“Cevizdibi’nde Kömür Tozuna Karşı Temiz Hava Mücadelesi” başlığıyla change.org/cevizdibi adresinde Cevizdibi Mahallesi halkı tarafından bir kampanya başlatıldı. Amasya ili Suluova ilçesi Cevizdibi Mahallesi ve çevresinde yaşayan vatandaşlar, mahalleyi çevreleyen Eski Çeltek Açık Ocak Kömür Ocağı’ndan kaynaklanan kömür tozu kirliliğinin yaşam kalitelerini ciddi şekilde olumsuz etkilediğini bildirdi. Mahalle sakinlerinin aktardığına göre, kömür ocağından yayılan toz yalnızca evleri, bahçeleri ve araçları kaplamakla kalmıyor; solunan hava halk sağlığını tehdit ediyor. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve solunum yolu hastalığı olan bireyler bu durumdan doğrudan etkileniyor. Kampanyada, halk sağlığını koruyacak kalıcı çözümler alınması talep ediliyor ve mahalle sakinleri, “Bizler, temiz hava solumak ve sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyoruz. Gerekli önlemlerin alınarak bu sorunun çözülmesini arz ederiz,” ifadelerini kullandı. Cevizdibi Mahallesi halkı, imzacıların desteğiyle seslerini daha güçlü duyurabileceklerini ve bu önemli soruna çözüm bulunabileceğini belirtiyor. Kampanya change.org/cevizdibi adresinde.
“Maden Yıkımına Dur De Alaçam” başlığıyla change.org/alacammadenehayir adresinde Duygu Yeşilyurt tarafından bir kampanya başlatıldı. Kampanyacı, “Ormanlarımız yok olacak, içme sularımıza siyanür karışacak, toprağımız kirlenecek; bir bölge yok olacak. Alaçam, Samsun'da yaşanan maden faaliyetlerinden dolayı hem doğal güzelliklerimiz hem de sağlığımız tehdit altında. Doğanın bu tahribatını durdurmak için sesimizi duyurmamız gerekiyor,” ifadeleriyle yaşanan sorunu dile getirdi. Kampanya metninde, bölgedeki ağaçlık alanların hızla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu, ormanların yalnızca oksijen kaynağı değil; aynı zamanda endemik bitkiler ve yabani hayvanlar için yaşam alanı olduğu vurgulanıyor. Madencilik faaliyetlerinin bu doğal dengeyi bozarak geri dönüşü olmayan zararlar yaratacağı dikkat çekiliyor. Bunun yanı sıra, siyanür gibi toksik kimyasalların toprağa ve su kaynaklarına karışma riski bulunduğu belirtiliyor. İçme sularına bulaşacak zehirli maddelerin yalnızca bölge halkının değil, gelecek nesillerin sağlığını da tehdit ettiği ifade ediliyor. Kampanya change.org/alacammadenehayir adresinde.
“Mengen’in Ağalar Köyünde Planlanan Vahşi Madene Karşı Protesto: Platform Oluşturuluyor” başlığıyla change.org/mengenormanlari adresinde Taner Kaynar tarafından bir kampanya başlatıldı. Kampanyada, madencilerin hedefinde olan Bolu’nun Mengen ilçesine bağlı Ağalar köyü ve çevresinde 1900 hektarlık alan ile doğa, su kaynakları ve yaşam alanlarının tehlikede olduğu belirtildi. Şirketin orada açık patlatmalı kuvarsit ocağı açmayı planladığı ifade edilirken, projenin “ÇED gerekli değildir” kararı almış olmasına rağmen, bölgenin ekosistemine geri dönülmez zararlar verebileceği vurgulandı. Kampanya metninde, yalnızca Mengen’in değil, Bolu Merkez ve Gerede ormanlarının da benzer tehdit altında olduğu vurgulanıyor. Bölgenin doğal yapısının, Yedigöller yakınındaki altın arama planlarından sonra şimdi de kuvarsit madenciliği tehdidi altında olduğu ifade ediliyor. Köylüler, bu projelerin su kaynaklarını kirleteceğini, ormanları yok edeceğini ve bölgenin ekosistemine telafisi imkânsız zararlar vereceğini belirtiyor. Yaşam savunucuları, Ağalar köyünde yaptıkları buluşmada birleşerek vahşi madenciliğe karşı ortak mücadele kararı aldı. Kampanya change.org/mengenormanlari adresinde.
“İklim Kriziyle Daha Güçlü Mücadele İçin Açtığımız İlk İklim Davasında Yanımızda Ol!” başlığıyla Change.org/İklimDavasi adresinde Atlas Sarrafoğlu ve iklim aktivisti genç bir ekip tarafından başlatılan kampanyada, “İklim Taahhütlerini Yerine Getirin, Ulusal Katkı Beyanı 3.0’ı Açıklayın” başlığıyla yeniden destek çağrısı yapıldı. Kampanya ekibi, Türkiye’nin mevcut Ulusal Katkı Beyanının (NDC) Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu olmadığını ve iklim krizine yeterince yanıt vermediğini vurguladı.2025’te hazırlanması gereken yeni NDC’nin yalnızca teknik bir rapor değil, geleceğimiz için bir hayatta kalma sözleşmesi olduğu ifade edildi. Türkiye’nin NDC 3.0’ı vakit kaybetmeden açıklaması ve bilimsel verilerle uyumlu, iddialı ve acil adımlar içermesinin zorunlu olduğu belirtildi. Ayrıca, mevcut politikalar sürdürülürse küresel ısınmanın yüzyıl sonunda 2,9°C’yi aşacağı ve 1,5°C hedefinin imkânsız hâle geleceği hatırlatıldı; bilim insanları, 2030’a kadar küresel emisyonların %43 azaltılması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Kampanya metninde, “2023’te açıklanan NDC biz gençler tarafından mahkemeye taşındı. Ancak mahkemeler, uluslararası sözleşmeleri yok sayıp davamızı reddetti. Şu anda davamız Anayasa mahkemesinde devam ediyor. NDC’ler yargı denetimine, biz gençlerin itirazlarına ve taleplerine açık olmalı,” sözleriyle NDC’lerin hem yargı denetimine hem de kamuoyu itirazlarına açık olması gerektiğini savunuldu. Kampanya ekibi, “Paris Anlaşması yalnızca bir hukuk ya da siyaset belgesi değil. Bu anlaşma, geleceğimiz için bir hayatta kalma sözleşmesi,” diyerek Türkiye’nin bu sorumluluktan kaçma lüksü olmadığını vurguladı. Kampanya Change.org/İklimDavasil adresinde.