Gazze'deki soykırım geleceğin şablonudur ve Küresel Güney bunu biliyor.
Joe Biden’ın apartheid devleti İsrail’e 8 milyar dolarlık silah satışını içeren veda hediyesi, Gazze’deki soykırımın korkunç gerçekliğini kabul ediyor. Bu bir son değil. Hatta sonun başlangıcı bile değil. Bu, Hamas’ı yok etmek ya da İsrailli rehineleri serbest bırakmak için değil, Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlileri bir daha geri dönmemek üzere yok etmek için tasarlanmış, kalıcı ve sonsuz bir savaştır. Bu, yalnızca Gazze ve Batı Şeria’yıdeğil, Lübnan ve Suriye'nin bazı bölgelerini de kapsayan Büyük İsrail'i yaratmaya yönelik Siyonist rüyanın zirveye ulaşmasıdır. Ve bu, Filistinli, Lübnanlı ve Suriyelilerin nehirler dolusu kanıyla ödenecektir.
İsrail Tarım ve Gıda Güvenliği Bakanı Avi Dichter, “Gazze’de uzun bir süre kalacağımızı düşünüyorum. Çoğu kişi, [İsrail’in] Batı Şeria’daki gibi yıllarca gidip geldiği ve belki de Netzarim koridorunda kaldığı bir tür durum yaşayacağını anlıyor,” dediğinde muhtemelen muhafazakâr tahminlerde bulunuyordu.
Kitlesel yok etme zaman alır. Ayrıca pahalıdır. Neyse ki İsrail için, ABD’deki lobi faaliyetleri Kongre, seçim süreci ve medya anlatısı üzerinde bir boğma etkisi yaratmıştır. Amerikalılar, İsrail’e silah sevkiyatlarına son verilmesini destekleyen %61’lik kesime rağmen bunun bedelini ödeyecek. Ve itirazlarını dile getirenler, seslerinin susturulduğu ve kariyerlerinin tehlikeye atıldığı ya da yok edildiği Siyonist kara deliklere zorla sokulacaktır. Donald Trump ve Cumhuriyetçiler demokrasiden açıkça hoşlanmıyor olabilir, ancak Demokratlar ve Joe Biden da aynı durumdalar.
ABD, Ekim 2023'ten Ekim 2024'e kadar İsrail'e 17,9 milyar dolar askeri yardımda bulunmuştur ki bu rakam, ABD'nin İsrail'e her yıl verdiği 3,8 milyar dolarlık askeri yardım üzerinden önemli bir artış anlamına gelmekte. Bu, tek bir yıl için bir rekordur. Dışişleri Bakanlığı, Kongre’ye, İsrail’in ABD yapımı silahları satın alması için başka bir 8 milyar dolarlık onay verme niyetini bildirdi. Bu, İsrail’e bombalar için daha fazla GPS rehberlik sistemi, daha fazla topçu mermisi, savaş uçakları ve helikopterler için daha fazla füze ve 900 kilo ağırlığındaki MK-84 bombası gibi daha fazla bombalar sağlayacaktır. MK-84’ün patlama dalgası binaları paramparça eder ve 365 metrelik bir yarıçap içinde yaşamı yok eder. Patlama, ciğerleri patlatır, uzuvları parçalar ve yüzlerce metre ötede sinüsleri patlatır, 15 metre genişliğinde ve 10 metre derinliğinde bir krater bırakır. İsrail’in bu bombayı, 27 Eylül 2024’te Beyrut’ta Hizbullah lideri Hassan Nasrallah’ı öldürmek için kullandığı görülmektedir.
Soykırım ve bunu milyarlarca dolarlık destekle besleme kararı, uğursuz bir dönüm noktasını işaret ediyor. Bu, ABD ve Avrupa’daki müttefiklerinin uluslararası ve insani hukukun, ABD’nin Irak, Afganistan, Libya, Suriye ve bir nesil önce Vietnam’da açıkça göz ardı ettiği gibi, hiçbir anlam ifade etmediğinin kamuoyuna ilanıdır. Bununla birlikte, soykırım Gazze’de geleceğin bir şablonunu oluşturuyor ve Küresel Güney bunun farkında.
“Dünyanın sefilleri”, modern ordular, topçu birlikleri, füzeler, donanmalar, zırhlı birlikler ve savaş uçaklarından yoksun olanlar, ilkel araçlarla karşılık verecek. Devlet terörünün devasa kampanyalarına karşı bireysel terör eylemleriyle yanıt verecekler.
Nefret edildiğimiz için şaşırıyor muyuz? Terör, terörü doğurur. Bunu, Yeni Yıl Günü'nde New Orleans'ta, Irak ve Şam İslam Devleti'nden (IŞİD) ilham aldığı iddia edilen bir adamın, kamyonetini bir kalabalığın içine sürerek 14 kişiyi öldürdüğünde gördük. Bunun daha fazlasını göreceğiz. Ancak açık olalım. Bunu biz başlattık. İntihar bombacısının ahlaki boşluğu, bizim ahlaki boşluğumuzdan doğuyor.
Gazze, Batı Şeria, Yemen ve Lübnan'daki inatçı direniş, İsrail'in kan dökme isteğini artırıyor. İsrail Dışişleri ve Savunma Komitesi üyeleri, Gazze üzerindeki kuşatmanın yoğunlaştırılması çağrısında bulunarak Savunma Bakanı İsrail Katz'a bir mektup gönderdi.
“Bölge ve nüfus üzerinde etkili kontrol sağlamak, düşman hatlarını temizlemenin ve doğal olarak, İsrail'in en çok yıprandığı bir yıpratma savaşı yerine kesin bir zafer elde etmenin tek yoludur,” diye yazdılar. “Bu nedenle askerlerimizi defalarca zaten ele geçirilmiş mahallelere ve sokaklara göndermek zorunda kalıyoruz.”
Mektupta ayrıca İsrail'in şu adımları atması gerektiği belirtiliyor: “Tüm enerji kaynaklarının (yakıt, güneş panelleri ve ilgili araç-gerecin) uzaktan yok edilmesi; tüm gıda kaynaklarının (depolar, su ve ilgili araçlar gibi) ortadan kaldırılması; bölgedeki herkesin etkili kuşatma günlerinde beyaz bayrak sallamadan hareket etmesini önlemek için uzaktan ortadan kaldırılması.”
Mektup şu sonuca varıyor: “Bu eylemler ve kuşatma günlerinden sonra, [İsrail Savunma Kuvvetleri] aşamalı olarak bölgeye girmeli ve düşman yuvalarını tamamen temizlemelidir... Bu, kuzey Gazze Şeridi'nde olduğu gibi ve diğer tüm bölgelerde de aynı şekilde yapılmalıdır: çevreleme, nüfusun bir insani bölgeye tahliyesi ve düşmanın teslim olmasına veya tamamen yok edilmesine kadar etkili kuşatma.”
Kısaca, tüm vahşileri yok edin.
42 yaşındaki ABD askeri gazisi Şhamsud-Din Jabbar (Şemseddin Cabbar), yeni yıl kutlamalarında bir kalabalığa kamyonetiyle dalarak 14 kişiyi öldürdüğünde ve 35 kişiyi yaraladığında, Arap dünyası karşısında konuştuğumuz dille bize hitap etti. Ayrım gözetmeyen ölüm. Masumların hedef alınması. Hayata karşı kayıtsızlık. İntikam arzusu. Başkalarını şeytanlaştırma. Kaderin, Tanrı’nın ya da Batı uygarlığının dünyaya vizyonumuzu şiddetle dayatma hakkına sahip olduğumuza dair inanç. Cabbar, internette İslam Devleti’ni desteklediğini belirten videolar yayınlayan bizim kendi katilimizin benzeridir ve bu son olmayacak.
Robert Fisk, Medeniyet İçin Büyük Savaş kitabında, “Bir toplum mülksüzleştirildiğinde, üzerine yüklenen adaletsizlikler çözülmez hale geldiğinde, ‘düşman’ her şeye gücü yeten bir güç haline geldiğinde, kendi halkınız böcekler, hamamböcekleri, ‘iki ayaklı hayvanlar’ olarak hayvanlaştırıldığında, zihin mantığın ötesine geçer,” diye yazıyor. “Bu iki şekilde büyüleyici hale geliyor: ahiret fikri ve bu inancın bir şekilde nükleer potansiyelden daha güçlü bir silah sağlayabileceği düşüncesi. Amerika Birleşik Devletleri 1983'te Beyrut'u bir NATO üssüne dönüştürürken ve doğudaki dağlarda Müslüman gerillalara karşı ateş gücünü kullanırken, Baalbek'teki İran Devrim Muhafızları Tanrı'nın Lübnan'ı işgalci Amerikan varlığından kurtaracağını vaat ediyordu. O dönemde, tam da alaycı olmadan, bunun büyük bir savaş olacağını yazmıştım: ABD teknolojisi Tanrı'ya karşı. Kim kazanacaktı? Derken 23 Ekim 1983'te, tek bir intihar bombacısı patlayıcılarla dolu bir kamyonu Beyrut havaalanındaki ABD Deniz Piyadeleri üssüne sürdü ve altı saniye içinde 241 Amerikalı askeri öldürdü… Daha sonra, bombacıyı görebilen birkaç deniz piyadesinden biri ile röportaj yaptım. Bana ‘Tek hatırladığım, adamın gülümsüyor olduğuydu.’ demişti.
Bu terör eylemleri ya da Gazze, Batı Şeria, Lübnan ve Yemen bağlamında silahlı direniş, sonsuz toplu katliamları haklı çıkarmak için kullanılıyor. Bu Çile Yolu, özellikle iklim krizinin gezegeni yeniden şekillendirmesi ve Birleşmiş Milletler ile Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi uluslararası organların içleri boş birer kurumdan ibaret hale gelmesiyle, küresel bir ölüm sarmalına yol açıyor.
Ortadoğu’ya ejderha dişleriyle ekiyoruz ve eski Yunan mitolojisinde olduğu gibi, bu dişler topraktan bizi yok etmeye kararlı öfkeli savaşçılar olarak büyüyor.
* Chris Hedges'ın Scheerpost'ta yayınlanan 'Genocide: The New Normal' adlı makalesi Nil Kayarlar Sarrafoglu tarafından çevrilmiştir.