Sesli doğa müzesi.
Bitkiler âleminin tuhaf ve muhteşem dünyasını belgeleyen botanik sanatına dair her şeyin konuşulacağı bir program.
Sesli doğa müzesi.
Bitkiler âleminin tuhaf ve muhteşem dünyasını belgeleyen botanik sanatına dair her şeyin konuşulacağı bir program.
Homeros'un "gül parmaklı" dediği, şafak tanrıçası Aurora'ya adanmış yaban gülünü konuştuk.
Vanilya, safrandan sonra dünyanın en pahalı baharatlardan biri ve bir orkide türünden elde ediliyor.
18. yüzyılda yaşamış İskoç bitki ressamı Elizabeth Blackwell (1707–1758) keskin gözlem gücüne dayanan, harika bitki resimleriyle dolu, o zamanın bilim çevresinde de hayli takdir görmüş A Curious Herbalşifalı bitkiler kitabının yaratıcısı…
Tekinsiz bir bahçede dolaşıp, adını hep duyduğumuz iki “kötücül” bitkiyi, iki ünlü zehri konuşuyoruz: Biri ölüme mahkum edilen Sokrates’in, bile bile zehrini içtiği baldıran otu, diğeriyse Romeo ve Jülyet’in trajik sonunu getiren belladonna.
Hem güzel, gösterişli hem de derin kökleriyle güçlü mü güçlü bir çiçek: Zambak.
Kraliçe'ye ithaf edilen o mucizevi bitkiyi, Victoria Amazonica'yı konuşuyoruz.
Olağanüstü yeteneğiyle nam salmış, Viktorya döneminin en üretken ve en yetenekli botanik ressamlarından birinden bahsedeceğim: Walter Hood Fitch.
Anadolu'ya ilk gelen doğa bilimci ve gezgin Fransız Pierre Belon'un adımlarını takip ediyoruz.
Şekerkamışı, dünya tarihini değiştiren bitkilerden biri. Ondan elde edilen "beyaz zehir" eroin, kokain ve alkol kadar öldürücü. Sadece sağlık sorunlarına yol açtığı için değil, tarihte yüzyıllar boyunca bu beyaz zehir uğruna milyonlarca insan acı çektiği için...
Yaz sıcaklarına karşı pek "direngen", yüzlerce yıldır insanlığın bin bir derdine deva bir bitki: Deve dikeni. Anadolu'da deve kengeli, meryemana dikeni, süt deve dikeni, sütlü kengel, akkız, şevketül meryem, mübarek dikeni gibi adlarla da biliyoruz biz onu...
İzlenimci ressam Claude Monet'nin kendi elleriyle yarattığı ve "en büyük şaheserim" dediği Giverny'deki cennet bahçesinde gezineceğiz. Bugün müze olarak korunan bahçe, her yıl binlerce ziyaretçinin akınına uğruyor. Son dönem resimlerinin, özellikle Nilüfer tablolarının en büyük ilham kaynağı...
İki gülün hikayesi var bu programda: Biri hoş kokulu özünden gül suyu ve yağ damıtılan o çok değerli Damask gülü, bizim Isparta gülümüz... Diğeri de Çin'den Avrupa'ya taşınan Fortune's Double Yellow. Geçen hafta anlattığım "çay casusu" Robert Fortune'un Çin'den toplayıp Batı'ya taşıdığı en güzel sarı güllerden biri.
Bir bitki casusluğu hikâyesi anlatıyoruz size. Çin'in devlet sırrı gibi koruduğu çayın tüm sırlarını öğrenmek için ülkeye sızan İskoç botanikçi Robert Fortune var bu casusluk hikayesinin arkasında...
Alışılmışın dışında bir teknikle yapılmış ama bilimsel doğruluğu ve sanatsal inceliğiyle o dönemin önemli botanik illüstrasyonlarıyla yarışacak düzeyde olan 10 ciltlik Flora Delanica koleksiyonu ve yaratıcısı İngiliz sanatçı Mary Delany'den bahsediyoruz.
Biri çayırlıklarda minik mavi boncuklar gibi parlayan "unutmabeni" çiçekleri, diğeri de peri masallarını süsleyen "yüksük otları". Kendi halinde görünseler de ikisinin de hikayesi, isimleri kadar ilginç...
1700’lerde Sir Joseph Banks ve bilim ekibi, James Cook’un kaptanlığında, Endeaovur gemisiyle yapılan ilk sefere katılmış; Londra’ya döndüklerinde -yanlarında getirdikleri “doğa hazineleriyle”- bilinmeyen birçok yeni türü bilim dünyasına kazandırmışlardı. Bugün o hazinen bir kısmını bir araya getiren, Florilegium kitabından konuşuyoruz.
Dinozor çağından kopup gelmiş, dünya üzerinde çok az sayıda kalmış Wollemi çamından bahsediyoruz.
Michel Lis ve Beatrice Vingtrinier’nin yazdığı “Flowers in the Louvre” kitabı rehberliğinde, Louvre müzesinin galerilerinde, çiçek hikayeleri peşinde başladığımız turun ikinci bölümüyle devam ediyoruz.
Gökkuşağından tülüyle, yeri ve göğü birleştiren kanatlı bir tanrıçayı anımsatıyor: Iris ya da diğer adıyla Süsen.
Kimi seyahatnameler o gezginlerin dolaştığı coğrafyaların flora ve faunasına dair çokça bilgi verdiği için doğa tarihi açısından birer hazine değerinde... 16. yüzyıldan sonra Osmanlı topraklarına gelen birçok gezgin var; Anadolu florası ve faunasıyla ilgili ilk bilgilerimizi de bu ilk araştırmacıların, yurtlarına döner dönmez kaleme aldıkları seyahatnamelerden elde etmişiz.