-
Aa
+
a
a
a

Açık Radyo destek

Sevgili Açık Radyo ve Açık Radyo’nun güzel emekçileri,

 

Özellikle dinleyici destek günlerinde sizlere merhaba demek çok çok zevkli. İnsanın kendine merhaba demesi gibi bir şey. Çünkü bütün bir yıl boyunca sizleri dinliyoruz, sizlere dert yanıyoruz, sizlerin değindiği konular hakkında konuşuyoruz, tartışıyoruz, dönüşüyoruz ve yapabildiğimiz ölçüde de sizleri destekliyoruz. Bu özel günlerde de bunu size söylemek istiyoruz. Yani Açık Radyo’ya karşı aidiyet duygusu hissettiğimizi söylemek istiyoruz. Siyasi gidişatın ve dünyayı saran Covid felaketinin sıkışmışlığı içerisinden nefes almaya çalışırken yoldaşımızsınız hepiniz. Çok teşekkür ederiz. İyi ki varsınız. Hep olun. Açık Radyo hep olsun.

Beste Beygo

Sevgili Açık Radyo ve Açık Radyo’nun güzel emekçileri,

 

Özellikle dinleyici destek günlerinde sizlere merhaba demek çok çok zevkli. İnsanın kendine merhaba demesi gibi bir şey. Çünkü bütün bir yıl boyunca sizleri dinliyoruz, sizlere dert yanıyoruz, sizlerin değindiği konular hakkında konuşuyoruz, tartışıyoruz, dönüşüyoruz ve yapabildiğimiz ölçüde de sizleri destekliyoruz. Bu özel günlerde de bunu size söylemek istiyoruz. Yani Açık Radyo’ya karşı aidiyet duygusu hissettiğimizi söylemek istiyoruz. Siyasi gidişatın ve dünyayı saran Covid felaketinin sıkışmışlığı içerisinden nefes almaya çalışırken yoldaşımızsınız hepiniz. Çok teşekkür ederiz. İyi ki varsınız. Hep olun. Açık Radyo hep olsun.

Beste Beygo

Var ol Açık Radyo

Sevgili Açık Radyo ailesine,

 

Sizlerin sayesinde hala nefes alabiliyor ve bu sebeple müteşekkir hissediyorum.

Tüm Açık Radyo ailesi ve programları hayata açılan kapım ve umut ışığım oldu. Açık Radyo sayesinde aktivizm yapmaya ve mücadeleye başladım. Açık Radyo'nun kendisi benim için en muhteşem aktivizm örneği oldu. Geçmiş dönemde yayınlanan ve dönüp dönüp en başından dinlediğim programlarınızı podcast olarak yayınladığınız için kendi adıma ekstra teşekkür etmek isterim. Kaçırdığım pek çok programı podcast aracılığı ile dinlemek ve bazı programları (Sanat Uzun İlham Sonsuz gibi) defalarca en başından dinleyebilmek biz dinleyicilerinize verdiğiniz en büyük hediyelerden beri, VAR OLUN.

Sizleri HAYATI SEVER GİBİ SEVİYORUM. Çok Yaşa AÇIK RADYO

 

Ali Şahinkaya

Sevgili Açık Radyo ailesine,

 

Sizlerin sayesinde hala nefes alabiliyor ve bu sebeple müteşekkir hissediyorum.

Tüm Açık Radyo ailesi ve programları hayata açılan kapım ve umut ışığım oldu. Açık Radyo sayesinde aktivizm yapmaya ve mücadeleye başladım. Açık Radyo'nun kendisi benim için en muhteşem aktivizm örneği oldu. Geçmiş dönemde yayınlanan ve dönüp dönüp en başından dinlediğim programlarınızı podcast olarak yayınladığınız için kendi adıma ekstra teşekkür etmek isterim. Kaçırdığım pek çok programı podcast aracılığı ile dinlemek ve bazı programları (Sanat Uzun İlham Sonsuz gibi) defalarca en başından dinleyebilmek biz dinleyicilerinize verdiğiniz en büyük hediyelerden beri, VAR OLUN.

Sizleri HAYATI SEVER GİBİ SEVİYORUM. Çok Yaşa AÇIK RADYO

 

Ali Şahinkaya

18. Dinleyici Destek Programı

Sevgili Ömer Madra, Eraslan Sağlam ve Açık Radyonun teknik ekibi;

Bugün 24 Mayıs 2021 Pazartesi, radyoda sevgili Didem Gençtürk'ün Sabahlık programını dinlerken bu satırları yazıyorum. Cumartesi sabahı erkenden kalktım, çok heyecanlıydım, Açık Radyodan arayacaklardı. Mutfak masasını hazırladım. Bilgisayar önümde Açık Radyo müziklerini dinledim, sonra Radyo Agos’u, 10:30 da Dinleyici Destek Günleri başladı. Kalbim heyecandan hızlı hızlı çarpıyordu, aynı stüdyodaki gibi. 1 bardak suyumu da masaya koydum. Ömer Madra ve Eraslan Sağlam'ın seslerini duyuyordum. Saat 11 de telefon çaldı, radyodan bağlandığını söylediler. Kendimi stüdyoda hayal ettim. Yuvarlak masanın etrafında çok konuştuğumu hatırlıyorum. Programın nasıl bittiğini Eraslan Sağlam'ın sesiyle anladım. Telefonu kapattım ve geri saymaya başladım. Her şey için teşekkür ederim. 

Hepinizi çok seven,

Havva Hazer

Sevgili Ömer Madra, Eraslan Sağlam ve Açık Radyonun teknik ekibi;

Bugün 24 Mayıs 2021 Pazartesi, radyoda sevgili Didem Gençtürk'ün Sabahlık programını dinlerken bu satırları yazıyorum. Cumartesi sabahı erkenden kalktım, çok heyecanlıydım, Açık Radyodan arayacaklardı. Mutfak masasını hazırladım. Bilgisayar önümde Açık Radyo müziklerini dinledim, sonra Radyo Agos’u, 10:30 da Dinleyici Destek Günleri başladı. Kalbim heyecandan hızlı hızlı çarpıyordu, aynı stüdyodaki gibi. 1 bardak suyumu da masaya koydum. Ömer Madra ve Eraslan Sağlam'ın seslerini duyuyordum. Saat 11 de telefon çaldı, radyodan bağlandığını söylediler. Kendimi stüdyoda hayal ettim. Yuvarlak masanın etrafında çok konuştuğumu hatırlıyorum. Programın nasıl bittiğini Eraslan Sağlam'ın sesiyle anladım. Telefonu kapattım ve geri saymaya başladım. Her şey için teşekkür ederim. 

Hepinizi çok seven,

Havva Hazer

Merhaba

Merhabalar,

 

Nefes alabilmemizi sağlayan Açık Radyo'ya teşekkürler.

 

Sevgiler, selamlar,

Peykân Gençoğlu

Merhabalar,

 

Nefes alabilmemizi sağlayan Açık Radyo'ya teşekkürler.

 

Sevgiler, selamlar,

Peykân Gençoğlu

Sevgili dostlar, sevgili ailemiz

Sevgili dostlar, sevgili ailemiz,

25 yıl önce sizi ilk dinleyişimdeki sevinç ve hayranlıkla; keza ilk AR-Destek günlerindeki katılım ve paydaşlık heyecanıyla -ve "25 çarpı 365" kez doğrulanıp pekişen GÜVEN ve AİDİYET duygularımla- hepinizi tüm kalbimle kucaklıyorum; tüm iyi dilek ve dualarım sizinledir... İyi ki varsınız, iyi ki hep olacaksınız!..

Hep dinleyiciniz,

Akın Yılmaz

Sevgili dostlar, sevgili ailemiz,

25 yıl önce sizi ilk dinleyişimdeki sevinç ve hayranlıkla; keza ilk AR-Destek günlerindeki katılım ve paydaşlık heyecanıyla -ve "25 çarpı 365" kez doğrulanıp pekişen GÜVEN ve AİDİYET duygularımla- hepinizi tüm kalbimle kucaklıyorum; tüm iyi dilek ve dualarım sizinledir... İyi ki varsınız, iyi ki hep olacaksınız!..

Hep dinleyiciniz,

Akın Yılmaz

Açık Radyo hayattır

Benim Açık Radyo ile tanışmam yayına girmeden birkaç ay önce başladı. O sıralarda çalışmakta olduğum şirketin Tanıtım Danışmanı, bir gün elinde afiş gibi bir şeyle geldi: “Bir sürü entelektüel, iş insanı ve şair ortaklaşa bir radyo kuruyorlar, siz de kurucu ortaklar arasında olmak ister misiniz?” dedi. Patron “Açık Radyo Manifestosu’na” baktı baktı, dudağını büktü “boş iş bu iş, bizim şirketin işine yaramaz” dedi… Uzun zaman bu konu aklıma geldikçe kendisine kızardım ama sonraları hak verdim, doğru söylemiş Açık Radyo o tür şirketlerin işine yaramaz, çünkü onları gönendirmek gibi bir amacı yok, olmadı…

Kısa bir süre sonra Açık Radyo yayına başladı, Göztepe SSK hastanesinin yakınında oturuyoruz, ambülans sesleri, polis frekansı, caddeden geçen bilumum arabaların radyolarının frekansları müsaade ettikçe Açık Radyo’yu dinlemeye başladık. Bir pazar akşamı sanırım bir Balkan gruptan şahane bir “Sevemedim Kara Gözlüm” yorumu dinledik, o kadar beğendik ki programı her pazar dinlemeye çalışıyorduk.

Gel zaman git zaman yeni iş arayışına girdim, görüştüğüm danışmanlık şirketi bana bir şirketin genel müdürü ile randevu organize etti. Görüşmeden önce şirket ve yöneticileri hakkında küçük bir araştırma yaptım: O da ne! Görüşeceğim kişi pazar akşamları yemek masamıza konuk olan programcı değil miymiş? Hatta şirketin sahibi de kurucu ortaklardan biriymiş, aynı şirkette birkaç daha programcı çalışıyormuş. Normalde gitmeyeceğim, evimden çok uzakta, mutlaka araba kullanarak gitmem gerekecek ve ünü pek de hoş olmayan bir semtteki bu görüşmeye tam anlamıyla eteklerim zil çalarak gittim.

Genel müdürle görüşmemiz çok kısa sürdü, ne sordu, o heyecanla ne cevap verdim bilmiyorum ama görüşme bitmeden dayanamayıp Açık Radyo’daki programını dinlediğimi söylemeden duramadım. Vücut dili okuduğumu sanırım, o ana kadar pek gülümsemeden, hızlı hızlı “bu görüşme bitse de işimize baksak” havasındaki Genel Müdür’de mahcup bir göz kaçırması ve yarım bir gülüş oldu gibi geldi. Görüşmeden kısa süre sonra danışmanlık firmasından aradılar ve işe kabul edildiğimi söylediler, ücret ve sair şartları sormadım bile, doğrudan “tamam ne zaman başlıyorum” dedim. Oradaki çalışma hayatım kısa da olsa çok keyifli idi, iş aralarındaki sohbetlerimizin temel konusu radyo idi. Fabrikadan çok “Açık Radyo Kültür ve Dayanışma Derneğinde” çalışıyor gibiydik. Arada patronla (Engin ‘Usta’) Genel Müdürün (RU) arkasından kaynatır, iş hayatında güçlü hitabeti hatta “lafebeliği” ile tanıdığımız kişinin, kısacık anonsları yaparken nasıl sesinin titrediğini, devrik cümleler kurduğunu konuşur, gülüşürdük. Amatörce gönül verilerek yapılan bir işte heyecanlanmamak mümkün mü?

İstanbul’un bir ucundan bir ucuna giderken trafikte kalmamak için sabahın köründe yola çıkar, Radyo’mu dinleye dinleye direksiyon sallardım, bazen şirketlerin kapısı açılmadan varmış olurdum, fırsattan istifade otoparkta araba içinde Açık Gazetemi dinleyerek çaycıların bekçilerin gelmesini beklerdim.

Arkadaşlarım arasında Açık Radyo dinleyenlerin, hatta dinlemekle kalmayıp bir de destekleyenlerin yeri ve öncelikleri hep farklı oldu.

Radyo sayesinde hayatımıza yeni insanlar, farklı tınılar, ilginç bakış açıları girdi. Hep birlikte geliştik, genişledik: Açık Radyo hayat gibi, içinde her şey var; çok sevdiklerimiz de var, pek o kadar ısınamadıklarımız, kapıyı yavaş yavaş araladıklarımız ve hatta bazen kızdıklarımız da…

Çalışma yaşamındayken arabada geçirilen saatler ve hafta sonları ile sınırlı olan dinleyiciliğimiz emeklilik ve pandemi ile daha kapsamlı olmaya başladı. Zaten olduk olası ev hayvanı olmaya meyilliydik, daha da evden çıkmaz/çıkamaz olduk… Internet sayesinde İstanbul’da olduğumuz günlerden daha net ve kesintisiz dinleme zevkine kavuştuk, bak şimdi bir de app’i çıkmış, ne güzel!

Başta Ömer ‘Abi’ olmak üzere bir sürü programcı, evin daimî konuğu, ‘sanal’ arkadaşımız oldu, birlikte güldük, birlikte ağladık. Nasıl geçti 26 sene hiç anlamadık, baksanıza bu sene Açık Radyo Şenliği bile “rüştünü” (eh madem 18’inci) ispat etmiş. Ne şanslıyız ki 26 sene önce bir araya gelmiş ve radyomuzu kurmuşsunuz.

Emeği geçen herkese minnet ve teşekkürlerimizle…

 

Açık Radyo hep açık kalsın!

Mine Canyürek

Benim Açık Radyo ile tanışmam yayına girmeden birkaç ay önce başladı. O sıralarda çalışmakta olduğum şirketin Tanıtım Danışmanı, bir gün elinde afiş gibi bir şeyle geldi: “Bir sürü entelektüel, iş insanı ve şair ortaklaşa bir radyo kuruyorlar, siz de kurucu ortaklar arasında olmak ister misiniz?” dedi. Patron “Açık Radyo Manifestosu’na” baktı baktı, dudağını büktü “boş iş bu iş, bizim şirketin işine yaramaz” dedi… Uzun zaman bu konu aklıma geldikçe kendisine kızardım ama sonraları hak verdim, doğru söylemiş Açık Radyo o tür şirketlerin işine yaramaz, çünkü onları gönendirmek gibi bir amacı yok, olmadı…

Kısa bir süre sonra Açık Radyo yayına başladı, Göztepe SSK hastanesinin yakınında oturuyoruz, ambülans sesleri, polis frekansı, caddeden geçen bilumum arabaların radyolarının frekansları müsaade ettikçe Açık Radyo’yu dinlemeye başladık. Bir pazar akşamı sanırım bir Balkan gruptan şahane bir “Sevemedim Kara Gözlüm” yorumu dinledik, o kadar beğendik ki programı her pazar dinlemeye çalışıyorduk.

Gel zaman git zaman yeni iş arayışına girdim, görüştüğüm danışmanlık şirketi bana bir şirketin genel müdürü ile randevu organize etti. Görüşmeden önce şirket ve yöneticileri hakkında küçük bir araştırma yaptım: O da ne! Görüşeceğim kişi pazar akşamları yemek masamıza konuk olan programcı değil miymiş? Hatta şirketin sahibi de kurucu ortaklardan biriymiş, aynı şirkette birkaç daha programcı çalışıyormuş. Normalde gitmeyeceğim, evimden çok uzakta, mutlaka araba kullanarak gitmem gerekecek ve ünü pek de hoş olmayan bir semtteki bu görüşmeye tam anlamıyla eteklerim zil çalarak gittim.

Genel müdürle görüşmemiz çok kısa sürdü, ne sordu, o heyecanla ne cevap verdim bilmiyorum ama görüşme bitmeden dayanamayıp Açık Radyo’daki programını dinlediğimi söylemeden duramadım. Vücut dili okuduğumu sanırım, o ana kadar pek gülümsemeden, hızlı hızlı “bu görüşme bitse de işimize baksak” havasındaki Genel Müdür’de mahcup bir göz kaçırması ve yarım bir gülüş oldu gibi geldi. Görüşmeden kısa süre sonra danışmanlık firmasından aradılar ve işe kabul edildiğimi söylediler, ücret ve sair şartları sormadım bile, doğrudan “tamam ne zaman başlıyorum” dedim. Oradaki çalışma hayatım kısa da olsa çok keyifli idi, iş aralarındaki sohbetlerimizin temel konusu radyo idi. Fabrikadan çok “Açık Radyo Kültür ve Dayanışma Derneğinde” çalışıyor gibiydik. Arada patronla (Engin ‘Usta’) Genel Müdürün (RU) arkasından kaynatır, iş hayatında güçlü hitabeti hatta “lafebeliği” ile tanıdığımız kişinin, kısacık anonsları yaparken nasıl sesinin titrediğini, devrik cümleler kurduğunu konuşur, gülüşürdük. Amatörce gönül verilerek yapılan bir işte heyecanlanmamak mümkün mü?

İstanbul’un bir ucundan bir ucuna giderken trafikte kalmamak için sabahın köründe yola çıkar, Radyo’mu dinleye dinleye direksiyon sallardım, bazen şirketlerin kapısı açılmadan varmış olurdum, fırsattan istifade otoparkta araba içinde Açık Gazetemi dinleyerek çaycıların bekçilerin gelmesini beklerdim.

Arkadaşlarım arasında Açık Radyo dinleyenlerin, hatta dinlemekle kalmayıp bir de destekleyenlerin yeri ve öncelikleri hep farklı oldu.

Radyo sayesinde hayatımıza yeni insanlar, farklı tınılar, ilginç bakış açıları girdi. Hep birlikte geliştik, genişledik: Açık Radyo hayat gibi, içinde her şey var; çok sevdiklerimiz de var, pek o kadar ısınamadıklarımız, kapıyı yavaş yavaş araladıklarımız ve hatta bazen kızdıklarımız da…

Çalışma yaşamındayken arabada geçirilen saatler ve hafta sonları ile sınırlı olan dinleyiciliğimiz emeklilik ve pandemi ile daha kapsamlı olmaya başladı. Zaten olduk olası ev hayvanı olmaya meyilliydik, daha da evden çıkmaz/çıkamaz olduk… Internet sayesinde İstanbul’da olduğumuz günlerden daha net ve kesintisiz dinleme zevkine kavuştuk, bak şimdi bir de app’i çıkmış, ne güzel!

Başta Ömer ‘Abi’ olmak üzere bir sürü programcı, evin daimî konuğu, ‘sanal’ arkadaşımız oldu, birlikte güldük, birlikte ağladık. Nasıl geçti 26 sene hiç anlamadık, baksanıza bu sene Açık Radyo Şenliği bile “rüştünü” (eh madem 18’inci) ispat etmiş. Ne şanslıyız ki 26 sene önce bir araya gelmiş ve radyomuzu kurmuşsunuz.

Emeği geçen herkese minnet ve teşekkürlerimizle…

 

Açık Radyo hep açık kalsın!

Mine Canyürek

Desteğim size

Bütün kötülere seslenmek istiyorum...

Açık Radyoyu dinleyin!... Ceplerinizi doldurmanın, hırsların, entrikaların, ayak oyunlarının kibrin yerine "iyilik" denenin lezzetini duyun... İnanın çok çekici gelecek sizlere... Almak yerine vermenin, yıkmak yerine yapmanın, eski yerine yeninin, teklik yerine çokluğun, karmaşa yerine yalınlığın, açlık yerine tokluğun, hastalık yerine sağlığın, savaş yerine barışın, ben yerine ‘biz'in ne olduğunu anlayacaksınız.

Karasineğin duygularının olduğunu, aşk ilişkilerinin romansını inanın Açık Radyo programlarından birinde, bir bilim insanından dinledim kulaklarımla...

Siz savaşmazsınız aşk varken bu kâinatta!

 

Çok yaşa Açık Radyo,

Ayşe Sazak

Bütün kötülere seslenmek istiyorum...

Açık Radyoyu dinleyin!... Ceplerinizi doldurmanın, hırsların, entrikaların, ayak oyunlarının kibrin yerine "iyilik" denenin lezzetini duyun... İnanın çok çekici gelecek sizlere... Almak yerine vermenin, yıkmak yerine yapmanın, eski yerine yeninin, teklik yerine çokluğun, karmaşa yerine yalınlığın, açlık yerine tokluğun, hastalık yerine sağlığın, savaş yerine barışın, ben yerine ‘biz'in ne olduğunu anlayacaksınız.

Karasineğin duygularının olduğunu, aşk ilişkilerinin romansını inanın Açık Radyo programlarından birinde, bir bilim insanından dinledim kulaklarımla...

Siz savaşmazsınız aşk varken bu kâinatta!

 

Çok yaşa Açık Radyo,

Ayşe Sazak

Mirasım olsun

Sevgili Açık Radyo,

 

Şimdi Açık Deniz’i de sizi ve sevgili Nejat Yavaşoğulları’nı dinlerken Açık Radyo’nun devamlılığını konu ettiniz. Daha o konu açılmamıştı ki 16 yaşındaki oğlum Özgür’ü yanıma çağırmış “Oğlum senden bir isteğim var, bir gün bu dünyadan gidersem sana mirasım olsun Açık Radyo’yu desteklemeye devam edeceksin” demiştim. Açık Radyo nesiller boyu devam etsin. Yaşasın Özgürlük yaşasın Açık Radyo.

 

Sevgiler,

Sibel Öktem Kaya

Sevgili Açık Radyo,

 

Şimdi Açık Deniz’i de sizi ve sevgili Nejat Yavaşoğulları’nı dinlerken Açık Radyo’nun devamlılığını konu ettiniz. Daha o konu açılmamıştı ki 16 yaşındaki oğlum Özgür’ü yanıma çağırmış “Oğlum senden bir isteğim var, bir gün bu dünyadan gidersem sana mirasım olsun Açık Radyo’yu desteklemeye devam edeceksin” demiştim. Açık Radyo nesiller boyu devam etsin. Yaşasın Özgürlük yaşasın Açık Radyo.

 

Sevgiler,

Sibel Öktem Kaya

Merhaba

Merhaba, iyi ki varsınız.

Sizinle gurur ve güven duyuyorum. Çünkü bilimsel ve güvenilir bilgiler verdiğinize inanıyorum.

Sanat, sağlık, iklim, bilim ve müzik programlarınız, konunun uzmanları tarafından, samimiyetle doğal ve bilimsel olması nedeniyle saygı uyandırıcı oluyor.

Çabalarınızın çığ gibi büyüyerek hedefine ulaşacağını umut ediyorum. Daima sağlıkla var olun. 

Pandemi sırasında ve vegan olarak daima en büyük desteği sizden aldım.

Sanat programlarınızla yalnız bilgi değil, aynı zamanda ilham da verdiniz her zaman.

En yakınlarımız sizlersiniz çünkü sabah ilk duyduğumuz sesler sizin güzel sesleriniz akşama kadar da çeşitli bilgilerle ve keyifle beraberiz. Bundan çok mutlu ve gururluyum.

Dileğim 100 yıl var olmanız.

Ne mutlu açık radyo dinleyene...

Sevgi ve saygılarımla.

 

Ressam Raciye Karpuz

Merhaba, iyi ki varsınız.

Sizinle gurur ve güven duyuyorum. Çünkü bilimsel ve güvenilir bilgiler verdiğinize inanıyorum.

Sanat, sağlık, iklim, bilim ve müzik programlarınız, konunun uzmanları tarafından, samimiyetle doğal ve bilimsel olması nedeniyle saygı uyandırıcı oluyor.

Çabalarınızın çığ gibi büyüyerek hedefine ulaşacağını umut ediyorum. Daima sağlıkla var olun. 

Pandemi sırasında ve vegan olarak daima en büyük desteği sizden aldım.

Sanat programlarınızla yalnız bilgi değil, aynı zamanda ilham da verdiniz her zaman.

En yakınlarımız sizlersiniz çünkü sabah ilk duyduğumuz sesler sizin güzel sesleriniz akşama kadar da çeşitli bilgilerle ve keyifle beraberiz. Bundan çok mutlu ve gururluyum.

Dileğim 100 yıl var olmanız.

Ne mutlu açık radyo dinleyene...

Sevgi ve saygılarımla.

 

Ressam Raciye Karpuz

Açık Bilinç

Sevgili Ömer Madra, Güven Güzeldere ve Özdeş Özbay,

2012 yılı Ekim ayından başlayan Açık Bilinç podcast serisini,yaklaşık 4 ay içinde, baştan sona dinledim. Sayamadım ama galiba 400 bölümden fazla. Bu süre içinde sizler evime her gün konuk oldunuz. Konuklardan uzak durduğumuz bu pandemi günlerinde, benim için çok öğretici ve keyifli oldu. Üstelik bu konuklarım evrim teorisinden genetiğe, alzheimer dan yapay zekaya, din felsefesinden bilim felsefesine kadar pek çok konuda zihin açıcı sohbetler ediyorlardı. Ne mutlu bana...