Sivil Toplum Örgütleri ve Millet Cephesinin Muhalefeti

-
Aa
+
a
a
a

Demokrasiyi kurtarmak ancak Cumhurbaşkanlığını kazanmak ve yeni bir anayasa yapmakla mümkündür. Bunun dışındaki girişimler ham hayaldir.

Bianet (17 Haziran 2018)

Seçim kampanyası sürecinde halkın muhalefet partilerine gösterdiği ilgi, kimi sivil toplum örgütlerini muhalefetin mecliste çoğunluk oluşturacağı konusunda umutlandırmış olmasına karşın, Cumhurbaşkanının değişmeyeceği konusundaki toplumsal ön kabulü paylaştıkları anlaşılmakta.

Parlamenter sistemin alışkanlığı ile meclis içi muhalefetin çoğunlukta olmasının siyasete yön vereceği sanılmakta ve milli cephe partilerinin seçim için oluşturdukları birlikteliğin mecliste de devam edeceğine ilişkin güvence istemektedirler. Bu bir ham hayaldir… Anılan partilerin ideolojik farklılıkları nedeniyle ittifakın devam edip etmeyeceği bir yana, asıl önemli olan yeni sistemin meclisi işlevsiz bir organ haline getirmiş olmasıdır.

Yeni sistemde devlet yönetimine ilişkin bütün yetkiler Cumhurbaşkanın tekelindedir. Cumhurbaşkanı istediği takdirde meclise başvurmadan dört yıl boyunca ülkeyi tek başına yönetebilir. Meclisteki kimi göstermelik yetkiler cumhurbaşkanı tarafından kolayca ikame edilebilmektedir.

Bilindiği gibi TBMM’nin üç temel görevi vardır. Bunlar sırasıyla Kanun yapma, yürütmeyi denetleme ve Bütçeyi görüşüp onaylama görevleridir.

1- Kanun yapma yetkisi: Yürütmenin ihtiyaçlarını karşılamak için usulüne göre TBMM’ye gönderilen tasarıları ya da milletvekillerinin sundukları teklifleri görüşüp kanunlaştırmaktır. Önemli olan yürütmeden gelen tasarılardır. Mecliste sorun çıktığı takdirde Cumhurbaşkanı resen yayınlayacağı “Başkanlık kararnameleri” ile sorunu aşarak ülkeyi yönetebilir. Başkanlık kararnameleri meclisin kanun yapma yetkisini etkisizleştirmiş, icabında yok mesabesine getirmiştir.

2- Denetleme Yetkisi: Yeni sistemde TBMM’nin yürütmeyi denetleme yetkisi göstermeliktir. Bakanlar hakkında gensoru verilemez, soruşturma açılamaz, görüşme istenemez. Ancak soru sorulabilir. Bunların yanıtlanması da genelde takdire tabidir. Cumhurbaşkanını denetlemek ise fiilen olanaksızdır. Hakkında soruşturma açılması 3/5, yüksek divana sevk karı ise 4/5 çoğunluk oyunu gerektirmektedir. Cumhurbaşkanı grubunun desteği olmadan mecliste böyle bir çoğunluğa ulaşmak mümkün değil. Bu gerçek karşısında TBMM’nin yürütmeyi denetleme yetkisinin olmadığını kabul etmek gerekir.

3- Bütçe yapma yetkisi:  Yürütmenin hazırladığı bütçe tasarısının görüşülerek onaylanması TBMM’ye aittir. Ancak meclisin bütçeyi reddetmesi halinde Cumhurbaşkanı bir yıl önceki bütçeyi yıllık enflasyon oranında arttırarak yürürlüğe koyabilir. Yeni düzende anayasanın Başkana tanıdığı bu yetki ile gerektiğinde meclisin bütçe yapma yetkisinin de saf dışı bırakılması mümkündür.       

Anayasa hükmü ile fiilen devre dışı bırakılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde seçim kampanyası sürecindeki muhalefet cephesi çoğunluk sağlayabildiği ve bunu devam ettirebildiği takdirde bile bu çoğunluk, yürütmeyi rahatsız edecek hiçbir faaliyette bulunamaz. Demokrasiyi kurtarmak ancak Cumhurbaşkanlığını kazanmak ve yeni bir anayasa yapmakla mümkündür. Bunun dışındaki girişimler ham hayaldir. ‘İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar’ demişler. Bu söz doğrudur. Ama halk yığınlarını boş hayallere kaptırmadan…

Sonuç olarak bilinmesi gerekir ki, muhalefetin mecliste çoğunlukta olması ‘otoriter tek adam rejimini’ rahatsız etmez. Ya da halk deyimiyle meclis çoğunluğu yürütmeyi ‘ırgalamaz’.