Geçen hafta Cenevre'de gerçekleşen Birleşmiş Milletler plastikler antlaşması görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı. Ülkeler ve bütün taraflar bir atılım arayışındaydı ancak iddialı bir anlaşma için çabalayan devletler, Cuma günü erken saatlerde yayınlanan son metnin beklentileri karşılamadığını söyledi. Fransız Ekoloji Bakanı Agnes Pannier-Runacher, görüşmelerin kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, “Birçok kişinin gerçek çabalarına ve görüşmelerde kaydedilen gerçek ilerlemeye rağmen somut bir sonuç elde edilememiş olmasından dolayı öfkeliyim” dedi. Müzakerelerin bundan sonraki seyri belirsiz. İngiltere gibi bazı ülkeler müzakerelerin yeniden başlaması gerektiğini söylerken, bazıları ise sürecin tıkandığını söyledi. Ülkeler, gelecekteki kısıtlamaların kapsamı konusunda derin anlaşmazlıkları aşmak için çabalarken, müzakereler perşembe günü uzatmalara gitti. Diplomatlar ve iklim savunucuları, bu ayın başlarında Avrupa Birliği ve küçük ada devletlerinin petrol, kömür ve gazdan ham plastik üretimini sınırlama çabalarının, petrokimya üreten ülkeler ve Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD’nin muhalefetiyle tehdit edildiği konusunda uyarıda bulunmuştu. Sektörden lobicilerin antlaşma müzakerelerinden men edilmesi ve plastik karşıtı sivil toplum kuruluşlarının seslerinin yükseltilmesi gerekiyor. Platiklerin yaşamsal bir sorun olduğu artık tartışma götürmüyor, çözüm gerekiyor.
Adalar Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki işbirliğinde “Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP)” protokolü imzalandı. Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat, Adalar’ın sadece İstanbul’un değil tüm dünyanın göz bebeği bir miras alanı olduğunu söyledi. Akpolat, “Adalar, tarihi köşkleri, zengin biyolojik çeşitliliği, eşsiz kıyı ekosistemleri, yüzyıllara dayanan kültürel birikimi ve çok kültürlü yaşam biçimiyle paha biçilmez bir değere sahip. Ancak bu değer, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine karşı son derece kırılgan bir yapıya da sahip bulunuyor” dedi. Adalar’da 1500’ün üzerinde dalış yaptığını, son yıllarda canlı çeşitliliğinin azaldığını gördüğünü kaydeden Akpolat, artan deniz seviyesi, sıcak hava dalgaları, aşırı yağış ve biyolojik çeşitliliğin azalmasının Adalar’ın geleceğini tehdit ettiğini anlattı. Akpolat, Büyükada ve Heybeliada kıyılarındaki su taşkınları ile Burgazada ve Kınalıada’da kıyı çizgilerinin geri çekilmesinin bu değişimin somut göstergesi olduğunu vurgulayarak, “Deniz çayırlarının azalması ve bazı balık türlerinin artık daha az görülmesi, bu ekosistem kaybının deniz altındaki en büyük yansımasıdır” diye konuştu. Küresel bir sorun olan iklim değişikliğiyle mücadelede yerel düzeyde atılan adımların ve toplumsal bilincin yükseltilmesinin önemine işaret etti ve Adalar’da enerjide verimliliği artırmanın, yenilenebilir enerji kaynaklarını daha fazla kullanmanın, bisiklet ve elektrikli ulaşımı yaygınlaştırmanın, enerji tasarruflu binaların kullanımını teşvik etmenin ve doğa temelli çözümler üretmenin iklim değişikliğinin zararlarını azaltabileceğini söyledi.
Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Moleküler Biyoloji Yüksek Lisans Programı Başkanı Prof. Dr. Muhsin Konuk, arıların ekosistem, tarım ve gıda güvenliği için önemi hakkında bilgi verdi. Çoğumuzun arıları sadece bal yapan sevimli böcekler olarak bildiğini ifade eden Prof. Dr. Muhsin Konuk, “Ancak arıların ekosistemdeki asıl ve hayati rolü, tozlaşma yani polinasyon sürecindeki görevleri. Bu süreç, onların hem doğanın hem de insanların yaşamını sürdürebilmesini sağlayan temel işlevlerinden” dedi. Arıları gezegenimizin ‘sessiz kahramanları’ yapan nedenler olduğunu aktaran Konuk, “Arılar, çiçekten çiçeğe uçarken polen taşırlar. Bu, bitkilerin döllenmesini ve meyve, sebze, tohum oluşumunu sağlar. Bal arıları, dünya üzerindeki tozlaşmanın yaklaşık yüzde 70-80’ini gerçekleştirir. Her gün yediğimiz sebze ve meyvelerin oluşması arıların varlığına bağlı. Arıların tozlaşmaya katkısı sadece tarım ürünlerini değil, vahşi doğadaki yaklaşık 300 bin bitki türünü de kapsar. Bu sayede çeşitli bitki türleri yaşar, kuşlardan memelilere kadar pek çok hayvanın yaşam alanları ve besin kaynakları desteklenir. Tozlaşma sonucu oluşan bitki örtüsü su döngüsünü dengeler, erozyonu önler, toprağı iyileştirir. Bu da arıların dolaylı olarak iklimin dengede kalmasına katkı sunduğu anlamına gelir. Arılar sadece bal üretmez, gıda zincirimizin, tarım ekonomisinin ve doğal döngülerin temel taşı.” şeklinde konuştu ve ekledi “Arılar bu yapıda kritik konumda. Eğer arılar yok olursa, zincirleme olarak; tozlaşma azalır, bitkisel üretim düşer, otçullar zarar görür, etçiller etkilenir, insan gıdası çeşitliliği azalır, tarımsal maliyetler artar. Bu durum doğal dengeyi ciddi şekilde sarsar” dedi.
Apaçık Radyo’nun da ortakları arasında bulunduğu Next Economies Summit 2025, 12-14 Eylül 2025 tarihleri arasında, İstanbul Kadir Has Üniversitesi'nde gerçekleşecek. Türetim Ekonomisi Derneği ve Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi (CESD) tarafından düzenlenen küresel zirve, sürdürülebilir ve adil ekonomilere geçişi hızlandırmayı hedefleyen uluslararası ağları, kurumları, liderleri, politika yapıcıları, yatırımcıları ve girişimcileri bir araya getirecek. Bu tarihi zirveye Kadir Has Üniversitesi ev sahipliği yapıyor. Gelecek ekonomilerin bugün varolduğunu ve artık hakim ekonomik sistemler olması gerektiğini anlatacak Next Economies Summit 2025 hakkında güncel bilgilere ulaşmak ve etkinliğe kaydolmak için nexteconomies.net adresini ziyaret edebilirsiniz.