30 Aralık 2012Milliyet Gazetesi
Geçen hafta İstanbul’a topu topu 2 santimetre kar yağmasıyla Türkiye’ye kış geldi ve İstanbul felç oldu. Karla mücadeleye en çok yatırım yapan bu şehirdeki bu çöküşün nedeni nedir?
2005 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı olan Mesut Pektaş’ın daveti üzerine İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde (AKOM) danışman olarak göreve başlamıştım. Benden istedikleri İstanbul’da karla-kışla mücadelede dünya standartlarını yakalamak için ne gerekiyorsa yapmaktı. İstanbul’da sosyo-ekonomik hayatın durmaması için yılda birkaç kez yağan kar için de yatırım yapılmalıydı.
Böylece 2007 yılında 20’den fazla sayıdaki köprü ve viyadük gibi yola, daha önce donabilecek noktalara, asfalt sıcaklığını, asfaltın üzerindeki çiy, kırağı, buzu ve atılan tuz/solüsyon miktarını belirlemeye yarayan “Yol Meteoroloji İstasyonları” kuruldu. Bu “Buzlanma Erken Uyarı Sistemi” (BEUS) ile İBB akıllı ulaşım sistemleri konseptinin Türkiye’deki öncüsü oldu. Viyadük ve köprülere yakın noktalarda bu istasyonları direkler üzerindeki rüzgar ve güneş enerjisi sistemleriyle fark edebilirsiniz...
Asfaltın sıcaklığını ölçmek önemli
Buzlanmayla mücadelede sadece havanın değil asfaltın sıcaklığını da bilmek gerekir çünkü meteorolojide hava sıcaklığı yaklaşık olarak yerden 1.5-2 metre yükseklikte ölçülür. Bu nedenle yer yüzeyindeki cisimlerin sıcaklığı ile hava sıcaklığı çoğu zaman farklıdır. Bazen hava sıcaklığı sıfır derece olunca yer yüzeyi sıcaklığı, donma noktasının üzerinde olabilir. Bazen de yer yüzeyi sıfır derecenin altında bir sıcaklığa sahipken hava daha sıcak olabilir. Bu yüzden İstanbul’da asfaltın donup donmayacağı ancak asfaltın sıcaklığı ölçülerek belirlenebilir ve gerektiğinde asfalt donmadan (kaza olmadan!) önce müdahale edilebilirdi.Ayrıca, “Dikkat! Köprü ve viyadükler, yoldan önce donar” levhaları da kritik yerlere konuldu. Özellikle kış günlerinde köprü ve viyadüklerin üzerinde sabaha karşı görülen gizli buzlanma/çiy/kırağı nedeniyle kazalar yaşayabiliyor. Yüksek basınç merkezinin hakim olduğu bulutsuz geceler, sakin veya hafif rüzgar, nemli yer yüzeyi ve geceleyin yüksek çiy, kırağı ve siyah buz oluşumu için çok uygun. Yani hava sıcaklıklarının 5 derece civarında seyrettiği zamanlarda yol, köprü, viyadük vb. yerlerin sıcaklığı çiy veya kırağı oluşturabilir. Bu nedenle sürücülerin, hava sıcaklıkları donma noktasına yakın olduğu zamanlarda ıslak zeminlerde, köprü ve viyadüklerde çok dikkatli araç kullanması için uyarılması bir zorunluluktur...Bütün bu çalışmalar Türkiye’de ilktir ve hâlâ da tektir. Sonuç olarak İBB, şehirdeki gizli buzlanma/kırağı/çiyle mücadele için Türkiye’de başka hiçbir belediyenin (hatta bakanlığın) almadığı önlemleri almış durumdaydı. Ama benim gözlemim Sn. Mesut Pektaş, İBB Genel Sekreteri olarak 2009 yılında İBB’deki görevinden ayrıldıktan sonra birçok konuda olduğu gibi hem AKOM çalışmalarında, hem trafik, hem de karla mücadelede önemli düşüşler oldu. Örneğin, Genel Sekreter’in ilgilendiği önemli bir merkez olan AKOM, şu an Yol Bakım Müdürlüğüne bağlı bir yer oldu çıktı.
Afet planı sekteye uğradı
Eskiden en geç kasım ayında AKOM’da hummalı toplantılar yapılarak her bir üst geçit, meydan ile birlikte kar küreme aracının güzergahı, alacağı tuz ve solüsyon miktarı ile birlikte operatöre verilecek çorbanın kalorisine kadar her şey planlanırdı. Benzer toplantılar yine yapılıyordur belki ama geçtiğimiz perşembe günü İstanbul’daki üst geçitlerde korkuluklara tutunarak yürürken düşerek kaç vatandaşın yaralandığı bile bilinmiyor... Halbuki kışın meydanlar, üst geçitler ve yolların buzdan arındırılması için zamanında alarma geçilerek doğru bir mücadele verilirdi.Benzer şekilde AKOM’daki deprem vb. afetler için hazırlamakta olduğumuz Afet Acil Yardım Planı çalışmaları da sekteye uğradı; tatbikatlar yapılamadı. Halbuki o da Türkiye’deki ilk uluslararası standartlarda yapılan gerçek bir plandı!Şüphesiz İBB’nin reflekslerindeki zayıflama ile birlikte kabak lastikle dolaşan araçlar ve banyo gibi ıslak zeminler için üretilmiş kaygan malzeme ile kaldırım döşeyen ilçe belediyeleri ve dükkan sahiplerinin de günahı çok...
İyi yıllar diliyorum