Bu Köşe Kitap Köşesi

-
Aa
+
a
a
a

Yayıncılık dünyasından son haberler, çağdaş yazarlardan sesler...

 
Her Cuma Açık Dergi'nin içinde
 
Kayıt Arşivi  ve Podcast  iTunes / RSS
 
Ceyhan Usanmaz
 
59. Yayın Dönemi: 29 Nisan 2024 - 27 Ekim 2024

Ceyhan Usanmaz, her hafta yeni çıkan kitaplar arasından seçtiği birkaçını tanıtıyor.

18 Nisan 2019

Armağan Tunaboylu’nun her kitabı, yeni okuru dışlamayacak yapıda aslında. Bir polisiye serisinden bahsediyoruz belki ama Metin Çakır maceralarına istediğiniz kitaptan başlayarak dahil olabilirsiniz

04 Nisan 2019

Fotoğraf muhabirinin ortaya koyduklarını maalesef göremiyoruz ‘Köşe Bucak İstanbul’ kitabında ama Osman Cemal Kaygılı’nın 1930’ların İstanbul’una dair yazdıkları, o ‘nostaljik’ manzaraları zihnimizde canlandırmaya yetiyor. 

27 Mart 2019

Holger Feindel’in kitabı, terapi iddiasında değil. Ama vaka örnekleriyle, çalışma materyalleriyle ve özellikle de son sayfalardaki çeşitli testler ve alıştırmalarla 'bataklıkta' olup olmadığınızı değerlendirme imkânı sunuyor, çıkış kapısını gösteriyor

21 Mart 2019

1955 doğumlu Vladimir Sorokin, romanına, Tolstoy’un erken dönem hikâyelerinden biri gibi “Tipi” ismini vermiş olması bir yana, tipik bir Rus klasiği atmosferi yaratmayı da başarmış görünüyor.

13 Mart 2019

'Babil Kitaplığı' öyküsü, ilham vermeye devam ediyor. Bu örneklerden biri de, Steven L. Peck’in yakın bir zaman önce Türkçeye de çevrilen 'Kısa Bir Cehennem' isimli romanı.

06 Mart 2019

Kimi zaman Jungvari bir kişilik testi gibi bile değerlendirilen kitaplıkların hikâyesi, ne kadar anlatılırsa anlatılsın hiç bitmeyecek gibi görünüyor.

28 Şubat 2019

Yesari’nin gözlemleri kadar kaleminin kıvraklığının da eseri olan bu yazılar, bir portreler galerisi sunmanın yanı sıra tarihe farklı noktalardan bakmayı da sağlıyor.

21 Şubat 2019

'Dünün Dünyası', ilk defa yayımlanmıyor elbette Türkçede ama Zweig’ın yeniden gündeme gelmesinin hiçbir sakıncası yok. 

14 Şubat 2019

'Bir Taşra Köpeği’nde, roman boyunca ismini öğrenemediğimiz kahramanımızın peşinde, adı yine roman boyunca anılmasa da neresi olduğunu tahmin edebildiğimiz kentte, kelimenin tam anlamıyla dolanıp duruyoruz.

05 Şubat 2019

Eğer bu masalları da aforizmaları okuduğumuz gibi okursak, her bir masalın merkezinde yalnızca 'cesaret'in yer aldığını zannedebiliriz örneğin; aslında cesaretin sabır, kararlılık, neşe, akıl ve bilgelikle kol kola hareket ettiğini görmezden gelebiliriz!

29 Ocak 2019

Arne Dahl yeni bir seri kaleme almaya başladı ve daha da önemlisi, Türkçede de düzenli olarak okuyabileceğiz gibi görünüyor bu yeni seriyi.

21 Ocak 2019

'Bitkilerin Bildikleri' isimli kitabının her bölümünde bir insan duyusunda odaklanmış ve bu duyunun insanlardaki işleviyle bitkilerdeki işlevini karşılaştırmış, benzerliklerin peşine düşmüş.

14 Ocak 2019

“Yunan Cinayetleri” seçkisini örnek alan bir derleme yayımlandı geçtiğimiz günlerde; “özel” bir derleme olarak da nitelendirebiliriz.

07 Ocak 2019

Her biri kendine has özellikler barındıran on altı “farklı” öykü okuyoruz İstanbul 2099 derlemesinde; ortak payda ise, gelecek tasavvurlarının distopyaya yakın durması. 

31 Aralık 2018

Hikâyenin düğümü elbette çocukların söz aldığı bölümde çözülüyor, gerçi, düğümün nasıl atıldığı da önemli.

22 Aralık 2018

Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi’nde “taşınabilir edebiyat” düşkünlerinin tarihçesini okuyoruz.

05 Mayıs 2016

Barış Müstecaplıoğlu’nun ismini ilk olarak, 2002’de yayımlanan “Korkak ve Canavar” romanıyla duymuştuk. Okurlarını bambaşka diyarlara davet eden bu romanıyla Barış Müstecaplıoğlu’nun kendisi de, Türkçe edebiyatta pek sık adım atılmamış bir diyara girmiş oluyordu.

21 Nisan 2016

Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nı ilk okuduğumuzda, eminim hepimiz, çikolata fabrikasına giriş imkanı veren “altın bilet”ten bir tane de bizim payımıza düşseydi keşke diye düşünmüşüzdür. Bir çikolata ırmağına ya da bir vanilyalı şekerleme dağına, ceviz odasına kayıtsız kalmak pek mümkün değil ne de olsa!

04 Nisan 2016

Werner Herzog, 23 Kasım’da başlayıp 14 Aralık 1974’te sona eren üç haftalık kış yürüyüşü boyunca notlar tutar. Aslında yayımlamak gibi bir düşüncesi yoktur, ama dört yıl sonra küçük not defterini eline yeniden alınca beklenmedik bir hisse kapılır ve bu metni tanımadığı kişilere gösterme arzusu, yabancı gözlere kapıyı ardına kadar açmanın dehşetine ve çekinliğine baskın gelir.

31 Mart 2016

Genellikle caz müziği söz konusu olduğunda karşımıza çıkan jam-session tabirini, bu yazının da çıkış noktası yaparak şöyle devam edebilirim sanırım; Kurbağalara İnanıyorum kitabını okumak, özel bir caz trio’sunu dinlemek gibi...