Güven Güzeldere, Açık Bilinç'te insan türünün evrimsel tarihçesine mercek tutuyor.
Geçen hafta Mağaradaki Zihin kitabı üzerinden, yazılı tarih öncesi dönemde yaşamış insan topluluklarında sanatın doğuşu ve kültürün değişimi konularını ele almıştık; Arkeoloji ve sanatın doğuşu.
Bu hafta, insan türünün evrimsel tarihçesi çerçevesinde, bu tartışmayı sürdüreceğiz. Önce, Darwin'in de üzerinde kafa yorduğu önemli bir soruyla başlayalım; Doğada niçin çeşitlilik var ve bu çeşitlilik bize ne öğretiyor?
Çeşitlilik üzerinden, türlerin ve bireylerin adaptasyon (uyum) dolayısıyla nesilden nesle nasıl değiştiklerini görebiliyoruz.
Eksaptasyon yani ardıl uyarlanım adaptasyondan nasıl farklı ve niçin önemli?
Evrimsel tarihte, çoğu önemli aşamanın biyolojik öncülleri olduğunu, büyük değişimlerin bir tür 'ön-adaptasyon' süreci ile hazır hale geldiklerini görüyoruz. Peki, insan türünün avcı-toplayıcılıktan yerleşik tarım toplumuna geçişinde rol oynayan bir 'ön-adaptasyon' var mı? Bu, cevabı tartışmalı bir soru.
Ama Prof. Gökçümen'in 'amilaz geni've çeşitliliği üzerine yaptığı araştırmalar, tahıl yetiştirmenin bir sonucu olarak günlük perhizimizde nişasta temelli yiyeceklerin artışı ve bu tür yiyecekleri tercih eder olmamız konusuna ışık tutuyor.
Son olarak, şu soruyla programı noktalayalım; 20. yüzyıl, bilim alanında fiziğin öne çıktığı bir dönemdi. Peki 21. yüzyılda durum ne? Hangi bilimler, geleceğe damga vuracak gibi görünüyor? Biyolojinin geleceği parlak mı?