20 Mart 2007Radikal Gazetesi
Geçenlerde, 301. maddeyle ilgili, Joost Lagendijk'ın mektubundan alıntılar verdiğim bir yazı yayımlamıştım. Bu maddeyle ilgili sorunlar çıktığından ve konu tartışılmaya başladığından beri, Adalet Bakanı koltuğunu dolduran Cemil Çiçek benzerlerinin çeşitli Avrupa ulusal hukuklarında bulunduğunu söylemekteydi. Lagendijk ise bunun böyle olmadığını iddia ediyordu. Karşılıklı 'pozisyonlar' böyle belirlendiğine göre, taraflardan birinin söylediği doğru değildi. Şimdi elimde bir dostun gönderdiği 'ceza yasası' örnekleri var. Örneğin, Cemil Çiçek'in destek aldığı İtalyan yasası "İtalyan ulusuna alenen hakaret eden..." diyor. Bu 291. madde; 290. madde daha geniş ve açık: "Cumhuriyet'e, hükümetin yasama organlarına, Anayasa Mahkemesi'ne ve yargıya hakaret eden..." diyor (altını ben çizdim). İtalyan Ceza Yasası bizim eski dostumuzdur. Onlar Mussolini miraslarını bizden önce elden çıkardılar ama hukuki gelenekler öyle kolay kolay buharlaşmaz. Gene de, şu maddelerde, 'İtalyanlık' diye bir 'özne' yok; 'aşağılamak' gibi belirsiz bir yüklem de yok. İtalya'nınki değil de, Slovenya'nınkinde bizimki gibi bir 'aşağılama' kavramı görülüyor. Ama burada da 'aşağılanması' söz konusu olan 'özne' Slovenya milleti. 'Slovenlik' diye birisi yok. Slovenya, 'Ceza yasalarımızda bazı ortak noktalar bulunuyor' diye mutluluk duymamız gereken bir ülke mi, bilemiyorum; ama en azından bu küçük ve kendi halinde ülkede savcı savcı dolaşıp '174. maddeye göre Sloven ulusu aşağılandı. İhbar ediyorum' diyen bir Sloven Kerinçsiz'i yok orada. Almanya'nın ceza yasasının 90. bölümünde Almanya Cumhurbaşkanı'na hakaretle ilgili bir bölüm var ki, böyle bir fiil gerçekleşmişse, buna karşı bir davanın ancak Cumhurbaşkanı'nın kendisinin onayı ile açılabileceği ayrıca belirtilmiş. 'İftira'dan (defamation) söz ediliyor. 'Devlet simgeleri'nin, yani bayrak gibi nesnelerin küçük düşürülmesiyle ilgili maddeler bulunuyor. Federal Cumhuriyet'e, onun anayasal ilkelerine hakaret edilemiyor. 'Almanlık' diye bir şey görmüyoruz (Avusturya'da da 'Avusturyalılık' diye bir şey görmediğimiz gibi). Almanya'nın Federal Cumhuriyeti'nde bunu oluşturan 'Land'lardan herhangi birine de benzer bir dille saldırmak yasak. Avusturyalılar, işlenecek fiili resmen 'sövmek'ten başlatıyor. Burada, 'söylenen söz doğru çıkarsa' bir cezalandırmanın söz konusu olmayacağının belirtilmiş olması da anlamlı. Demek bu derece somut iddialar üzerine bu yasaların uygulanması devreye giriyor. Cemil Çiçek, 'Kaç kere açıkladık! Örnekler gösterdik!' yollu bir şeyler söylüyor. Oysa böyle bir şey yapmadı. En yuvarlak, en genel kelimelerle "Avrupa'da benzerleri var" dedi. Hukuk, 'benzerleri' gibi yuvarlak sözlerle yürüyecek bir şey değildir. Hangi Avrupa ülkesinde, 301. madde çıktı çıkalı açılan davaların 'benzerleri'ni gördük. Geçen gün Milliyet'te ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Fried'in Türkiye üstüne sözleri yer almıştı. Türkiye'nin kendi geçmişiyle yüzleşmesi ve uzlaşması gerektiğini tekrarlıyordu Fried. Bunun 'kendi özgür iradesiyle' olması gerektiğini de vurguluyordu. Haber, "Fried, bu kapsamda TCK 301'in değiştirilmesinden yana olduklarını yineledi" cümlesiyle bitiyordu. Cemil Çiçek, 301'den vazgeçemiyor, ama anlaşıldığı kadar, asıl 301'i bir araç olarak kullananların bununla başardığı marifetlerden vazgeçemiyor.