Deniz Yazgan
Deniz Yazgan, Çetin Ceviz'de 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü'nün ardından, "iyi niyet" hatalarından, olgulardan, olgu değilken olgu kabul edilenlerden söz etti.
İki hafta öncesinden kaldığımız yerden devam ediyor, bu programda dünyadan örneklerle otistik kadının var olma ve yok sayılmama mücadelesini konuşuyoruz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günün ardından otizmi erkeğe özgüleyen yaklaşımın otistik kadını yok edişi üzerine ilk önce alanyazını konuştuğumuz bu programın ardından mikrofonu bir sonraki programımızda öznelere uzatıyoruz.
Hiçbir ülkenin istenmeyeni olan mültecilerin içindeki insanlığı, savaşın, sürgünün, salgının ve iklim krizi; sıcağın sonuçlarının çevresel ve biyolojik faktörlerle otizme yansıyacağını unutmadığımız, sağlıklı günler dileği ile…
Bu hafta ben, yarı alaylı yarı okullu bir otizm meraklısı olarak; son günlerde dikkatleri çeken otizme ve otizmliye yönelik ayrımcılık ve kötü muamelenin bir başka örneğini gündeme getirerek spektrumdaki davranış örüntülerden söz edeceğim, ve aklımda dürüp büktüğüm karmaşaları anlamlı sorulara çevireceğim
Aksaray’da, tipik gelişim gösteren çocukların ailelerinin, farklı gelişim gösteren ve otizmli olan çocukları okullarında istemediklerini ve ayrımcılıkta bulunduklarını tüm Türkiye ile aynı anda biz de öğrendik.
Çetin Ceviz’de otizme yönelik toplumsal savunmayı irdeleyeceğiz. Otizmi, otizmliyi, halı altına süpürmeden, sosyal alanlardan geri çekmeyerek, güvenli, huzurlu alanlar yaratarak ve bu alanı toplumun kabulüne sunarak var olmanın doğal reçetelerini beraberce arayacak, araştıracak, inceleyeceğiz.