Tarık Ziya Ekinci
Kısa süreli de olsa geçici acil önlemler almaya ihtiyaç vardır. Böyle acil bir ihtiyacın karşılanması, ancak, en yüksek yargı organı sıfatıyla Anayasa Mahkemesinin devreye girmesiyle gerçekleşebilir.
CHP iktidara gelmek için ya "Erdoğan’ın yolundan giderek" HDP ile ortak bir sosyal demokrat cephe oluşturacak ya da şimdiye kadar yaptığı gibi zayıf bir sermaye grubunun partisi olarak ömür boyu arafta kalmaya devam edecek.
Siyasetçi ve yazar Tarık Ziya Ekinci'nin gazeteci Şirin Payzın'a verdiği mülakattan bir bölümü paylaşıyoruz.
Kimse yüzeysel kazanımlara aldanmasın. Konjonktürel olarak kazanılan büyük seçim zaferleri demokrasi tarihi açısından bir kazanç değil. Asıl büyük zafer, halkın barış, özgürlük ve demokrasi için beslediği umudu canlı tutan gösterişsiz küçük zaferdir.
Demokrasiyi kurtarmak ancak Cumhurbaşkanlığını kazanmak ve yeni bir anayasa yapmakla mümkündür. Bunun dışındaki girişimler ham hayaldir.
Sosyal demokratların makabline şamil kanun çıkartarak HDP milletvekillerini tutuklatmaları demokrasiye vurulan ilk darbeydi. Sağın da sağındaki partilerle ittifak kurarak Türkiye'de demokratik gelişme umudunu tahrip etmeleri son darbe oldu.
Son zamanlarda özgürlük, barış ve demokrasi için savaşımı veren saygıdeğer aydınlarımız daha sık bir araya gelmekte ve rejim sorunlarını tartışmaktadırlar. Yayınladıkları bildirilerde devlete egemen güçlerin demokrasi dışına düştüğünü, erkler ayrılığının işlemediğini, parlamentonun işlevsizleştiğini, yargının baskı aracı olarak kullanıldığını veciz ifadelerle eleştirmektedirler.
Demokrasi, (Antik çağ şehir demokrasileri hariç) özgün biçimiyle burjuva devrimleri sürecinde tarih sahnesinde beliren bir yönetim tarzıdır. Tarihsel açıdan dinamik bir süreçtir. Demokrasinin zenginleşerek gelişmesini sağlayan olgu, toplumdaki karşıt sosyal güçler arasındaki mücadeledir.
Yeni Türkiye devleti, yasama, yürütme ve yargı erklerini Cumhurbaşkanı’nın uhdesinde toplamak suretiyle eski devlet yapısını kökten değiştiren bir ‘tek adam’ rejimidir. Dayanağı kapitalizm öncesi ideolojidir.
‘Hayır’ oylarının kullanılmasındaki sübjektif saik ne olursa olsun bu oylar objektif olarak demokratik hukuk devleti için kullanılmıştır. Bugün için önemli olan gelecek seçimlerde kimin Başkan olacağı değil, hayır oylarından oluşan cephenin demokratik hukuk devleti kuruluncaya kadar kalıcı olmasını sağlayabilmektir.
“Hayır”, demokratik bir anayasanın yapılmasını ve toplumun gelişip ilerlemesini sağlayacak tarihsel bir tercihtir.
Tarık Ziya Ekinci'nin, dün Açık Gazete ele aldığımız ve tamamını okuduğumuz makalesi, Türkiye'de demokrasi mücadelesi açısından hayati önemde bir noktaya değiniyor: "Kürtlerin eşit haklı vatandaşlık mücadelesi başarıya ulaşmadan Türkiye’de demokrasi olmaz. "