklar yaşandı

-
Aa
+
a
a
a
Gezegenin Geleceği: 11 Ağustos 2025
 

Gezegenin Geleceği: 11 Ağustos 2025

podcast servisi: iTunes / RSS

Rekor kıran küresel sıcaklık serisinin sona ermesine rağmen, aşırı sıcaklar, ölümcül seller ve yaygın orman yangınları Temmuz ayında Avrupa’yı vurmaya devam etti. Avrupa Birliği’ne bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S) tarafından paylaşılan son verilere göre, bu Temmuz ayı küresel olarak kaydedilen en sıcak üçüncü Temmuz oldu. 2025 Temmuz’u, 2023’te kaydedilen en sıcak Temmuz ayından 0,27 derece ve 2024 Temmuz’undan  0,23 derece daha serin geçti. C3S Direktörü Carlo Buontempo, en sıcak Temmuz ayının üzerinden iki yıl geçtikten sonra, son dönemdeki rekor sıcaklık serisinin “şimdilik sona erdiğini” söylüyor ancak bu durumun iklim değişikliğinin durduğu anlamına gelmediğini belirterek ekliyor: “Temmuz ayında yaşanan aşırı sıcaklar ve seller gibi olaylarla ısınan bir dünyanın etkilerine tanıklık etmeye devam ettik. Atmosferdeki seragazı yoğunluğunu hızla dengeye oturtmadığımız sürece, yalnızca yeni sıcaklık rekorları değil, aynı zamanda bu etkilerin de kötüleşmesini beklemeliyiz ve buna hazırlıklı olmalıyız.” Temmuz ayında bazı bölgelerde rekor kıran sıcaklıklar yaşandı. İskandinav Yarımadası, Finlandiya, Kola Yarımadası ve Karelya’yı kapsayan Fennoskandia bölgesi, Avrupa’daki ortalamanın üzerinde sıcaklıkların en fazla görüldüğü yerler oldu. İspanya’da ise aşırı sıcaklar sonucu 1.060 ölüm gerçekleşti. Bu, 2024’e göre %57 artış anlamına geliyor.

ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) yöneticisi Lee Zeldin ajansın düşük gelirli topluluklara yönelik güneş enerjisinin yaygınlaştırılmasını amaçlayan 7 milyar dolarlık hibe programını sonlandıracağını söyledi. Program Biden döneminde oluşturulmuştu. Zeldin, video paylaşımında, güneş enerjisini “saçmalık” olarak tanımlarken, “EPA’nın artık bu programı yönetme yetkisi veya bu saçmalığı devam ettirmek için ayrılan fonları yok” dedi. Zeldin, ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen ay yasalaştırdığı Büyük Güzel Yasa Tasarısı’nın, programın finansman kaynağını ortadan kaldırdığını da sözlerine ekledi. “Herkes İçin Güneş” programının iptal edilmesi bekleniyordu. Trump, Ocak ayında göreve geldiğinden bu yana, yenilenebilir kaynakların pahalı ve güvenilmez olduğu dezenformasyonu yani yalanı ile güneş ve rüzgar enerjisine yönelik federal desteği geri çekti.

Cenevre’de devam eden plastik müzakerelerine petrol, petrokimya ve plastik endüstrilerinden 234 lobici zirveye katılırken, bu sayı 27 AB üye devletinin tamamının toplam delegasyonlarından daha fazla. Lobicilerin sayısı benzer şekilde müzakerelere katılan bilim insanı sayısını da aşıyor. Uluslararası Çevre Hukuku Merkezi’nin (Ciel) yaptığı analizde ayrıca Mısır, Kazakistan, Çin, İran, Şili ve Dominik Cumhuriyeti’nin ulusal delegasyonlarında 19 lobicinin yer aldığı tespit edildi. Ciel’in küresel plastik ve petrokimyasallar kampanyacısı Ximena Banegas, “Fosil yakıt şirketleri plastik üretiminin merkezinde yer alıyor, çünkü plastiklerin %99’undan fazlası fosil yakıtlardan üretiliyor” derken şöyle devam etti: ”İklim müzakerelerinde onlarca yıl süren engellemelerden sonra, neden birileri plastik anlaşması görüşmelerinde birdenbire iyi niyetle ortaya çıkacaklarını düşünsün ki?” Sayı, plastik üretimi ve bunun neden olduğu atık sorunu konusunda anlaşmaya varmak için 5-14 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen iki haftalık toplantının üçüncü gününde açıklandı. Görüşmelere katılan lobicilerin sayısı, sürecin başladığı 2022 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde artarken, ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar da derinleşiyor. Bu arada bünyemize mikroplastiklere sızmaya ve bizi sağlığımızdan etmeye devam ediyor.

Ülkemizi geleceğe sürdürülebilir, yaşanabilir şekilde taşımanın gelecek nesillere bir borç olduğunu belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, etkisini artıran küresel iklim değişikliği sonucunda yağış rejiminde yaşanan değişimlerin, sıcaklık farklılıkları ile gıda ve suya ulaşımda ciddi sorunlar oluşturmaya başladığını söyledi. AA’nın haberinde, bu durumun doğal afetleri de tetiklediğini tarım ve tarıma dayalı sanayiyi olumsuz etkilediğini vurgulayan Demir, “Çok ciddi anlamda ürün kaybı ve kalitede düşüş meydana getirdi. Bu da yaşadığımız bu sürecin ne kadar etkili olduğunu, önümüzdeki yıllarda bizleri nelerin beklediği anlamında da bize ciddi anlamda uyarılar veriyor. Tarım çok ciddi bir eşikten geçiyor” dedi. Türkiye’nin su kaynaklarında ciddi azalmalar meydana geldiğine işaret eden Demir, “Son aylarda pek çok yerde su kesintilerine gidilmeye başlandı ki bu uyarıları baştan beri veriyoruz. Önümüzde iki aylık bir süreç yine benzer iklim olayları yaşayacağımız bir süreç olarak görülüyor. Bu süreçte pek çok metropolde de maalesef su krizi yaşama riskimiz artarak devam ediyor. Bunun için de artık suyla ilgili gerekli tedbirleri alarak, su tasarrufu yaparak, suyu daha az kullanarak en azından yaşayacağımız önümüzdeki ayları rahat geçirmek için tedbirler almanın artık son eşiğindeyiz” diye konuştu. Ülke olarak kişi başı su kullanımını 100 litrenin altına çekmemiz gerektiğini, metropollerde de bunu en azından 150 litrelere çekmemiz gerektiğini belirtti. Tabii en büyük tatlı su varlığı kullanımı hala tarım olmaya devam ediyor. Yediğimiz her besinde gömülü su var ve en büyüğü hayvansal gıdalarda.