Moğolistan'da son 50 yılın en zorlu hava koşulları

Gezegenin Geleceği
-
Aa
+
a
a
a

Moğolistan'da son 50 yılın en zorlu hava koşulları yaşanıyor.

""
Gezegenin Geleceği: 25 Mart 2024
 

Gezegenin Geleceği: 25 Mart 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Moğolistan'daki son 50 yılın en zorlu hava koşulları, 4,7 milyondan fazla hayvanın ölmesine neden oldu. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC), Moğolistan'daki duruma yönelik uluslararası acil yardım çağrısında bulundu. Dzud hava olayının, otlak alanların karla kaplanması sonucu besi hayvanlarının yiyeceğe ulaşmasını engellediği belirtilen açıklamada, bu hava olayı nedeniyle, ülkede hayvancılıkla uğraşan 2 bin 250'den fazla ailenin hayvanlarının %70'ini kaybettiği ve 7 binden fazla ailenin de yeterli gıdaya ulaşamadığı kaydedildi. Alexander Matheou, CNN'e verdiği demeçte, besi hayvanlarından geçimlerini sağlayan bu insanların sadece birkaç ay içerisinde yoksul kaldığını, bazılarının artık beslenemediğini ve evlerini ısıtamadığını ifade etti. Eskiden çok nadiren gerçekleşen dzud hava olayının artık sıklaştığını belirten Matheou, şu anda bahar olmasına rağmen Moğolistan'da etkisini sürdüren kış nedeniyle yerlerde hâlâ karların bulunduğuna ve hayvanların ölmeye devam ettiğini söyledi.

Gediz Deltası’nda yeni proje

Gediz Deltası, ulusal ve uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan, içinde geleneksel üretimlerin devam ettiği ve biyoçeşitlilik açısından zengin bir delta sistemi. İzmir Gediz Deltası’nda, Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi hayata geçirilmeye çalışılıyor. Projenin ilk aşamasında, kuşların üreme alanlarının üzerinde jeotermal kaynak arama amacıyla iki adet sondaj kuyusu ve üç adet gözlem kuyusu açılması planlanıyor. 2021’de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlayan proje, Gediz Deltası’nda yer alması nedeniyle İzmir 2 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu tarafından engellenmişti. Şirketin bu kararın iptaline yönelik açtığı davanın olumlu sonuçlanmasıyla, komisyonun görüşüne tekrar başvurularak ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi. Proje kapsamında inşa edilmek istenen sondaj kuyuları, Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı içerisinde kalıyor. Projede planlanan gözlem kuyularından biri ise Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve Hassas Koruma Bölgesi koruma sınırları içerisinde kalıyor. Türkiye’deki 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri olan Gediz Deltası, aynı zamanda Türkiye’deki uluslararası öneme sahip Ramsar Alanı, doğal sit alanı, yaban hayatı geliştirme sahası ve sulak alan koruma bölgelerini içeriyor. Sondaj kuyularının açılması planlanan bölge, genç ve yetişkin flamingolar için beslenme alanı. Doğa Derneği’nin son yıllarda gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre, deltada yaşayan flamingoların yaklaşık %70’i proje sahasını da içeren deltanın güney kıyılarında besleniyor. Bölge, flamingo dünya nüfusunun %10’una ev sahipliği yapıyor. Kış aylarında yağışlarla birlikte sahanın göllenen alanlarında, deltada kışı geçiren kaşıkgaga, çamurcun ve fiyu gibi ördek türlerinin yanında, yeşil düdükçün, küçük kumkuşu, karakarınlı kumkuşu, yeşilbacak, dere düdükçünü, gümüş yağmurcun gibi kıyı kuşları görülüyor; ıslak çayırlar üzerinde çayır incirkuşu ve kanallarda ise yalıçapkını kışı geçiriyor. Gediz Deltası’nda göç sırasında gözlemlenen çeltikçi, orman düdükçünü ve dövüşkenkuş, ilkbahar göç döneminde göllenen alanda konaklıyor. Bu türlerin yanında yeşilbaş, flamingo, kızılbacak, incegagalı martı, küçük akbalıkçıl ve büyük akbalıkçıl gibi su kuşları ile kerkenez, saz delicesi ve şahin gibi yırtıcı kuş türleri, alanı beslenmek için yıl boyunca kullanıyor. Proje sahasındaki sondaj ve gözlem kuyularının alanı Türkiye’de uzunbacak ve mahmuzlu kızkuşu türlerinin doğal ortamında en yakından gözlenebildiği alanların başında geliyor ve her iki tür de bu alanda ürüyor. Doğa Derneği’nin çalışmalarına göre, projenin gerçekleşmesi halinde alanda üreyen ve beslenen kuşlar zarar görecek, yaşam alanları hızla yok olan pek çok kuş türünün yaşamı tehlikeye girecek.

UNFCCC’den daha fazla fon için acil çağrı

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Sekreteri Simon Stiell, Danimarka’nın Helsingør kentinde yılın ilk büyük iklim zirvesi için toplanan 40’tan fazla bakan ve müzakereciye daha fazla fon sağlanması yönünde acil bir çağrıda bulundu. UNFCCC’nin şu anda ciddi mali zorluklarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Stiell, “Sürekli büyüyen bir görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. Bizim işimiz sizin işinizi kolaylaştırmak. Hepinizin kabul ettiği görevleri yerine getirmeliyiz ancak bunu finansman desteğine sahip olursak yapabiliriz,” dedi. Stiell, kuruluşun ihtiyacı olan bütçenin ‘şu anda yarısından azının finanse edildiğini’ vurguladı. UNFCCC’nin giderek artan sayıda faaliyetin gerçekleştirilmesi için, 2024 - 2025 döneminde yaklaşık 152 milyon euroya ihtiyaç duyacağı tahmin ediyor. Ancak geçtiğimiz Haziran ayında Bonn’da, ülkeler yalnızca 74 milyon euroluk bir çekirdek bütçe üzerinde anlaştılar. Bu, enflasyon göz ardı edildiğinde, önceki iki yılın bütçesine göre %19’luk bir artış. Bu, hükümetlerin ve özel kuruluşların gönüllü bağışlarıyla doldurulması gereken 78 milyon euroluk bir açık anlamına geliyor. Bu paraya, COP29’da kararlaştırılacak yeni iklim finansmanı hedefi, uyum konusundaki küresel hedef ve Paris Anlaşması’nın 6. Maddesi kapsamında yeni bir karbon piyasası gibi önemli müzakere konuları hakkında dünya çapında düzinelerce toplantı düzenlemek için ihtiyaç duyuluyor. Ancak bu yıl, şu ana kadar UNFCCC gönüllü bağışlardan dokuz milyon dolardan az bir miktar toplamayı başarabildi.