Haberler, görüşler, değerlendirmeler...

24 Haziran 2018'de yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine dair değerlendirmeler, Açık Radyo'da yayınlanan haber, değerlendirme ve görüşler, iç ve dış basında yayımlanan bazı makaleler.
Haberler, görüşler, değerlendirmeler...
24 Haziran 2018'de yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine dair değerlendirmeler, Açık Radyo'da yayınlanan haber, değerlendirme ve görüşler, iç ve dış basında yayımlanan bazı makaleler.
Nasıl bir ülkede yaşadığımız, dün gece Cumhuriyet'e yağdırılan cezalarla bir kez daha çırılçıplak gözler önüne serildi.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine ilişkin planlar, İyi Parti’nin mümkünse seçim yarışından uzak tutulması çabasına kadar uzandı. İyi Parti’yi sandıktan uzak tutma arzusu, delege sayısının büyük bir çoğunluğunun imzasına karşın Devlet Bahçeliyönetiminin, AKP’nin de sağladığı imkânlarla MHP’de olağanüstü kurultayı engelleme tavrının devamı olarak da okunabilir.
Bunlar cevabı olmayan büyük sorular. Net olan tek şey, CHP’nin 24 Haziran seçimlerine, sosyal demokrasinin tarihinin en zor döneminde gittiği. 1970’lerde “Bu düzen değişecek”, “Toprak işleyenin, su kullananın” gibi sol sloganlarla iktidara gelen CHP’nin işçileri, emekçileri unutup kafayı dindar oylara takmasının bir nedeni de bu olabilir mi?
AKP’nin meşhur metal yorgunluğunun sadece bir iki belediye başkanının görevden alınmasıyla giderilemeyecek kadar yoğun olduğu anlaşılıyor.
Mardin’in yerine kayyım atanan DBP’li belediye başkanı Ahmet Türk, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP’nin adının CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi ile birlikte geçmesinden Selahattin Dermirtaş’ın adaylığına kadar çeşitli konularda soruları yanıtladı. "En geniş kesime hitap edecek bir demokrasi bloku oluşursa o bloğu destekleme durumu da ortaya çıkabilir."
Beklenen erken seçimi, “Bana bir koca lâzım, o da bu gece lâzım” telaşıyla baskın seçime dönüştüren işaret, hamle, emir -ne derseniz deyin- her zaman olduğu gibi yine Devlet Bahçeli’den geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin İyi Parti’yi seçime girebilir duruma getirmek için yaptığı iş iyi oldu. İyi bir iş olduğu “Cumhur İttifakı”nda hüküm süren öfkeden de anlaşılıyor.
"İlk turda açık ara (yüzde 45) bir yenilginin geri döndürülmesi kolay olmayacaktır"
Kendilerinden ‘beklenmeyen’ bir şey yaptı muhalefet cephesi. Hele CHP’nin böyle bir işe kalkışmasını akıl almıyor . Muhalefete düşen kuzu kuzu kaderine teslim olmaktı oysa… Tıpkı, 7 Haziran (2015) seçimi sonrasında yaptığı gibi…
Millet egemenliği, demokrasi, hukuk ve özgürlükler açısından hayati bir seçim bu. Muhalefet partilerinin birtakım önyargıları, bazı saplantıları şu bir iki gün içinde bir yana bırakmaları şart. Ve birinci tur için tek bir cumhurbaşkanı adayı üzerinde anlaşmaları gerekiyor. Böyle bir uzlaşmanın yaşamsal olduğunu defalarca vurgulamak lazım.