Kuraklık tüm Türkiye'yi etkisi altına almışken yağan yağmurlar bizi yanıltmasın, düpedüz kış kuraklığıyla karşı karşıyayız ve bunun pek çok olumsuz sonucunu yaşıyoruz. Bu sonuçlardan biri ve belki de en önemlisi kuralık arttıkça büyüyen yeraltı suyu kullanımı. Konuğumuz Adnan Mirhanoğlu, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Ensitütüsü'nde yaptığı iki yıllık çalışmanın sonuçlarını bizimle paylaştı.
Kuraklık tüm Türkiye'yi etkisi altına almışken yağan yağmurlar bizi yanıltmasın. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstünde seyretmesi dolayısıyla kar yağışı yurdun pek çok kesiminde henüz yok. Kar yağışı olmadan da yeryüzü ve yeraltı su rezervlerini beslenmesi sınırlı miktarda gerçekleşiyor. Düpedüz kış kuraklığıyla karşı karşıyayız ve bunun pek çok olumsuz sonucunu yaşıyoruz. Bu sonuçlardan biri ve belki de en önemlisi kuralık arttıkça büyüyen yeraltı suyu kullanımı. Yeraltı suları insanlar, diğer canlılar ve ekosistem için hayatın sigortası ve garantisi demek. Mecbur kalınmadığı sürece kullanılmaması gereken bu yaşam kaynağı öncelikli bir biçimde içme suyu olarak kullanılmalı. Ancak yeraltı suları Türkiye’de hem tarımda hem de sanayide hat safhada kullanılıyor. Daha da fenası bu sular yağışın çok az olduğu kurak bölgelerde daha çok çekiliyor. Yağışlarla da beslenmeyen yeraltı sularının seviyesi iyice düşüyor. Böylece içinden çıkılmaz bir kısır döngü katlanarak büyüyor.
Son birkaç aydır medyanın gündeminden düşmeyen kuraklık olgusu sadece barajların doluluk seviyeleri ve tarımsal rekoltede düşüşle birlikte gıda fiyatlarının artacak olması gibi konular çerçevesinde ele alındı. Oysa kuraklık çok boyutlu sosyal-ekolojik bir olgu. Bunun fazla irdelenmeyen bir başka yönü de yeraltı sularının kullanımı.
Bu eksikliği Su Hakkı'na konuk olan Adnan Mirhanoğlu, Akgün İlhan'ın sorularını yanıtlayarak doldurmaya çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Ensitütüsü'nde yaptığı iki yıllık çalışmanın sonuçlarını paylaşan Mirhanoğlu, Türkiye'de tarım sektöründe yeraltı sularının aşırı kullanımını, bunun vardığı boyutları ve gelecekte karşılaşılması muhtemel olan sorunları anlattı. Yaptığı çalışmayla doğduğu ve büyüdüğü topraklar olan Mardin Kızıltepe’deki yer altı sularının durumunu inceleyen Mirhanoğlu, devlet teşvikleriyle pamuk ve mısır gibi aşırı sulama isteyen bitkilerin tarımına geçen bölgedeki yeraltı sularının 650 derinliğe kadar indiğini söylerken ekledi: "750 metreden sonra zaten su bulamazsınız". Sadece Mardin Kızılıtepe'nin değil tüm ülkenin sorunu haline gelmiş yeraltı sularının aşırımı çekimi, ivedilikle düşünülmesi ve eyleme geçilmesi gereken bir konu. Yaşamın garantisi yeraltı sularımızı gelecek kuşaklardan ödünç aldık ama har vurup harman savuruyoruz. Mirhanoğlu'na kulak vermenin zamanı geldi de geçiyor. Bu programı dinlemeden geçmeyin...
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Edward Maya | Desert Rain | 4:10 |