Ercüment Gürçay
Geçtiğimiz hafta sonu Serkan Taycan’ın rehberliğinde Müze Gazhane’deki sergiyi gezdik. Taycan’la iki saate yaklaşan harika bir yolculuk yaptık ve ses kayıtları aldım. Bu hafta 'Babil’den Sonra'da bu ses kayıtlarından kısa kısa dinletilerin de yer aldığı bir program yaptık.
Türkiye Yeşilleri’nin kolektif çabasıyla 2008’de yayın hayatına başlayan, bağımsız ve topluluk destekli gazetecilik akımının ülkemizdeki en önemli temsilcilerinden biri olan Yeşil Gazete 15 Eylül’de 13. yaşına girdi. Kendisinin de gönüllüsü olduğu programcımız Ercüment Gürçay Yeşil Gazete'yi ve gazetenin Açık Radyo'yla işbirliğini kaleme aldı.
"... Şimdilerde ne zaman bir kayıttan sesini duysam, ona dair bir cümle okusam içinde bulunduğumuz zamanın omuzları düşer..."
Türkiye’de radyo yayıncılığı; fiilen 1990'a, anayasal olarak 1993'e kadar devlet eliyle yürütüldü.1993 yılındaki anayasa değişikliği ve 1994 yılında çıkarılan kanunla devlet tekeli kalktı ve özel yayıncılık devreye girdi.
İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’in iklim yıkımını durdurmak amacıyla hiçbir gerçekçi adım atmayan hükümetlere karşı başlattığı “iklim için okul grevleri” dünyanın birçok ülkesinde 15 Mart ve 24 Mayıs 2018 tarihlerinde gerçekleştirilmiş, onlarca ülkede iki milyondan fazla g
Mavi askılı kot tulumu, hasır şapkası, görmeyen gözlerini örten bir camı düşmüş gözlüğü ve pamuk şekeri sakallarıyla, New Orleans sokaklarının simgesi olan, bu sevimli mi sevimli, 75’lik delikanlıyı tanımayan yoktur sanıyorum.
Şair Ahmet Ada "Hep bir atlı gibi düşledim/ atını doludizgin süren/ Küba’nın ovalarında/ yeleleri rüzgârlı atını..." diye betimliyordu José Martí'yi bir şiirinde.
Hani bazı insanları tanırsınız ve belki de farkında olmadan onları tanrı katına yerleştirip, ölümsüzlükle taçlandırırsınız ve bir gün, bir anda ölüm haberiyle tüm bu büyü dağılıp gider.
Nuh Köklü arkadaşımızdı. Geride bıraktıkları, mücadelesi, anıları, yazıları ve sesiyle onu hep hatırlayacağız ve her zaman arkadaşımız olarak kalacak.
Stelyo Berber 2009 yılında Pelin Suer ile birlikte “Café Aman İstanbul” grubunu kurdular. Bu hafta Babil’den Sonra’da, Stelyo Berber ve Pelin Suer konuğum oldular, Rembetiko müziğini ve Café Aman İstanbul’u konuştuk.
'Playing for Change Band' müzisyenleri yaşadığımız gezegenin daha iyi, daha özgür ve daha adaletli bir yer olması için hepimizi şarkı söylemeye davet ediyorlar.
3X2 bir aile. Bildiğimiz şarkıları- ezgileri kendi deneysel üsluplarıyla yorumlamaya çalışan, besteleri de olan; her biri çeşitli koro geleneklerinden gelen ve dolayısıyla müzikte ( ve yaşamın her alanında) çok sesliliği seven- arayan; üretmek ve ürettikleri her şeyi paylaşmak isteyen; her şeye rağmen, her yeni güne umutla uyanan ve bu umudu beraberliklerine, müziklerine katık eden bir aile. 3X2 "Babil'den Sonra"nın konuğuydu.
Bu hafta Babil’den Sonra programımda iki kardeş müzisyen konuğumuzdu: Selim ve Kerim Altınok. Altınok Kardeşler'in yaşamı gerçek bir inat hikâyesi. Çok küçük yaşlarda görme yetilerini kaybetmelerine rağmen ailelerinin de yaratıcı desteğiyle, hiçbir zaman bıkmadan, usanmadan, her an güzel olan şeylerin peşi sıra gitme cesaretini gösterip, hayata sıkı sıkı sarılarak bütün zorlukları birlikte aşmışlar ve “karanlığın renginin aslında beyaz olduğunu” yaşamlarıyla kanıtlamışlar.
Bu hafta Babil'den Sonra'da, yaşamını türkülere adamış radyo emekçisi Yaşar Özürküt ile radyoyla ve türkülerle geçen yaşamına dair konuşup, "Öyküleriyle Türküler" çalışmasında yer alan türkülerden seçtiklerimizi dinlettik.
Babil’den Sonra'da bu hafta Ruhi Su’yu andık ve onun halk türküleri yorumlarından örnekler dinledik. Öğrencileri, sevenleri, dostları onu 32. ölüm yıl dönümünde 20 Eylül Çarşamba günü, Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde saat 20.00’de başlayacak bir etkinlikle Ruhi Su'yu anacaklar. Etkinlik ücretsiz ve herkese açık.
Latin Amerika’yı önce edebiyatıyla tanımıştım. Ülkü Tamer’in güzel Türkçesiyle dilimize kazandırdığı şiir çevirilerinin yer aldığı Çağdaş Latin Amerika Şiiri Antolojisi 1980’lerin başında yayımlanmıştı. Bu hafta da Latin Amerika tutkunu- gezgini Hakan Şengün ile Latin Amerika’yı sınırlı bir sürede de olsa birçok farklı yönleriyle konuştuk, getirdiği müzikleri dinlettik.
Manos Hacıdakis, doğumunun 92. yılında doğduğu kent olan Xanthi’de (İskeçe) bir hafta sürecek bir etkinlikle anılacak. Etkinlikler 25 Ağustos- 1 Eylül tarihleri arasında Hacıdakis’in doğduğu evde gerçekleştirilecek. Açık Radyo'da da bu hafta Babil'den Sonra programında şarkılarıyla Manos Hacıdakis'i andık.
“Ben bir toz fırtınası mültecisiyim” diye başlıyordu Woody Guthrie şarkısına “…sadece bir toz fırtınası mültecisiyim…” ve “… merak ederim, hep toz fırtınası mültecisi olarak mı kalacağım?” diye bitiriyordu şarkısını.
Yaklaşık 50 senedir dünyanın radyo bahçesinde, avcı- toplayıcı bir radyo gezgini gibi, seslerin, sözlerin, şarkıların peşi sıra geziniyorum, beğendiklerimi de topluyorum. 29 Nisan’ dan başlayarak 25 hafta boyunca her cumartesi 16.00’ da, hayatımda bir iz bırakan, rüzgâra bırakılmış sesleri, sözleri, şarkıları sizlerle paylaşmaya çalışacağım.