Şerif Erol

-
Aa
+
a
a
a
31 Mayıs 2002
Sinyaller uzun zamandan beri veriliyordu zaten. Gaz sıkışması, gribal enfeksiyon, tromboflebit... derken Başbakan Ecevit, nörolojik bir rahatsızlığı olduğunu ifade etti geçen günlerde.
30 Mayıs 2002
Yapılan son açıklama ile Başbakan'ın Milli Güvenlik Kurulu toplantısına katılamayacağı resmen açıklandı. Gerekçe: Başbakanın "uzun süreli" bir toplantıya katılmasının doktorlarca uygun görülmediği yönünde.
29 Mayıs 2002
En son, 'Bazı Belirsizlikler' diye başlık atmış ve onu izleyen tefrikanın başlığını da 'Her Şey Yoluna Girerken' diye koymuştuk, ama bu sonuncusu yayımlanamadı. Zaten her şey de yoluna falan girmedi.
29 Mayıs 2002
Birkaç haftadır sıkı sıkı düğümlenen olaylar bu Cuma gününde çözülmeye, bütün sorunlar çözüm bulmaya yüz tutmuş gibi görünüyor.
20 Mayıs 2002
Dün (1 Mayıs) RTÜK yasası Meclis gündemine zaman darlığı yüzünden gelemedi. Asıl sebep sahiden zaman darlığı mı; fena halde belirsiz. Çünkü, milletvekillerinin çok sayıda e-posta, faks, mektup aldığı ve yasanın sebep olduğu sıkıntıdan rahatsız oldukları da ifade ediliyor.
20 Mayıs 2002
Cıvıl cıvıl bir bir Mayıs günü. 1 Mayıs. "Yurdun birçok yerinde gösterilerle kutlandığı" haberi geldi ajanslardan bermûtad. Şimdi, efendim, 1 Mayıs, dünyaya göre dünya işçilerinin birlik ve dayanışma günü. 1889'dan bu yana, yani 112 yıldan beri böyle bilinmiş ve biliniyor.
20 Mayıs 2002
Robert Fisk söylemişti, "Geliyorlar," diye. Şaron'un terörle savaşının ikinci aşaması için Gazze halkının endişe içinde İsrail tanklarını beklediklerini yazmıştı. Yazının mürekkebi neredeyse kurumadan, El-Halil'e saldırı haberi geldi: 9 ölü.
20 Mayıs 2002
Şu bahara girmeden önce geçirdiğimiz üç ay, yeryüzünde kayıtların tutulmaya başladığı 1860'tan bu yana görülmüş en sıcak Ocak, Şubat ve Mart olmuş.
20 Mayıs 2002
Tefrikacılarınızdan birinin asabi hali dünya halini tahlil ve tahrire yeterince müsait olmadığı, diğerinin de üzerinize afiyet nevazilden mustarip olduğu bu güneşli Cuma gününde, Fransa hariç pek de hareketli geçmeyen son yirmidört saatin havadisini kalem be kalem dökelim:
20 Mayıs 2002
Bilimadamları mühim bir keşifte bulundukları zaman bulgularını önce akademik bir yayın organında yayımlarlar, malum. Ama bu sefer öyle olmamış.
20 Mayıs 2002
Fransa'da, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda, yaklaşık 5 milyon oy alarak demokrat kesimin yüreğini ağzına getiren ve de sinirlerini ayağa kaldıran ırkçı aday Jean-Marie Le Pen, Başkan Jacques Chirac'ı televizyonda bir münazaraya davet etmiş.
20 Mayıs 2002
Tefrikacılarınız koltuklarını kısa bir süre için Açık Site'nin çocuklarına devrettiler, ama koridorda çaktırmadan başkalarının koltuklarına oturarak, kısa bir tatil yazısı kaleme almadan da edemediler:
20 Mayıs 2002
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tatili, Türkiye'de gelenekselleşen ve kurumsallaşan bir şekilde, bir ara günün eklemlenmesiyle uzadı ve dört güne çıktı.
20 Mayıs 2002
Milano'da İtalyan – ve Batı – kapitalizminin simgelerinden devasa Pirelli gökdelenine küçük bir uçak çarptı, yangın ve tahribat oldu. En az 5 ölü, 70 yaralı... Haberi duyan ya da gören herkesin aklına terör geldi.
20 Mayıs 2002
Britanyalı bir patolog, Dundee Üniversitesi'nden Adli Tıp profesörü Derrick Pounder, Uluslararası Af Örgütü'nün çalışmaları kapsamında Cenin'e gelmiş ve otopsilere başlamış. Pounder diyor ki: "Çok sayıda sivilin öldüğüne ve enkaz altında bulunduklarına dair iddialar inandırıcı.
20 Mayıs 2002
İsrail'in çekilme haberlerini izleyebiliyor musunuz, bilmiyoruz. Ama bu ağır ağır çekilmenin ardından gazetecilere gösterilen yerlerdeki manzaralar, yeni binyılın tarihine geçmiş bulunuyor, hem de çok fena halde... Reuters muhabirlerinin Cenin'de çektiği fotoğrafları görmelisiniz.
20 Mayıs 2002
Independent gazetesinden Phil Reeves, "İsrail'in onbeş gündür örtmeye çalıştığı canavarca bir suç artık görünür hale geldi," diyor yazısında. "Binlerce insan yıkıntılar arasında yaşıyor. Cesetlerin kokusu dayanılır gibi değil.
20 Mayıs 2002
ABD Başkanı George Bush nasıl söyleyebildi bilemiyoruz, ama İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un bir barış insanı olduğunu söyledi. Şaron da, elhak yüzün kara çıkarmadı Bush'un ve Powell'la şakalaşıp gerginliğini attıktan sonra bir barış konferansı önerdi. ABD önderliğinde bir bölgesel konferans.
20 Mayıs 2002
Gözümüzün önünde oldu: Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı, affedersiniz, sallana sallana gitti İsrail'e. Başkan Bush'un, "gecikmeksizin" çekilme çağrılarından 1 hafta sonra bugün Şaron ile görüşecek. Ardından belki Arafat'la da...
20 Mayıs 2002
Remzi Barud'un 'Cenin'i Unutma' başlıklı yazısına yer vermiştik dün. Daha sonra oluk oluk tanıklıklar aktı ekranlarımıza. Nefesimizi tutup okumaya çalıştığımızda, Cenin'in artık herhangi bir muharebe meydanının ötesinde, bir zulüm meydanı olarak anılacağını düşündük.
20 Mayıs 2002
İsrail askerlerinin gazetecileri ve ambulansları dışarda bırakarak girdiği Cenin'den kıyamet manzaraları tarif ediliyordu gazetelerde. Gazeteler, o haberleri, Cenin mülteci kampında bulunanların cep telefonları sayesinde öğrenebiliyorlardı.
20 Mayıs 2002
Dünyanın tek süperdevletinin süperbaşkanı sinirlendi basın toplantısında: "Ben ne dediğimi biliyorum. Gecikme olmadan çekilmekten kastım, gecikme olmadan çekilmektir. Ben ne dediysem onu dedim." "Efendim, şu konuda bir sorum—" diye birşeyler mırıldanacak oldu Washington'daki acar muhabir.
20 Mayıs 2002
Filistin'le herhangi bir bağlantısı olan biri bugün şaşkın bir öfke ve şok halinde.
20 Mayıs 2002
İsrail Başbakanı Şaron, Amerikalı elçi Zinni'nin, Arafat ile görüşmesine izin vermiş. Şaron'un, kesin tecrit kararından sonra Arafat'ın kapısını Zinni'ye açmasının çok önemli olduğunu, belki de bir u dönüşü anlamına geldiğini dile getirenler var.
20 Mayıs 2002
Antarktika sularında "bilimsel amaçlı avlanarak" Uluslararası Balina Avı Komisyonu'nun 1986'da kararını hiçe sayan Japon avcıları, altı aylık "araştırma gezilerinden" geri dönüyorlar. Gemilerinden ilki bugün Nagasaki'ye, katlettikleri 440 balinayla birlikte varmış.
20 Mayıs 2002
"Ucu bize de dokundu"... Hürriyet gazetesinin manşetinde bu ifade vardı. Bize 'de' dokunan, Ortadoğu'da İsrail ile Filistin arasındaki savaştı. 'Biz' Türkiye idik.
20 Mayıs 2002
'Sözün bittiği yer'e gelip dayanınca, söylenmiş olanları yeniden hatırlatmaktan başka çare göremedik.
20 Mayıs 2002
Nerde kalmıştık?
20 Mayıs 2002
Arap Zirvesi'nden 'Beyrut Mutabakatı' çıkmış olsa da İsrail'de sabaha kadar toplantı halindeydi kabine. Erken saatlerde, Savunma Bakanı Binyamin Ben Eliezer uykusuzluktan şişmiş yüzüyle geçti gazetecilerin karşısına ve bir "koşulsuz savaş"ın başladığını söyledi.
20 Mayıs 2002
İsrail'in sahil beldesi Netanya'da, onlarca kişi 'Pesah' kutlaması için Park Otel'in lobisinde sofraya otururken her şey havaya uçtu. Duvarlar, pencereler, masalar, tabaklar, ayakkabılar, insanlar, organlar...