Basından derlediğimiz çeşitli yazılar.
OHAL'in 3. kez uzatıldığı ve TBMM'nin Anayasa değişikliğini tartışmaya başladığı günlerde ülkemiz için hayati önemde olan bu konuda basından derlediğimiz yazılar.
Basından derlediğimiz çeşitli yazılar.
OHAL'in 3. kez uzatıldığı ve TBMM'nin Anayasa değişikliğini tartışmaya başladığı günlerde ülkemiz için hayati önemde olan bu konuda basından derlediğimiz yazılar.
Bu sabah sivil toplumcu, işadamı, Osman Kavala’nın gözaltına alındığını öğrenerek uyandım. Onunla ilgili birçok şeyi biliyorsunuz zaten, ben bilmediklerinizden bahsedeyim.
'Yeter ki Kürt bir yere hakim olmasın' kronik hastalığı, aslında söyleyen için Kürtler arasında tersi yönde çok güçlü bir etki oluşturuyor.
Şimdi bir ülke hayal edin... Manevi, dini değerlerin içi dindarlık kisvesi altında boşaltılmış... Dünyada pek çok dostu varken, bugün neredeyse hiç dostu kalmamış... Her alanda yasakçı ve çatışmacı bir zihniyet egemen olmuş...
Bu işleri yapan ve azimle sürdüren kişiye normal bir ülkede toplumun kültürüne, barışına, halkların kardeşliğine hizmet ödülü verilir olsa olsa.
Aklıma geleni hemen söyleyim; bu gözaltı olayı yeni bir rehine operasyonudur. Yurtdışında, Batı dünyasında hem saygınlığı hem de ilişkileri olan Osman Kavala’nın gözaltına alınmasına, tutuklanmasına büyük tepki geleceğini bu operasyonu başlatanlar sizden benden daha iyi bilirler. İstedikleri belki de budur zaten.
Canını sıkma kardeşim; Yalnız değilsin; Yanındayız! Türkiye'deki hukuk, özgürlük, insan hakları mücadelemiz hep birlikte devam edecek.
Adalet Nöbeti’nin örgütlenmesinin ve sürekliliğinin en ağır yükünü taşıyan avukat Kemal Aytaç ve eylemin aktivistlerinden avukat Gülendam Şan Karabulut Cumhuriyet'ten Aydın Engin'in sorularını yanıtladılar.
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde, demokrasinin temel unsurları üzerinde bir mutabakat sağlanması elbette o ülkeyi daha huzurlu, daha güçlü yapar. Buna karşılık demokrasiyle yönetilmeyen, baskının ve korkunun egemen olduğu ülkelerde, önemli olan iktidarın politikalarının onaylanması sonucunun verecek birlik ve beraberlik değil, tersine iktidarın politikalarından ayrışarak etkili bir mücadele yürütmektir.
Her gün iki, üç, beş… Artık gazetelerin iç sayfalarında bazen tek sütun, bazen bayrağa sarılı bir tabut fotoğrafıyla birlikte biraz daha büyücek bir haber.
Evet; “Bunlar” diyorum, o sevmediğim, ötekileştirici bulduğum sözcükle. “Bunlar” diyorum, yıllardır ayrımcı, cepheleştirici dil kullanmamak için kendimi terbiye etmeye çalışırken kendime yasakladığım “onlar, bunlar” sözcükleriyle. “Bunlar” diyorum çünkü sadece Reis’ten, sadece iktidardan, sadece hükümetten ibaret olmayan, tek bildikleri ve tek çözümleri çatışma, savaş, kan ve ölüm olan bir zihniyetin temsilcileri “Bunlar”.