Mithat Sancar

Diyarbakır'da sokaklar her zaman çok canlıydı. Gördüm ki, şimdi sokaklar her zamankinden de canlı. Birikmiş onca acıya rağmen öfkeden çok hayata özlem var bu canlılıkta. Acıyı böylesine bir vakarla yaşamak, Diyarbakır'dan tüm ülkeye yayılması gereken bir nimettir; kadrini bilelim.

Diyarbakır, kapılar ve sokaklar şehridir bir bakıma. Zamanın diplerindeki sonsuz renklere açılan kapıları, geçmişin türlü tonlardaki seslerine ve sessizliğine yürüyen sokakları vardır.

12 Eylül darbesinin iki liderinin yargılandığı dava bugün başlıyor. Şüphesiz böyle bir davanın açılmış olması, başlı başına çok önemli bir olay. Ancak bunun anlamını ve değerini belirlerken, temkinli davranmakta yarar var.

Kaç gündür "Kürt sorununda yeni strateji" diye bir şey dolaşıyor ortalıkta. Stratejinin içeriğine baktığımızda, "yeni" ile "eski"nin birbirine karıştığını görüyoruz.

Diyarbakır'daki Newroz manzarası, yasaklar, baskılar ve şiddet üzerine inşa edilen güvenlik politikalarının iflasını bir kez daha resmetti. Açık Gazete'de Mithat Sancar'la Newroz kutlamalarının birkez daha ortaya koyduğu, ayrımcı ve güvenlikçi politikaların iflası hakkında konuştuk.

"İnsanlık suçunda zamanaşımı olmaz," derken Sivas Katliamı davasında mahkemenin verdiği zamanaşımı kararından sonra ülkemizde hukukun varlığından sözetmek mümkün müdür artık?

Operasyonlar, gözaltılar, tutuklamalar, yargılamalar vs; sadece siyasal tartışmaları ve dengeleri belirlemekle kalmıyor, günlük hayat planlarını ve geleceğe dair tasavvurları da şekillendiriyor.

Demokratik ve sivil bir anayasa umuduna dair toplumdaki umut ve ilgi gittikçe azalıyor gibi görünürken, Açık Gazete'de Mithat Sancar'la "yeni anayasa" hakkında konuştuk: "Yapılacak anayasanın 'yeni' olabilmesi, mevcut siyasal yapı ve kültürle köklü ve samimi bir hesaplaşmaya dayanmasına bağlıdır.

Kamuoyunda yeni anayasa sürecine yönelik bir heyecan bulunmadığını herkes görüyor. Heyecandan vazgeçtik, anlamlı sayılabilecek bir ilgiden bile söz etmek çok zor.

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la, Pazar günü küfür ve intikam mesajlarının gölgesinde yapılan ve bir anmadan çok, ırkçı bir gösteri denebilecek Hocalı mitinginin bir kez daha önümüze açıkça serdiği, Türkiye'nin en derin ve vahim gerçeklerinden olan ırkçılık ve nefret söylemi hakkında konuştuk.

Karanlıkta kalmış cinayetlerin aydınlatılması, faillerinin ortaya çıkarılıp cezalandırılması, adaletin sağlanması şarttır. Bu gereklilik yerine gelmeden insan haklarından ve hukuktan söz etmek de mümkün olmayacaktır.

Nedir ki anadili? İnsanların bırakın kendilerini en iyi ifade etmede, sadece ifade edebilmede, yani kendi benlikleri ve başka benliklerle ilişki kurabilmede kullanacakları en doğal parçalarıdır.

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la MİT Krizi'nin faktörleri ve dinamikleri hakkında konuştuk: "Aktörler önemlidir elbette; ama faktörler ve dinamikler de en az onlar kadar, hatta daha da önemlidir.

Toplumsal olaylara ve siyasal gelişmelere, salt aktörler üzerinden bakma ve anlam verme alışkanlığı çok yaygındır bu memlekette. İlk akla gelen soru şu oluyor çoğunlukla: Kim, kime karşı yaptı?

Otoriterlik, Türkiye'de siyasal kültürün kuvvetli bir unsurudur. Otoriterliğin kaynakları, çok büyük ölçüde modernleşme sürecinde yatıyor.

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la, AKP iktidarının otoriter ve hatta totaliter diyecebileğimiz, muhalefete tahammülsüz siyaset tarzının analizini yaptık. "AKP, devlet eksenli siyaset hattından hiç ayrılmadı.

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la, Ömer Madra'nın "Umut Her Zaman Vardır" başlıklı yazısından yola çıkarak, oradan Portekizli şair ve yazar Fernando Pessoa, Avusturyalı yazar Rober Musil, Ingeborg Bachman gibi edebiyatçıların da izinden giderek, umut ve iyimserlik hakkında, daha iyi bir dünya için ver

Bir yakınınızın, sevdiğiniz birinin, canınız ciğeriniz olan bir insanın yaşayıp yaşamadığını bilmemek; ölüm acısından öte bir yaradır. Hayatından umudu kestiğinizde, ölüsünü görememek ve gömememek de öyledir.

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la Hrant Dink cinayetinin ardındaki hakikatin izini sürdük: "Hrant, yaşadıkça ve konuştukça, Türkiye toplumunu yüzleşmeye davet ediyor, hatta mecbur bırakıyordu."

Hrant cinayeti davasından çıkan karar, bir sarsıntı yarattı. Bir tür siyasal ve toplumsal deprem de diyebiliriz buna. Belki şiddeti çok yüksek değil, ama yine de yer yerinden oynadı.

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la 12 Eylül'ün sorumlularının yargılanmasının Türkiye toplumu için önemi ve anlamı hakkında konuştuk.

Ölüm, ne zaman ve nereden gelirse gelsin acıdır. Lakin öldürmelerle gelen ölümler, çok daha acıdır ve de kalleştir. Hele bir de "hesabı sorulmamışsa", o ölümler bir iç yangını olur, sürer gider!

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la, 29 Aralık günü Uludere'de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı operasyon sonucu, aralarında pek çok çocuk da bulunan 35 sivil vatandaşın öldürülmesi üzerine konuştuk: "Savaş mantığına dayalı politikalar, daha çok acı ve daha derin bataklık üretmekten başka bir işe yar

Otuz beş yoksul Kürt! Bombalar yağdı üzerlerine, önce öyle katledildiler. Devlet ve medya, saatlerce yok saydılar bu katliamı.

Geçmişte yaşanan olaylardan hangilerinin nasıl hatırlanacağına, büyük ölçüde ulusal otoriteler karar veriyorlardı. Tabular yaratmak ve bu tabuları hukuksal araçlarla koruma altına almak o kadar zor değildi.

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la yılın son programında, geçtiğimiz yıl Türkiye'de ve dünyada olup bitenlere dair bir değerlendirme yaptık.

Ayhan Çarkın, bir dönemin kirli sicilini aydınlatmak için her fırsatta konuşuyor. Korkunç cinayetleri bütün ayrıntılarıyla anlatıyor. Cinayetlerin işleniş biçimi, yeri ve tarihi konusunda somut bilgiler veriyor; katillerin isimlerini belirtiyor.

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la, eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın'ın itirafları, açıklamaları ve bu açıklamaların devlet yetkilileri, savcıları tarafından nedense dikkate alınmaması ve buna paralel olarak Arjantin'deki benzer durumlardan yola çıkarak, geçmişle hesaplaşma, bireysel vicdan, kolek

Türkiye, bir "gecikmişlikler ülkesi"dir. Birçok alanda "geç kalmış"tır. Modernleşme sürecine geç girmiş, uluslaşmada gecikmiştir meselâ. Ve bunun önemli sonuçları vardır. Siyasal kültür, toplumsal yapılar, yönetim zihniyeti üzerinde ciddi etkileri olmuştur meselâ.

Açık Gazete'de Mithat Sancar'la Türkiye'nin geçmişle yüzleşme ve hesaplaşma konusundaki gecikmesinin, aslında siyasal kültürün ve toplumsal yaşamın modernleşmesinde yaşanan gecikmenin, soğuk savaş kültüründen çıkamamasının bir sonucu olduğunu konuştuk.