Zeytinlikler için mücadele sürüyor

-
Aa
+
a
a
a

Zeytinlik sahalarını madencilik faaliyetlerine açan yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına hükmedildi.

Gezegenin Geleceği: 22 Eylül 2022
 

Gezegenin Geleceği: 22 Eylül 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Danıştay 8. Daire, 1 Mart 2022 tarihindeResmî Gazete’de yayımlanan zeytinlik sahalarını madencilik faaliyetlerine açan yönetmelik değişikliğinin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle açılan davayla ilgili kararını açıkladı. İyi Parti Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun’un açtığı davada, 13 Eylül’de kararını açıklayan yüksek mahkeme, zeytinlik yönetmeliğinin yürütmesinin durdurulmasına hükmetti. Metin Ergun konuya dair yazılı bir açıklama yaptı:

Bildiğiniz gibi,1 Mart tarihinde Resmî Gazete’de bir yönetmelik değişikliği yapıldı. Ne hazin ki bu değişiklik, hukuka aykırı bir şekilde yapıldı. Bu yönetmelik değişikliği yapılırken anayasa, Maden Kanunu ve zeytincilik faaliyetlerini koruyan ve düzenleyen 3573 sayılı kanun yok sayıldı. Yani anayasanın ve kanunların koruması altında olan zeytinlikler, yönetmelik değişikliğiyle ranta ve talana açıldı. Dolayısıyla kanunun “3 kilometre dahi yaklaşamazsın” dediği zeytinlikler, büyük bir tehdit altına girdi. İktidar ise bu rant ve talan girişimini “kamu yararı var” diyerek meşrulaştırmaya çalıştı. Halbuki bu yönetmelik değişikliğinde hiçbir kamu yararı yoktu. Bu düzenlemeyle fosil yakıtlara dayalı verimsiz enerji santralleri yaşatılmaya çalışılacak ve daha fazla hava kirliliği oluşmasının önü açılacaktı. Biz, doğal çevreyi korumayı, geliştirmeyi ve bu zenginliklerimizi gelecek nesillere aktarmayı vatanseverlik anlayışımızın gerektirdiği bir sorumluluk olarak gören insanlarız. İktidarın yıllardan beri alışkanlık hâline getirdiği rant, talan ve yağma siyasetiyle bundan sonra da hem siyasi anlamda hem de hukuki anlamda mücadelemize devam edeceğiz.

Japonya'da Nan Madol Tayfunu etkili oluyor

Japonya’da tayfuna bağlı çok sayıda toprak kayması ve sel yaşanıyor. Arama kurtarma ekipleri, fırtınanın şimdiye kadar 2 kişinin ölümüne, 90 kişinin ise yaralanmasına neden olduğunu açıkladı. Tayfun ilk olarak ülkenin güneyindeki Kyūshū Adası’nı vurdu. Uyarılar kapsamında 9 milyon kişinin evlerini tahliye etmesi istendi. 350 bin konutta enerji kesintilerinin yaşandığı bildirildi. Bazı bölgelerde 24 saat içinde 40 santimetre yükseklikte yağış bekleniyor. Japon medya kuruluşu NHK'ye göre bir kişi aracında nehir sularına kapılarak hayatını kaybetti. Bir kişinin de toprak kaymasında öldüğü bildirildi. 87 kişinin yaralandığı, bir kişinin de hâlâ kayıp olduğu düşünülüyor. Fırtınanın etkili olmasıyla rüzgar hızının saatte 234 kilometreye ulaştığı ve çok sayıda yerleşim yerini ve ulaşım altyapısını tahrip ettiği bildirildi. Başkent Tokyo'da sağanak yağış etkili oldu. Bilim insanları, La Niña hava olayından dolayı bu yıl yoğun bir fırtına sezonunun yaşanmasını öngördü. La Niña hava olayı Büyük Okyanus'ta küresel sıcaklıkları düşürüyor. Güçlü rüzgarların Güney Amerika'dan uzağa, Endonezya'ya doğru götürmesiyle ortaya çıkıyor. Atlantik ve Karayip bölgelerinde iklim krizi yüzünden deniz suyu sıcaklarının yükselmesinin de etkili olabileceği düşünülüyor.

Binden fazla ağaç türü iklim krizi tehditi altında

Şehirlerdeki ağaçların küresel ölçekte risk değerlendirmesini yapan ilk araştırmaya göre iklim krizinin etkisiyle artan sıcaklıklar ve düşen nem oranları binden fazla ağaç türünü yok oluşa sürükleyebilir. Bu türler arasında şehirlerde sıklıkla gördüğümüz meşe, akçaağaç, kavak, karaağaç, çam ve kestane gibi ağaçlar var. Nature Climate Change dergisinde yayımlanan araştırmaya göre risk altındaki türlerin oranı 2050'de yüzde 76'ya yükselebilir. Araştırmanın baş yazarı Western Sydney Üniversitesi'nden Manuel Esperon-Rodriguez, kentsel alanlardaki çok sayıda ağacın iklim değişikliği nedeniyle zaten stres altında olduğunu söylüyor. Buna göre hava daha da ısındıkça ve kurudukça risk altındaki türlerin sayısı da artacak. Rodriguez, şehirlerdeki ağaçların fiziksel ve zihinsel sağlığı iyileştirdiğini, sosyal entegrasyon için önemli olduğunu ve sıcak hava dalgalarının etkilerini azalttığını söylüyor. BBC'ye verdiği demeçte konuyla ilgili şunları söyledi: 

Bütün bu faydalar esas olarak büyük olgun ağaçlar tarafından sağlanıyor, bu nedenle bugün diktiğimiz fidanların gelecek nesiller için tüm bu faydaları sağlayabilecek ağaçlar haline geleceğinden emin olmamız gerekiyor.

JES’le mücadele başarıyla sonuçlandı

Aydın Kızılcaköy’de yapılmak istenen jeotermal santralı (JES) projesine karşı bölge halkının 2018 yılından beri sürdürdüğü mücadele başarıya ulaştı. Aydın’nın İncirliova ve Efeler ilçeleri ile Kızılcaköy, Dereağzı ve Gerenkova köylerini kapsayan alanda kurulması planlanan Sarı Zeybek Jeotermal Enerji Santrali projesi için verilen “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu” kararına karşı bölge halkı ve Efeler Belediyesi tarafından açılan davayı Aydın 1. İdare Mahkemesi ikinci kez iptal ederek kararı kesinleştirdi. Yargı yolunun sona erdiği dava neticesinde ve bölge halkının kazandığı hukuk zaferiyle bölgeye JES yapımının önüne geçildi. Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay konuyla ilgili şunları söyledi:

Her zaman söylediğimiz gibi, biz jeotermalden elektrik üretimine karşı değiliz ama vahşice üretilmesine karşıyız. İnsanlara, hayvanlara, bitkilere, tüm canlı yaşamına zarar verecek şekilde uygulamalar yapılmasını istemiyoruz. Buna karşı hukuki zeminde hakkımızı aradık ve kazandık.