Endülüs’ün gitarı: Paco De Lucia

-
Aa
+
a
a
a

Hani bazı insanları tanırsınız ve belki de farkında olmadan onları tanrı katına yerleştirip, ölümsüzlükle taçlandırırsınız ve bir gün, bir anda ölüm haberiyle tüm bu büyü dağılıp gider.

Fotoğraf: Montreux Jazz Festival

Paco De Lucia’nın 2014 yılının 26 Şubat günü Meksika’da çocuklarıyla plajda futbol oynarken kalp krizi geçirip öldüğünü duyduğumda inanamıştım. Hani bazı insanları tanırsınız ve belki de farkında olmadan onları tanrı katına yerleştirip, ölümsüzlükle taçlandırırsınız ve bir gün, bir anda ölüm haberiyle tüm bu büyü dağılıp gider. Aynı öyle olmuştu haberi duyduğum andaki duygum…

1980’lerin ilk yarısında ilk kez Paco De Lucia’yı canlı izleme şansım olmuştu. Önceleri nadir bulunabilen kasetlerinden ve LP’lerinden az çok biliyordum onu. Ama sahnede canlı olarak izlemek bambaşka bir duyguydu…

AKM’nin ayakta olduğu yıllardı ve her hafta birçok konserler yapılıyordu. O günlerde çalıştığım firma aynı zamanda AKM’nin ses ve ışık sistemlerinin de tedarikçisiydi. Paco de Lucia, kardeşleri flamenko şarkıcısı Pepe, Flamenko gitaristi Ramon’ un da yer aldığı, 1981 yılında kurdukları 'Paco De Lucia Sekstet' ile Avrupa turnesi kapsamında İstanbul’a geleceklerdi. Biletix ve benzeri satış organizasyonları yoktu. Her önemli sanatçının konserinde olduğu gibi bu konserin biletlerinin çıktığı gün AKM gişelerinin önünde uzun kuyruklar oluşmuştu ve fiyatı hiç de ucuz olmayan bin bilet kısa zamanda satılmıştı. Bana Paco’yu tanıtan ve sevdiren rahmetli Bülent abimle birlikte, AKM’nin ses-ışık teknisyeni Ahmet Defne’nin verdiği davetiyeyle konser salonuna girebilmiş ve sahnenin sağ ön tarafında yerimizi almıştık. Paco ve arkadaşları sahnede belirince dakikalarca süren, dinmek bilmeyen alkışları anımsıyorum. Gitarda kardeşi Ramon de Algeciras, basgitarda Carlos Benavent, vokal ve ritim gitarda diğer kardeşi Pepe de Lucia, flüt ve saksafonda Jorge Pardo, perküsyonda Rubem Dantas önce alkışlarla sahneye geldiler. En son elinde gitarıyla Paco sahneye çıktı. Sahnede elinde gitarıyla bir Endülüs tanrısı gibiydi Paco. Gitar ona, o gitara çok yakışıyordu. Alkışlar yükseldi, yükseldi ve dakikalarca sürdü. Sonra ilk şarkıya girdiler ve alkışlar bir anda bıçak gibi kesildi… Arada izleyici sıralarından yükselen çığlıklar… Şarkı sonlarında dinmek bilmeyen alkışlar… Konserin sonunda ısrarla devam eden alkışlar ve ardı ardına gelen bisler… Keşke hiç bitmese dediğim rüya gibi bir konserdi. Tadı hala kulaklarımda ve ruhumda…

Francisco Gustavo Sanchez Gomez veya bilinen adıyla Paco de Lucia 1947’de İspanya’da Cadiz- Algeciras’ da dünyaya gelmiş. Babası Antonio Sanchez de Roman asıllı bir flamenko gitaristiymiş. Gitar dinleyerek büyümüş. Bir söyleşide gitara olan yolculuğunu anlatırken “…Çalmaya başlamadan önce flamenkonun her ritmini biliyordum. Müziğinin duygusunu ve anlamını biliyordum, bu yüzden çalmaya başladığımda kulağımdaki sese gittim sadece.” diyordu.

Paco de Lucia sahne ismini annesi Lucia Gomes’in onuruna almış. Paco de Lucia, 'Lucia’nın Çocuğu' anlamına geliyor.

1958'de, on bir yaşında ilk defa Radio Algeciras’da çıkmış. Bir yıl sonra prestijli Jerez flamenko yarışmasında özel ödül almış 1961'de dansçı José Greco' nun flamenko grubuyla turneye çıkmış, çeşitli ülkelerde konserlere katılmış.

New York'ta kendisini etkileyen en önemli müzisyenlerden gitarist Sabicas'la tanışmış. Onunla birlikte müziği bir başka boyuta taşınmış.

İspanya'ya döndükten sonra, 1964'te ailesiyle birlikte Madrid'e taşınan Paco de Lucia, gitarist Ricardo Modrego ile üç albüm kaydetmiş: 'Dos guitarras flamencas', 'Dos guitarras flamencas en stereo' ve 'Doce canciones de Federico García Lorca para guitarra'. 1966'da kardeşi Ramon ile birlikte üç albüm kaydetmiş. 1967'de ilk solo albümünü yayımlamış: 'La Fabulosa Guitarra de Paco de Lucía'.

1968 ile 1977 arasında dostu Nuevo (Yeni) Flamenko müzisyeni Camarón de la Isla ile sıkı bir çalışma dönemi geçirmiş ve birlikte on albüm yapmışlar.

Paco De Lucia’nın birlikte çalıştığı müzisyenlerden birisi de kardeşi Ramon Algeciras’tı. Açık söylemem gerekirse en çok Algeciras’la yaptığı albümleri beğeniyorum. Ramon Algeciras ağabeyinden beş yıl önce 2009 yılında 61 yaşında Madrid’te hayata veda etti.

Paco De Lucía, 1970'lerin sonlarından itibaren caz fusion'a ilgi duymaya başladı. Al Di Meola'nın 1977'deki 'Elegant Gypsy' albümünde bu tarzın seçkin bir örneğini görüyoruz.

De Lucía, 1979' da John McLaughlin ve Larry Coryell ile 'Gitar Üçlüsü' kurmuş ve kısa bir Avrupa turuna çıkarak Londra'da Royal Albert Hall'da 'Ruhların Buluşması' adlı bir video kaydını yapmışlar. İlerleyen zamanda Al Di Meola, Coryell'in yerini almış ve 1981'den itibaren bu üçlü üç albüm kaydetmişler.

De Lucía, kendi başına geleneksel ve modern flamenko stillerinde çeşitli albümler çıkarmış. Geniş repertuarıyla yeni bir flamenko anlayışı yaratmış ve gitarın teknik ve müzikal sınırlarını genişletmişti. 2004’te İspanya’nın prestijli ödülü Asturias Sanat Ödülü’nü kazanan Paco de Lucia’ya bu ödül 'en evrensel flamenko sanatçısı' olması dolayısıyla verilmişti.2007'de Cadiz Üniversitesi de Lucía'nın müzikal ve kültürel katkılarını kendisine fahri doktora (Doktor Honoris Causa) payesi vererek ödüllendirmişti.

Bir başka detayı daha paylaşmam gerekirse: 1991'de Joaquín Rodrigo'nun 'Concierto de Aranjuez'ini yorumlaması istenene kadar nota okumayı bilmemekteydi. De Lucía daha sonra, konçertoyu yorumlarken klasik gitarcıların önem verdiği tonal sadakatten ödün vererek ritmik doğruluğa öne çıkardığını açıklamıştı. Bana göre konçertonun en güzel yorumudur onun yorumu.

İspanyol yönetmen Carlos Saura’nın üç filminde de gitarıyla yer aldı. 'Carmen' (1983), 'Sevillanas' (1992) ve 'Flamenco Flamenco' (2010). Özellikle 1983 yapımı 'Carmen' filmindeki rolü unutulmazdı. Film, 1985'te 'En İyi Yabancı Film' dalında İngiliz Bafta Ödülü'ne değer görülmüştü.

Paco de Lucía, son yıllarında hem İspanya’da ve hem de Meksika’da yaşıyordu. 26 Şubat 2014 günü Meksika’da Cancun’da çocuklarıyla bir kumsalda oynarken geçirdiği kalp krizi sonucu 66 yaşında hayatını kaybetmişti.

Paco de Lucia’nın doğum yeri olan Endülüs’teki Algeciras eyaletinde iki günlük yas ilan edilmiş; Cadiz Belediye Başkanı Jose Ignacio, müzisyenin ölümünü “Endülüs kültürü için tamir edilemez bir kayıp” olarak nitelendirmişti. Bir başka seveni ise “Huzur içinde yat. Meleklere gitar çalmayı öğreteceksin artık” diye tweet atmıştı.

Bu hafta Babil’den Sonra’da Paco De Lucia’yı konuşup, konserlerinden ve albüm kayıtlarından seçtiğim şarkıları dinlettim. Programı buradan dinleyebilirsiniz.

Videonun sonunda Paco’nun cenaze töreninden görüntülere de yer verdim. Videoda Paco doğduğu kent olan Cadiz’de binlerce seveninin alkışlarıyla son yolculuğuna uğurlanıyor. Önce Cadiz Belediye başkanı Jose İgnasio’nun sesini duyuyoruz ardından gitarları ve şarkılılarıyla arkadaşları sözü devralıyorlar ve hep birlikte Paco’yu sonsuzluğa uğurluyorlar.

Öldüğünde geride geleneksel flamenko, caz, funk ve klasik müzikte otuzdan fazla albüm bırakan Paco de Lucia benim müzikteki kahramanlarımdan birisiydi, en iyi gitarcımdı. Paco ölümünden beş yıl sonra bugün de gitarıyla gönül telimizi titretmeye devam ediyor.