-
Aa
+
a
a
a

Merhaba

Sevgili Açık Radyom,

 

21 yıl önce eşim vesilesiyle sizlerle tanıştım. Önceleri işe yolunda veya eve dönerken dinlerken, son 10 yıldır, emeklilik nedeniyle sabah sizinle başlayan günüm de, radyom da hep açık. 

Sözü uzatmayayım, bir haftalık tatil döneminizde ne yapacağımı, hangi radyoyu dinleyeceğimi şaşırdım, bir türlü de eksikliği gideremedim. En son podcastlerden bölümler dinleyerek bir ölçüde eksikliğinizi giderdim.

Eksik olmayınız, bize kattıklarınız ve katkılarınız tartışılmaz.

 

Sevgi ve saygılarımla,

Olcay Daş Uğur

Sevgili Açık Radyom,

 

21 yıl önce eşim vesilesiyle sizlerle tanıştım. Önceleri işe yolunda veya eve dönerken dinlerken, son 10 yıldır, emeklilik nedeniyle sabah sizinle başlayan günüm de, radyom da hep açık. 

Sözü uzatmayayım, bir haftalık tatil döneminizde ne yapacağımı, hangi radyoyu dinleyeceğimi şaşırdım, bir türlü de eksikliği gideremedim. En son podcastlerden bölümler dinleyerek bir ölçüde eksikliğinizi giderdim.

Eksik olmayınız, bize kattıklarınız ve katkılarınız tartışılmaz.

 

Sevgi ve saygılarımla,

Olcay Daş Uğur

Merhaba

Pek sevgili Açık Radyom,

 

1996 senesinde 18 yaşında başladım sizi dinlemeye. O kadar çok şey öğrendim, o kadar çok evimde hissettim ki sizi her dinlediğimde. Tanıştığım, hayatıma soktuğum insanların sizi dinliyor olmaları benim için hep çok mühim oldu.

 

Sevgilerimle.

Burcu Erarslan

Pek sevgili Açık Radyom,

 

1996 senesinde 18 yaşında başladım sizi dinlemeye. O kadar çok şey öğrendim, o kadar çok evimde hissettim ki sizi her dinlediğimde. Tanıştığım, hayatıma soktuğum insanların sizi dinliyor olmaları benim için hep çok mühim oldu.

 

Sevgilerimle.

Burcu Erarslan

Merhaba

Sevgili Açık Radyo, Sevgili Ömer Madra,

 

Bu sabah nöbet çıkışı, tarihi hastanenin asırlık ağaçları arasında yürüyordum. Birkaç gündür şenlik sofrasına neden katılmadım, mektup yazmadım, ses kaydı göndermedim diye düşünürken buldum kendimi. Akşam eve varınca yazmaya söz verdim. Neredeyse kambersiz düğün olur mu, beni neden çağırmadınız diye içeriye dalasım geldi. O derece bir ait hissetme hali yani. Alınganlık yapmadım hiç gördüğünüz üzere ve yazmaya koyuldum. Nasılsa Açık Radyo Ömer Bey’in sesinden mektubuma yer verir dedim.

Çünkü Açık Radyo’nun durduğu yerde onu benim için çok özel kılan onlarca maddelik niteliklerinden birisi de dinleyicilerine alan açmasıdır. Seslerine, mektuplarına yer vermesi, dinleyicilerin bir süre sonra programcıya dönüşmesi, onlarla hasbihal etmesi, bağ kurmasıdır.

Açık Radyo’yla ilişkim ilk yıllardan başladı, ancak gerçek bir “farkındalık” halini alması zaman aldı. Sanırım çekingenim. Zaman içinde destekçi olmayı öğrendim, zaman içinde ona mektup yazmayı öğrendim. Giderek anlam katmanı açıldıkça o sadece bir radyo olmaktan çıkmaya başladı. Kitapları vardı, manifestosu vardı. Onda duyduğum düşünürlerin adlarının, işittiğim kitapların izini sürmeye başladım. Dinlediğim şarkıların hikâyelerini öğrendim, öğrendikçe daha çok sevdim. Açık Radyo, entelektüel anlamda beni besledi, büyüttü, çoğalttı. Çoğaltma kelimesinin üzerinde önemle duruyorum. Beni çoğalttı ve kendisine katılmaya çağırdı, o genişliğe, o büyüyen dinamizme dahil etti. Ben de arkadaşlarıma, tanıdığım insanlara, etrafıma onu anlatarak onları Açık Radyo dinlemeye davet ettim.

Solda yer alan insanlara nasıl bir sempati duyduysam Açık Radyo da öyle oldu, kerteriz oldu yeni tanıştığım insanlarla aramda, bir tür parola oldu benim için. Açık Radyo dinliyorsa bu yeni tanıştıklarım, ilişki belirli bir çıtadan başlamış oldu.

Açık Radyo’nun nasıl projeleri vardıysa benim de Açık Radyo’ya dair projelerim olmaya başladı. Radyoya dair öyküler topladım yazan arkadaşlarımdan, umarım bir gün kitaba dönüşür. Üç arkadaşımla on altı adet radyo oyunu yazdık. Umarım bir gün seslendirilir.

Kendi yazdığım oyun metinlerime de sızdı Açık Radyo’nun Açık Gazetesi. Karakterlerim, bir sabah Açık Radyo’yla güne başlıyor, saatli maarif takvimi dinliyordu kurguladığım tiyatro metninde. Böyle benim gibi binlerce dinleyicide kim bilir ne karşılıklar yarattı Açık Radyo. Şölen böyle bir şey değil mi?

Farkında bir dinleyici olarak son zamanlarda iyice anladığım, Açık Radyo’ya emek vermem, aktif olmam gerektiğidir. Ona destek olarak sorumluluk almam, sesini duymak istiyorsam sesimi duyurmam, nasıl bir karşılık yarattıklarını bilmelerini sağlamam gerektiği.

Bir hayalim var. Bir yat ya da yazlık hayal etmiyorum. Hayalim bir gün Açık Radyo’da anlamlı bir program yapmak.

Son olarak bilenler bilir, Ömer Bey benim platonik aşkımdır. Bunu söylediğim her defasında o yüce gönüllükle bana gülümser, bu da bana yeter. Çünkü ben böyleyim, sevdiklerimi aşkla seviyorum. Ve aşkımın nesnesi yaban hayatıdır, doğadır, ağaçlar, kuşlar, dağlar, dereler, ormanlar ve onların sesini bana getiren Açık Radyo’dur.

Teşekkürler Açık Radyo, tüm emekçileri, programcıları, destekleyenleri, dinleyicileriyle sevgiler ve saygılar Açık Radyo ailesi.

 

Farkında dinleyiciniz Meltem Uzunkaya.

Bir ‘radyodaşınız’

Sevgili Açık Radyo, Sevgili Ömer Madra,

 

Bu sabah nöbet çıkışı, tarihi hastanenin asırlık ağaçları arasında yürüyordum. Birkaç gündür şenlik sofrasına neden katılmadım, mektup yazmadım, ses kaydı göndermedim diye düşünürken buldum kendimi. Akşam eve varınca yazmaya söz verdim. Neredeyse kambersiz düğün olur mu, beni neden çağırmadınız diye içeriye dalasım geldi. O derece bir ait hissetme hali yani. Alınganlık yapmadım hiç gördüğünüz üzere ve yazmaya koyuldum. Nasılsa Açık Radyo Ömer Bey’in sesinden mektubuma yer verir dedim.

Çünkü Açık Radyo’nun durduğu yerde onu benim için çok özel kılan onlarca maddelik niteliklerinden birisi de dinleyicilerine alan açmasıdır. Seslerine, mektuplarına yer vermesi, dinleyicilerin bir süre sonra programcıya dönüşmesi, onlarla hasbihal etmesi, bağ kurmasıdır.

Açık Radyo’yla ilişkim ilk yıllardan başladı, ancak gerçek bir “farkındalık” halini alması zaman aldı. Sanırım çekingenim. Zaman içinde destekçi olmayı öğrendim, zaman içinde ona mektup yazmayı öğrendim. Giderek anlam katmanı açıldıkça o sadece bir radyo olmaktan çıkmaya başladı. Kitapları vardı, manifestosu vardı. Onda duyduğum düşünürlerin adlarının, işittiğim kitapların izini sürmeye başladım. Dinlediğim şarkıların hikâyelerini öğrendim, öğrendikçe daha çok sevdim. Açık Radyo, entelektüel anlamda beni besledi, büyüttü, çoğalttı. Çoğaltma kelimesinin üzerinde önemle duruyorum. Beni çoğalttı ve kendisine katılmaya çağırdı, o genişliğe, o büyüyen dinamizme dahil etti. Ben de arkadaşlarıma, tanıdığım insanlara, etrafıma onu anlatarak onları Açık Radyo dinlemeye davet ettim.

Solda yer alan insanlara nasıl bir sempati duyduysam Açık Radyo da öyle oldu, kerteriz oldu yeni tanıştığım insanlarla aramda, bir tür parola oldu benim için. Açık Radyo dinliyorsa bu yeni tanıştıklarım, ilişki belirli bir çıtadan başlamış oldu.

Açık Radyo’nun nasıl projeleri vardıysa benim de Açık Radyo’ya dair projelerim olmaya başladı. Radyoya dair öyküler topladım yazan arkadaşlarımdan, umarım bir gün kitaba dönüşür. Üç arkadaşımla on altı adet radyo oyunu yazdık. Umarım bir gün seslendirilir.

Kendi yazdığım oyun metinlerime de sızdı Açık Radyo’nun Açık Gazetesi. Karakterlerim, bir sabah Açık Radyo’yla güne başlıyor, saatli maarif takvimi dinliyordu kurguladığım tiyatro metninde. Böyle benim gibi binlerce dinleyicide kim bilir ne karşılıklar yarattı Açık Radyo. Şölen böyle bir şey değil mi?

Farkında bir dinleyici olarak son zamanlarda iyice anladığım, Açık Radyo’ya emek vermem, aktif olmam gerektiğidir. Ona destek olarak sorumluluk almam, sesini duymak istiyorsam sesimi duyurmam, nasıl bir karşılık yarattıklarını bilmelerini sağlamam gerektiği.

Bir hayalim var. Bir yat ya da yazlık hayal etmiyorum. Hayalim bir gün Açık Radyo’da anlamlı bir program yapmak.

Son olarak bilenler bilir, Ömer Bey benim platonik aşkımdır. Bunu söylediğim her defasında o yüce gönüllükle bana gülümser, bu da bana yeter. Çünkü ben böyleyim, sevdiklerimi aşkla seviyorum. Ve aşkımın nesnesi yaban hayatıdır, doğadır, ağaçlar, kuşlar, dağlar, dereler, ormanlar ve onların sesini bana getiren Açık Radyo’dur.

Teşekkürler Açık Radyo, tüm emekçileri, programcıları, destekleyenleri, dinleyicileriyle sevgiler ve saygılar Açık Radyo ailesi.

 

Farkında dinleyiciniz Meltem Uzunkaya.

Bir ‘radyodaşınız’

Teşekkür ederim

Size, sizlere çok kızıyorum. Çünkü artık kitap okuyamıyorum, film izleyemiyorum, komşuya gidemiyorum, hatta zaman zaman yemek bile yapamıyorum; ses olacak da bir kelimenizi kaçıracağım diye.

Sizi ve sizleri çok seviyorum. Çünkü kitabım, filmim, komşum, arkadaşım, yemeğim olduğunuz için.

Teşekkür ederim.

Emel Altay

Size, sizlere çok kızıyorum. Çünkü artık kitap okuyamıyorum, film izleyemiyorum, komşuya gidemiyorum, hatta zaman zaman yemek bile yapamıyorum; ses olacak da bir kelimenizi kaçıracağım diye.

Sizi ve sizleri çok seviyorum. Çünkü kitabım, filmim, komşum, arkadaşım, yemeğim olduğunuz için.

Teşekkür ederim.

Emel Altay

Bir radyo nasıl yaş alır?

Sevgili Açık Radyo ailesi, 

 

Sizlere Toronto’nun rüzgârlı ve bulutlu güzel coğrafyasından bildiriyorum. 

18. Radyo Şenliği kutlu olsun! Bu yılı bilhassa evimizde, masamızda, mutfağımızda sizleri dinleyerek geçirdik. Yıl dönümleri "bir radyo nasıl yaş alır?” diye düşündürüyor bana. Sahi, radyomuz etten kemikten değildir; güneşte solmaz ve su istemez. Ama onu dinleyenler yaş aldıkça, o da yaşlanır. Kişisel tarih, radyonun tarihiyle artık ayırt edilemez biçimde birleşir. Dinleyicilerin, programcıların, katkı koyanların ve emek verenlerin beraberce yarattığı, yeni ve yaratıcılarından bağımsız ayrı bir bellek. 

Radyomuza desteklerin daim olması, bu zihinsel birlikteliğin biz fanilerden uzun yaşaması dileklerimle. 

 

Ekin Çınar

Sevgili Açık Radyo ailesi, 

 

Sizlere Toronto’nun rüzgârlı ve bulutlu güzel coğrafyasından bildiriyorum. 

18. Radyo Şenliği kutlu olsun! Bu yılı bilhassa evimizde, masamızda, mutfağımızda sizleri dinleyerek geçirdik. Yıl dönümleri "bir radyo nasıl yaş alır?” diye düşündürüyor bana. Sahi, radyomuz etten kemikten değildir; güneşte solmaz ve su istemez. Ama onu dinleyenler yaş aldıkça, o da yaşlanır. Kişisel tarih, radyonun tarihiyle artık ayırt edilemez biçimde birleşir. Dinleyicilerin, programcıların, katkı koyanların ve emek verenlerin beraberce yarattığı, yeni ve yaratıcılarından bağımsız ayrı bir bellek. 

Radyomuza desteklerin daim olması, bu zihinsel birlikteliğin biz fanilerden uzun yaşaması dileklerimle. 

 

Ekin Çınar

Açık Radyo program destek

Sevgili Açık Radyo. Ben Yogi. Ben bir köpeğim. Aslında bir soyadım yok ama Akça ailesine dahil olduğum için onların soyadını taşıyorum.

Biliyor musunuz, ben araçlara binmekten çok korkuyordum. Eğer ailem kandırarak beni araca bindirmişse yanımızdan geçen araçlar da aşırı heyecanlanmama sebep oluyordu. 

Ailemin annesi beni sakinleştirmek için zaten hep açık olan Açık Radyo’yu açıyor, heyecanımı dindirmeye korkularımı yenmeme yardımcı oluyordu. 

Açık Radyo’nun korkuları yenmeyi sağladığını nerden bildiğini bilmiyorum ama tahmin yürüterek şu sonuca vardım ki, kendisi de korkularını yenmek için Açık Radyo’yu dinliyor. Geleceğe gerçekçi bakıp harekete geçmek için kimseyi beklememek gerektiğini Açık Radyo’dan öğreniyor.  

Bunları size anlatmak için çok salya salgıladım, bu sulu yazıyı hoş görün. Ne yapayım, bu da benim doğam gereği. 

Sonuç olarak araçlara binmek, doğada yürürken gördüğüm farklı canlılarla karşılaşmak beni korkutmuyor ve heyecanlandırmıyor. Doğanın dengesi gereği bu kadar çok canlının var olması gerektiğini yine Açık Radyo’dan öğrendim ve bunu sağlayan Açık Radyo’ya binlerce teşekkür ederim. 

Kâinat var oldukça var ol Açık Radyo...

Yogi Akça 

 

Not: Ben Gülbahar Akça, köpeğimin kusuruna bakmayın sizi boş yere meşgul ediyor diye düşünerek yazdıklarına bir baktım, çok doğru şeyler yazmış. Oğlum Toprak Akça ile bir programa da destekçi bile olmuşlar. Umarım bir köpeğin desteğini geri çevirmezsiniz...

Sevgiler.

Sevgili Açık Radyo. Ben Yogi. Ben bir köpeğim. Aslında bir soyadım yok ama Akça ailesine dahil olduğum için onların soyadını taşıyorum.

Biliyor musunuz, ben araçlara binmekten çok korkuyordum. Eğer ailem kandırarak beni araca bindirmişse yanımızdan geçen araçlar da aşırı heyecanlanmama sebep oluyordu. 

Ailemin annesi beni sakinleştirmek için zaten hep açık olan Açık Radyo’yu açıyor, heyecanımı dindirmeye korkularımı yenmeme yardımcı oluyordu. 

Açık Radyo’nun korkuları yenmeyi sağladığını nerden bildiğini bilmiyorum ama tahmin yürüterek şu sonuca vardım ki, kendisi de korkularını yenmek için Açık Radyo’yu dinliyor. Geleceğe gerçekçi bakıp harekete geçmek için kimseyi beklememek gerektiğini Açık Radyo’dan öğreniyor.  

Bunları size anlatmak için çok salya salgıladım, bu sulu yazıyı hoş görün. Ne yapayım, bu da benim doğam gereği. 

Sonuç olarak araçlara binmek, doğada yürürken gördüğüm farklı canlılarla karşılaşmak beni korkutmuyor ve heyecanlandırmıyor. Doğanın dengesi gereği bu kadar çok canlının var olması gerektiğini yine Açık Radyo’dan öğrendim ve bunu sağlayan Açık Radyo’ya binlerce teşekkür ederim. 

Kâinat var oldukça var ol Açık Radyo...

Yogi Akça 

 

Not: Ben Gülbahar Akça, köpeğimin kusuruna bakmayın sizi boş yere meşgul ediyor diye düşünerek yazdıklarına bir baktım, çok doğru şeyler yazmış. Oğlum Toprak Akça ile bir programa da destekçi bile olmuşlar. Umarım bir köpeğin desteğini geri çevirmezsiniz...

Sevgiler.

Merhaba

Can’lar merhaba

O kadar uzun zamandır sizlerle birlikteyim,

O kadar çok beslenip, bilgilendim ki sayenizde,

O kadar çok şey öğrendim ki...

 

1996 sonunda iş için yerleştiğim İstanbul’da kısa bir sürede anladım, geldiğim sahil şehrindeki gibi kolay olmadığını bu şehirde yaşamanın.

Festivallere, konserlere, gezmeye, arkadaş ziyaretine - muhabbetine gitmek gibi değildi bu şehirde yaşamak!

Küçük kutulara (araba) tek başına hapsedilmiş çaresiz, debelenen yalnız yaratıklar gibi hissetmek çok sürmedi…

Evde radyonun hiç kapanmadığı, “Gecenin İçinden” programını dinleyebilmek için radyoyu yatağının içine alan çocuk olarak yaşamımda radyo hep vardı.

Açık Radyo’yu keşfettiğimde önce yol arkadaşım olarak başlayıp gün, yol, iş, ev, seyahat arkadaşım oldunuz ailemin dışında…

Ve bu şehirde yalnız olmadığımı hissettirdiniz. Ailem, arkadaşım, öğreticim oldunuz.

 

Sağ olun, var olun, hep AÇIK olun…

Binlerce teşekkürler CAN’Lar…

 

Latife Filiz ÖZCAN

Can’lar merhaba

O kadar uzun zamandır sizlerle birlikteyim,

O kadar çok beslenip, bilgilendim ki sayenizde,

O kadar çok şey öğrendim ki...

 

1996 sonunda iş için yerleştiğim İstanbul’da kısa bir sürede anladım, geldiğim sahil şehrindeki gibi kolay olmadığını bu şehirde yaşamanın.

Festivallere, konserlere, gezmeye, arkadaş ziyaretine - muhabbetine gitmek gibi değildi bu şehirde yaşamak!

Küçük kutulara (araba) tek başına hapsedilmiş çaresiz, debelenen yalnız yaratıklar gibi hissetmek çok sürmedi…

Evde radyonun hiç kapanmadığı, “Gecenin İçinden” programını dinleyebilmek için radyoyu yatağının içine alan çocuk olarak yaşamımda radyo hep vardı.

Açık Radyo’yu keşfettiğimde önce yol arkadaşım olarak başlayıp gün, yol, iş, ev, seyahat arkadaşım oldunuz ailemin dışında…

Ve bu şehirde yalnız olmadığımı hissettirdiniz. Ailem, arkadaşım, öğreticim oldunuz.

 

Sağ olun, var olun, hep AÇIK olun…

Binlerce teşekkürler CAN’Lar…

 

Latife Filiz ÖZCAN

Radyo'mda Şükran Haftası

Açık Radyo’mda şenlik, şölen, destek haftası tüm hızıyla devam ediyor. Her dakikasını heyecanla dinlemek zorunda hissettiğim ve bağımlısı olduğum Açık Radyo’mda bu şenlik haftasının aslında tam bir “Şükran Haftası” olduğunu düşünüyorum. Bu kadar çok sayıda teşekkür ve şükran ifadesinin yer aldığı başka bir şölen duyduğumu hiç hatırlamıyorum. Bu haklı teşekkürler sadece destekçi mesajlarından dinleyicilerden değil, radyo çalışanlarından ve programcılarında da yağmur gibi yağmakta. Sevgimiz dayanışmamız karşılıklı ve çok anlamlı…

25 yıldır dinlediğim 18 yıldır desteklediğim bu oluşum hep yaşasın var olsun. Sesiniz hep açık ve bizlerle olsun.

 

Seviyle ve sağlıkla kalın,

Nevin Başaran Alkan

Açık Radyo’mda şenlik, şölen, destek haftası tüm hızıyla devam ediyor. Her dakikasını heyecanla dinlemek zorunda hissettiğim ve bağımlısı olduğum Açık Radyo’mda bu şenlik haftasının aslında tam bir “Şükran Haftası” olduğunu düşünüyorum. Bu kadar çok sayıda teşekkür ve şükran ifadesinin yer aldığı başka bir şölen duyduğumu hiç hatırlamıyorum. Bu haklı teşekkürler sadece destekçi mesajlarından dinleyicilerden değil, radyo çalışanlarından ve programcılarında da yağmur gibi yağmakta. Sevgimiz dayanışmamız karşılıklı ve çok anlamlı…

25 yıldır dinlediğim 18 yıldır desteklediğim bu oluşum hep yaşasın var olsun. Sesiniz hep açık ve bizlerle olsun.

 

Seviyle ve sağlıkla kalın,

Nevin Başaran Alkan

Merhaba

Sevgili Ömer Bey, sevgili Açık Radyo ailesi,

 

Yine bir “şenlikte” buluşma dönemi ve heyecanı başladı... Tüm Açık Radyo dinleyicileri için her gün hissettiğimiz ama bu şenlik döneminde daha da güçlenen bu “ait olma” duygusunu yeniden yaşamak çok güzel. Her yıl tam da bu dönemde bu ailenin bir parçası olarak duygularımı sizlerle paylaşmadan edemiyorum. Eskiden olduğu gibi bir tür bayramlaşmak, bayram ziyaretleri gibi.

Bir süredir Açık Radyo’yu deniz üzerindeki bir “platform /bir tür sal” olarak düşünmeye başladım. Kocaman, sonsuz bir denizde ya da “kâinatta” hareket eden bu platform büyük bir platform değil ama dünyada her yeri dolaşabilen, üzerindeki herkesi yükselten, bizleri kimi zaman hiç aklımızda olmayan yerlere, keşiflere götüren, gördüğümüz manzaralardan keyif almamızı, şaşırmamızı, kimi zaman üzülmemizi, öfkelenmemizi, endişelenmemizi ama hep canlı, coşkulu, umutlu, meraklı olmamızı ve hep öğrenmemizi sağlayan bir platform.

Bu platformda olmak o kadar kıymetli ve keyifli ki, onu her tür dalgadan korumak, sağlamlaştırmak, bizi daha uzun yıllar götüreceği yerlere götürmesine destek olmak için bu “şenlik” zamanları hepimiz için bir fırsat... Evimizde, arabamızda, cep telefonumuzda Açık Radyo’nun düğmesine bastığımız, tıkladığımız an bu platformun üzerine çıkarak yolculuğa başlıyoruz... Yolculuğun devamı için hepimizin elimizin gideceği tek yer: “Program Destekçisi Olun” butonu...

 

 

Sevgi ve selamlarımla

Sibel Çetingöz

Sevgili Ömer Bey, sevgili Açık Radyo ailesi,

 

Yine bir “şenlikte” buluşma dönemi ve heyecanı başladı... Tüm Açık Radyo dinleyicileri için her gün hissettiğimiz ama bu şenlik döneminde daha da güçlenen bu “ait olma” duygusunu yeniden yaşamak çok güzel. Her yıl tam da bu dönemde bu ailenin bir parçası olarak duygularımı sizlerle paylaşmadan edemiyorum. Eskiden olduğu gibi bir tür bayramlaşmak, bayram ziyaretleri gibi.

Bir süredir Açık Radyo’yu deniz üzerindeki bir “platform /bir tür sal” olarak düşünmeye başladım. Kocaman, sonsuz bir denizde ya da “kâinatta” hareket eden bu platform büyük bir platform değil ama dünyada her yeri dolaşabilen, üzerindeki herkesi yükselten, bizleri kimi zaman hiç aklımızda olmayan yerlere, keşiflere götüren, gördüğümüz manzaralardan keyif almamızı, şaşırmamızı, kimi zaman üzülmemizi, öfkelenmemizi, endişelenmemizi ama hep canlı, coşkulu, umutlu, meraklı olmamızı ve hep öğrenmemizi sağlayan bir platform.

Bu platformda olmak o kadar kıymetli ve keyifli ki, onu her tür dalgadan korumak, sağlamlaştırmak, bizi daha uzun yıllar götüreceği yerlere götürmesine destek olmak için bu “şenlik” zamanları hepimiz için bir fırsat... Evimizde, arabamızda, cep telefonumuzda Açık Radyo’nun düğmesine bastığımız, tıkladığımız an bu platformun üzerine çıkarak yolculuğa başlıyoruz... Yolculuğun devamı için hepimizin elimizin gideceği tek yer: “Program Destekçisi Olun” butonu...

 

 

Sevgi ve selamlarımla

Sibel Çetingöz

2021 Yılı Dinleyici Destek Projesi

Sevgili Ömer Madra,

Sevgili Açık Radyo ekibi,

 

İlk kurulduğunuzdan beri yayınlarınızı ilgiyle ve heyecanla dinliyorum.

Her Dinleyici Destek Şenliği’nde sanki sizlerle aynı ortamı paylaşıyormuşum gibi geliyor, enerjinizi ve coşkunuzu hissedebiliyorum.

Uzun bir müddet desteğimi sürdürebilmiştim ancak koşullarımdaki değişiklikten ötürü bir süre desteğime üzülerek ara vermek zorunda kaldım ama şimdi döndüm.

Evde gerçek radyodan sizleri dinlemek en mutlu olduğum alışkanlığım, özellikle sabahları “Açık Gazete” ile güne başlamak beni hayata bağlıyor. 

Kızım da bu radyo ile ve bu radyo kanalı ile büyüdü. Onunla beraber sizleri Elmadağ’daki yerinizde ziyaret etmiş ve muhtelif etkinliklerinize katılmıştık. O zamanlar 6-7 yaşlarındaydı kızım. Şimdi ise 20 yaşında ve toplumsal olaylara duyarlı, bilinçli, hayatı sorgulayan, aktivist bir birey, ODTÜ’lü bir öğrenci. Emeğiniz çok büyük.

Açık Radyo bizlere sadece güvenilir, doğru bilgiler vermekle kalmıyor, bizleri eğitiyor, bilinçlendiriyor, dönüştürüyor ve bize insan olduğumuzu hatırlatıyor.

Sistemin baskısını en ağır hissettiğimiz -özellikle- yaşadığımız bu son yıllarda hesapsız, güvenilir bir sığınak gibi Açık Radyo. Her şeye rağmen başka bir dünyanın mümkün olabileceğini unutturmayan, hayata karşı direnme gücü veren bir dayanak.

Başta Sayın Ömer Madra olmak üzere Açık Radyo’nun varlığının devamını sağlayan, konusunda uzman, çok değerli tüm Açık Radyo ekibine ve tüm Açık Radyo programcılarına yüreğimin en derinlerinden selamlar, sevgiler, saygılar.

İyi ki varsınız.

 

Meliha Tuncer

Sevgili Ömer Madra,

Sevgili Açık Radyo ekibi,

 

İlk kurulduğunuzdan beri yayınlarınızı ilgiyle ve heyecanla dinliyorum.

Her Dinleyici Destek Şenliği’nde sanki sizlerle aynı ortamı paylaşıyormuşum gibi geliyor, enerjinizi ve coşkunuzu hissedebiliyorum.

Uzun bir müddet desteğimi sürdürebilmiştim ancak koşullarımdaki değişiklikten ötürü bir süre desteğime üzülerek ara vermek zorunda kaldım ama şimdi döndüm.

Evde gerçek radyodan sizleri dinlemek en mutlu olduğum alışkanlığım, özellikle sabahları “Açık Gazete” ile güne başlamak beni hayata bağlıyor. 

Kızım da bu radyo ile ve bu radyo kanalı ile büyüdü. Onunla beraber sizleri Elmadağ’daki yerinizde ziyaret etmiş ve muhtelif etkinliklerinize katılmıştık. O zamanlar 6-7 yaşlarındaydı kızım. Şimdi ise 20 yaşında ve toplumsal olaylara duyarlı, bilinçli, hayatı sorgulayan, aktivist bir birey, ODTÜ’lü bir öğrenci. Emeğiniz çok büyük.

Açık Radyo bizlere sadece güvenilir, doğru bilgiler vermekle kalmıyor, bizleri eğitiyor, bilinçlendiriyor, dönüştürüyor ve bize insan olduğumuzu hatırlatıyor.

Sistemin baskısını en ağır hissettiğimiz -özellikle- yaşadığımız bu son yıllarda hesapsız, güvenilir bir sığınak gibi Açık Radyo. Her şeye rağmen başka bir dünyanın mümkün olabileceğini unutturmayan, hayata karşı direnme gücü veren bir dayanak.

Başta Sayın Ömer Madra olmak üzere Açık Radyo’nun varlığının devamını sağlayan, konusunda uzman, çok değerli tüm Açık Radyo ekibine ve tüm Açık Radyo programcılarına yüreğimin en derinlerinden selamlar, sevgiler, saygılar.

İyi ki varsınız.

 

Meliha Tuncer