Kanadalı maden şirketi Kapadokya'da altın aramak için çalışma başlattı

-
Aa
+
a
a
a

Kanadalı maden şirketi, Kapadokya bölgesinde altın madeni açmak istiyor.

Gezegenin Geleceği: 26 Ocak 2021
 

Gezegenin Geleceği: 26 Ocak 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Kanadalı maden şirketi, UNESCO'nun dünya mirası listesinde yer alan ve Türkiye'nin en değerli turizm alanlarından biri olan Kapadokya bölgesinde altın madeni açmak istiyor. ANKA'nın haberine göre, maden şirketi, Nevşehir'in Avanos ilçesine bağlı Özkonak ve Göynük köylerinde toplam bin 306 hektarı kapsayan devasa alanda altın aramak için Enerji Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nden resmen ruhsat aldı. Yöre halkı şirketin sondaja başlamasıyla haberdar olabildi ve binlerce itiraz dilekçesi yazdı, change.org’da imza kampanyası başlattı.

Parlayan yıldız temiz enerji

Fosil yakıt şirketlerinin hisse değeri COVID-19 nedeniyle yaşanan ekonomik kriz ve petrol fiyatlarındaki düşüşle dibe vururken, salgın döneminin parlayan yıldızı temiz enerji oldu. AA’nın Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) verilerinden derlediği bilgilere göre, enerji sektörü geçen yılı Standard&Poor’s (S&P) 500 Endeksi’nde son sırada tamamladı. Söz konusu endeks 2020’de %18 yükselirken, enerji sektöründeki şirketlerin değeri ortalama %30 geriledi. Petrol fiyatlarının varil başına 23 dolara kadar indiği bu dönemde, en fazla değer kaybeden şirketlerin başında petrol şirketleri geldi. Dünyanın halka arz edilmiş en büyük şirketinin hisse senedi değerlerinde yaşanan %40 düşüşün ardından şirket, 31 Aralık’ta Dow Jones Endüstri Ortalaması Endeksi’nden çıkarıldı. 

1 yılda 15 ton balık ağı

Çevresel Adalet Vakfı (EJF) Tayland’ın sularına atılmış ölümcül balık ağlarından kurtulmayı hedefleyen ‘Ağsız Denizler’ isimli bir projeye başladı. Norveç Perakendecileri Çevre Fonu tarafından desteklenen proje kapsamında bir yıl içerisinde 15 ton balık ağı toplandı. Ağlar sonrasında kıyıda yaşayan yerel topluluklar için spor ve mutfak malzemeleri üretmek için kullanılıyor. Böylece hem okyanus yaban hayatının korunması hem de yerel köylerin desteklenmesi amaçlanıyor. Çevresel Adalet Vakfı yaptığı açıklamada ağların okyanusda kaybolması veya terk edilmesi nedeniyle ölüm tuzakları oluşturmaya devam ettiklerini söyledi. Yapılan açıklamada “Her yıl denizlerde en az 640 bin ton teçhizatın bırakıldığı ve onlarca yıldır mercan resiflerini dolaşarak beraberinde yunusları, kaplumbağaları, deniz kuşlarını öldürdüğü tahmin ediliyor” ifadeleri yer aldı. Ayrıca bölge halkının geçim kaynaklarını da etkilediği belirtilen açıklamada, “Zaten yasadışı balıkçılığın yükünü taşıyan yerel kıyı topluluklarının gelirleri bu tür kayıplarla daha da tehdit ediliyor” denildi. Projeye dahil olan çevreci dalgıçlar ve geri dönüşüm şirketleri, bu ölümcül atıl ağların toplanması ve geri dönüşüme kazandırılması için daha fazla çaba gösterilmesi çağrısında bulundu.

"Tek Sağlık şart"

“Çevre, İklim ve Sağlık için İşbirliği Projesi” (ÇİSİP) Türkiye’de İlk defa Tek Sağlık yaklaşımıyla COVID-19 pandemisi ve iklim değişikliği ilişkisini inceleyen bilgi notunu duyurdu. Pandemilerin önüne geçmek için Tek Sağlık yaklaşımının şart olduğunu belirtilen uzmanlar Sağlık, Tarım ve Orman ile Çevre Şehircilik Bakanlığı’nı işbirliğine davet ediyor. “Tek Sağlık”, sağlığın korunması için insanlar, hayvanlar, bitkiler ve bunların ortak çevresi arasındaki bağlantıyı bir bütün olarak ele alan; işbirliğine dayalı ve disiplinler arası bir yaklaşım. Bilgi notu, iklim değişikliğinin 2030-2050 yılları arasında her yıl 250 bin ölüme neden olacağı ve bunun yarısından daha fazlasının viral hastalık kaynaklı ishal ve sıtma olacağının tahmin edildiğinin altını çiziyor. Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Çiğdem Çağlayan; “Sağlık ve çevre alanında çalışan uzmanlar disiplinlerarası bir yaklaşımla tüm canlıların iyi olma halini kapsayıcı bir biçimde ele almalı. Bunun için en büyük görev sağlık uzmanlarına düşüyor, özellikle veteriner hekimler ve doğa koruma kuruluşlarıyla bir arada olmalıyız” dedi. Dünyanın farklı noktalarında sıcaklık ve basınçta değişimler yaratan iklim değişikliği hayvanları göçe zorluyor ve patojenlerin yayılmasını tetikliyor. Örneğin küresel sıcaklık ortalamasındaki 2-3ºC’lik artış sivrisineklerin göç rotalarına etki edeceğinden, sıtma riski altındaki insan nüfusunu %3-5 oranında artırması bekleniyor. Buna ek olarak, Klinik Mikrobiyolog ve Virolog Prof. Dr. Selim Badur’un da belirttiği gibi “Su ve ormanların kötü kullanımının enfeksiyon etkeni, taşıyıcılarının kontrolden çıkmasına neden oluyor. Tarım alanlarının gereksiz genişletilmesi ve ormanların tahrip edilmesi, burada bulunan canlıların ve taşıdıkları mikroorganizmaların kentlere göçüne neden olabiliyor.” Bilgi notu, 1980’den bu yana yeni salgın hastalıkların sayısında artış görüldüğünün altını çiziyor. 

Bu arada Türetim Ekonomisi Derneği tarafından yürütülen, sosyal ve ekolojik açıdan adil üretim yapan kadın topluluklarından hareketle daha adil bir ekonomiyi savunan KAD.İM Projesi kapsamında Önemsiyoruz Sosyal Girişimi kurucusu Gözde Şekercioğlu ile Ortak Amaç İçin Dayanışma etkinliğini, 30 Ocak 2021, 19:00-21:00 saatleri arasında Zoom üzerinden gerçekleştirecek. Etkinlikte katılımcı karar alma, birbirinden öğrenme ve verimli ilerleme nasıl mümkün olduğu; bir topluluğu bir araya getiren değerler üzerine konuşulacak. Etkinliğe Türetim Ekonomisi Derneği ve KAD.İM Projesi sosyal medya hesapları üzerinden erişilebilir.