Joseph Hooker’ın 70 yılı aşan upuzun kariyerinin önemli bölümü bitkileri biriktirmekle, sınıflandırmakla geçti; yeni türler keşfetti ve dünyanın farklı köşelerinde önemli floralar üzerine çalıştı. Akademik kariyeri çağdaşı birçok Viktoryen bilim insanı ile benzer bir süreci izliyor. Varını yoğunu satıp çıkılan tehlikeli yolculuklar, yıllar yılı zorlu coğrafyalarda yapılan araştırmalar, çizimler, gözlemler, atlatılan hastalıklar… Ve sonra tüm bu birikimleri bilimsel bir temele oturtma çabası.
Hooker daha çok Kew Kraliyet Bahçelerindeki yöneticiliği ve Darwin ile olan arkadaşlığı ile biliniyor ama 1885 yılında emekli olduğunda Britanya İmparatorluğunun en etkili bilim insanlarından biri konumundaydı. Kew Kraliyet Botanik Bahçeleri gibi ülkenin önde gelen bilim enstitüsünü yönetmek gibi bir sorumluluğun yanında, hayatı boyunca botanik bahçelerine ve diğer bilim mekanlarına da ilgiyi artırmak ve belli bir saygınlık kazandırmak için çalışmış. Bilimsel çalışmaları nedeniyle aldığı birçok ödül var. Oxford ve Cambridge dahil, araştırmaları Kraliyet Topluluğu tarafından oldukça takdir görmüş ve ona Royal (1854), Coplay (1887) ve Darwin (1892) madalyalarını kazandırmış.
1817 yılında Suffolk’ta doğan Joseph Dalton Hooker, yine Viktorya döneminin diğer maceracı kaşifleri gibi varlıklı bir aileden geliyor. Genç yaşında babasının botaniğe olan ilgisinden etkilenmiş Joseph. Kew Kraliyet Botanik Bahçelerinin yöneticiliğini yapan ve Glasgow Üniversitesi'nde botanik dersleri veren babası Sir William Jackson Hooker (1785-1865) en büyük destekçisi ve ilk hocalarından biri.
Joseph Hooker, uzak ülkelerde bitki toplamanın tadını ilk kez Sir James Clark Ross’un 1839 yılındaki Antarktika yolculuğunda alır. Yardımcı cerrah ve botanikçi olarak HMS Erebus ekibine katılır ve Antartika’ya doğru dört yıl sürecek bir seyahate çıkar. Her bölgeyi temsil eden örnekler toplamak; boya veren Antarktika likenleri, kenevirin yerine geçecek ağaç eğreltiler gibi ticari anlamda “değerli” olabilecek bitkileri bulmakla görevlendirilmişti. 19. yüzyılın ilk yıllarında bilimsel araştırma için önemli birkaç rotadan biriydi. Genç bir bilimcinin hayatını riske atmaya değecek kadar.
Hooker gemiyi bekleme sürecindeyken, bir aile dostu ona Darwin’in Beagle Yolculuğu kitabının taslaklarından birini verir. Hooker, Darwin’in seyahati sürecinde yaşadığı zihinsel yolculuğundan, deneyimlerinden çok derinden etkilenir ve bu seyahatte onun ayak izlerini takip edeceğini söyler. Gerçekten de Darwin’in ayak izlerini takip eder ama farklı biçimde seyahat eder. Darwin Beagle firmasının resmi bir konuğu değildi sadece geminin melankolik ve huysuz kaptanı Fitz Roy'a eşlik eden beyefendiydi. Darwin’in tüm harcamalarını -yanında ona eşlik eden uşağının ücreti dahil- babası karşılıyordu. Gemide üstlenmesi gereken görevleri de yoktu, Güney Amerika seyahatinin önemli bölümünü jeoloji çalışarak, örnek toplayarak geçiriyordu. Hooker ise bunun tersine bir donanma memuruydu, donanma ekibinin sağlığıyla ilgileniyor, disiplinin korunmasını sağlıyor, nöbet tutuyor ya da seferin asıl amacı olan Dünya’nın manyetik alanıyla ilgili gözlemlere katkıda bulunuyordu.
Erebus gemisiyle yaptığı 4 yıllık keşif gezisi Hooker’a Madeira’dan, Ümit Burnu’ndan, Tasmanya’dan, Yeni Zelanda’dan, Avustralya’dan, Falkland Adalarından, Güney Amerika’nın ucundan bitki toplayabilmesi için yeterli zaman sağlamıştı. Dağ zirvelerinin hassas ölçümlerini de yapıp notlar almış. Bitki örtüsünün dağılımını anlamaya yönelik veri toplamaya çalışır ama paternleri net biçimde ortaya koymak ve hipotezini test etmek için tüm dünyadan çok daha zengin bitki koleksiyonlarına ihtiyacı olduğunu biliyordu.
W. H. Fitch'in onun eskizlerinden yola çıkarak baskılarını yaptığı Rhododendrom Barbatum.
1847 yılında, ikinci yolculuğunda, gemiyle Hindistan’a gider. Burada önce Darciling’de kalır; bölgedeki eğreltileri, likenleri, karayosunlarını, orkideleri, yılanyastıklarını, manolyaları ve orman güllerini inceleyerek geçirir. Büyük Rancit Nehri’nin 18 kilometre kuzeyine yapılan bir seyahatte üç ormangülü türüne rastlar. Bunlardan biri “dev ağaçların üzerinde parazit olarak yaşayan, yaklaşık 2.5 metre yüksekliğinde, dallanmış gövdesi, 3-6 adet büyük beyaz, enfes kokulu çiçekleriyle Rhododendron dalhousiae’ydi. “Düşünebileceğiniz en güzel şey” diye bahsediyordu ondan…
Hooker'ın çizimiyle Rhododendron dalhousiae
Bitkilerin sadece pratikteki kulllanım alanlarıyla ilgilenerek bunu yapamayacağını biliyordu ama öte yandan seyahatleri boyunca bulduğu bitkilerle, yerel halkı tedavi etmek için hekimlik yeteneklerini de kullanıyordu. Pringlea antiscorbutica adlı lahana benzeri bir bitkinin iskorbüt hastalığını önlediğinden şöyle bahsediyor: “… Gezi sırasında bulduğum en ilginç bitki. Genel görünüm ve botanik özellikler bakımından başka hiçbir şeye benzemeyen, yenmek için son derece uygun ve dünyanın en ıssız, en zor noktalarında bir sebzenin yetişebildiğini bilmek, bir kaşifin de sıradan bir gözlemcinin de mucize olarak karşılayacağı bir olay.”
Joseph Dalton Hooker Britanya’ya döndüğünde 7000 türün olduğu bir bitki koleksiyonunun sahibidir. Babası William Hooker da bağlantılarını kullanarak Joseph Hooker’ın Hindistan seferinin sonuçlarını kaleme alabilmesi için gerekli devlet desteğini bulmasını sağlar. Flora Antartica (1844- 1847) ikinci seyahatine gitmeden tamamlamıştır. Hindistan çalışmalarının bir bölümünü içeren Flora Indica (1855) henüz sadece ilk bölümünü hazırlamışken, arkasından Yeni Zelanda (1851-3) ve Tasmanya (1853-1859) floralarına dair araştırmalarının yayımlar. Hooker’ın botaniğin statüsünü yükseltme çabaları sonunda sonuç vermeye başlamıştır. Bu arada eski arkadaşı Darwin’in sonunda Türlerin Kökeni kitabını yayımlar. Darwin’in doğal seçilimle evrim teorisini biliyordu, zaman zaman aralarında konuşuyor tartışıyorlardı, o yüzden çalışmasının en yakın destekçisi olur.
Hooker’ın ünü büyüdükçe Kew Kraliyet Botanik Bahçeleri üzerinde belli bir otoritesi de olur. Babasının ölümünün ardından Kew’in yöneticiliğini o üstlenir. 1868 yılında Britanya Bilimsel İlerleme Kurumu -İngiliz Bilim Derneği diye de adlandırılıyor- başkanlığına gelir ve Darwin’in çalışmalarına destek vermeye devam eder. 1873 yılında Banks’tan sonra dünyanın en eski ve en prestijli bilimsel kuruluşu olan Kraliyet Topluluğuna kabul edilen ilk doğa bilimci olur.
Zorlu yollardan geçse de botanik dünyasını fethetmiştir artık. 1885 yılında emekli olduktan sonra da çalışmalarını 1911’deki ölümüne dek sürdürür. 70 yılı aşkın kariyeri bütün dünyadaki bilim enstitülerinde ona uluslararası çapta bir saygınlık kazandırır.
https://twitter.com/botanitopya
https://www.instagram.com/botanitopya/
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Clair de Lune / Ay Işığı | Claude Debussy Suite Bergamasque | 05:12 |