29 Ocak 2007Kürşad Bumin
"Slogan" meselesi üzerinde ısrar ediyorum, bu üçüncü yazım. Tahmin edeceğiniz gibi, bu ısrarımın nedeni konu hakkında medyada ve siyaset meydanında fikir beyan edenleri ikna etmeye çalışmak değil. Israrımın nedeni kendi halinde yaşayıp "derin Türkiye"yi oluşturan okurlarımın gösterdiği tepkileri okuyup-dinleyip bu meselenin hak ettiği bir bilinç açıklığına birlikte ulaşabilmek.
Bu çerçevede elime ulaşan bir mesaj-mektup çok anlamlıydı doğrusu. Bir okurum "Kötümser olmayın, aşağıda size ulaştırdığım yazılara göz atacak olursanız bu ülkenin birçok Müslüman aydınının da sizden farklı düşünmediğini göreceksiniz" diyordu. Tabii ki cevapsız bırakmadım bu mesajı; "Farklı tavırlardan haberdar olmadığımı mı sanıyorsunuz!" sitemini ihmal etmeyerek.
Hrant'ı gözyaşlarıyla uğurladığımız günden beri tartışmaların merkezine oturan bu "slogan meselesi"ni aslında bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Hrant da mutlaka bunun böyle olmasını isterdi. "Çılgın Türkler" nöbeti geçirenleri (mesaja iliştirilmiş yazılardan birisinde bu konu çok da iyi inceleniyordu) ikna etmek gibi bir hayal peşinde koştuğum sanılmasın. Çünkü bu "nöbet"in "devlet"i dışarıda bırakarak dünya üzerine iki çift söz edilebilmesine izin vermesi imkansız. Benim "Gelin konuşalım, bu sloganı bir fırsat olarak değerlendirelim" diye seslendiklerim gerçek anlamıyla "sivil" kesimdir. Tamam, söz konusu sloganı belki de ilk kez işittikleri için şaşırıp ardından öfkelenmiştir bu kesim. Ama işi burada (öfkede) bırakmamak, sloganı anlamaya çalışmak gerekiyor.
Övünmek gibi olacak ama söyleyeceğim: Yeni Şafak söz konusu "sloganı" başından beri doğru anlayan bir gazete oldu. Bu yayın akışı içinde kaç gündür Rasim Özdenören'in yazı gününü bekliyordum. Beklediğim yazıya nihayet dün kavuştuk. Özdenören'in "Kafa karışıklığı" başlıklı yazısı, biraz önce sözünü ettiğim "Bunu fırsat bilip tartışalım ve bu meseleyi aydınlığa kavuşturalım" dileğime çok güçlü bir destekti doğrusu. Yazarımız, üzerinden birkaç kere geçilmesi gereken bu önemli yazısında "Hepimiz Ermeniyiz" sloganında ifadesini bulan anlama edebiyatta mecaz, istiare (metaphor) dendiğini Platon'un ünlü "Mağara istiaresi" örneğinden hareketle hatırlattıktan sonra şöyle diyordu: "Bir kavramın çevresinde dolanan bütün bu anlam halelerinin farkına varmadan akıl yürütmeye kalkışmak karşımıza mücessem bir dar kafalılık profili çıkartır. Dar kafalı biriyle ortak bir noktada buluşmak çetin bir iştir, çok çetin..."
Tepkili okurlarım bu yazı üzerinde kafa yormayı unutmamalıdır. Hadi diyelim ki benim karaladıklarımı "Bu adam zaten ladini alandan konuşuyor" diyerek ciddiye almadınız; ama ya Rasim Özdenören'in bu cümlelerini...
"Slogan"a ilişkin farklı bir yaklaşım da şöyleydi: Bu "slogan"ın kullanılmasının bir takım insanları öfkelendirebileceği düşünülerek bu işten vazgeçilmesi daha makul bir davranış olmaz mıydı? Abdurrahman Dilipak, böyle düşünenlerden. "İfrad ve tefridden kaçınmak gerek. Ne dediğimiz kadar, birilerinin bunu nasıl anladığını da hesaba katmamız gerek. Onun içindir ki, ben 'Biz hepimiz Ermeni'yiz' şeklindeki sloganın altına imza atmadım" diyor. Sakın yanlış anlaşılmasın; Dilipak'ın slogana bir itirazı yok. Tam tersine sloganı "kendini mağdurla özdeşleştirme" diyerek çok doğru bir biçimde anlıyor ve yorumluyor. İtirazını sadece "birilerinin bunu nasıl anlar" sorusunun aklına getirdiği cevapları düşünerek yapıyor.
Görüyorsunuz, Dilipak'ın "slogan" karşısındaki tavrı temkinli de olsa anlaşılmayacak bir şey değildir. Bu temkinli tavrı topluma yönelik "aşırı korumacı" bir yaklaşım (ve dolayısıyla olgunlaşması yolunda bir engel) olarak değerlendiriyorsam da hâlâ "oturup tartışabileceğimiz" bir zeminde olduğumuz muhakkak. "Bir kavramın çevresinde dolanan bütün bu anlam halelerinin" farkındayızdır hâlâ.
Tepkilerini dile getiren "derin Türkiye"ye bir kere daha sormak isterim:
Aklınız ve kalbiniz "zalim"den değil de "mazlum"dan yana ise, sırası geldiğinde "Hepimiz Müslümanız" diyebildiğiniz gibi, "Hepimiz Filistinliyiz", "Hepimiz Göçmeniz", "Hepimiz Yahudiyiz", "Hepimiz Lübnanlıyız", "Hepimiz Arabız" (...) ve de sırasında "Hepimiz Ermeniyiz" diyebilmek size zor mu gelir?
"Gelir" diyorsanız, tartışmayı uzatmanın bir âlemi yok zaten... Boşuna nefes tüketmeyelim.
Bitmedi; "mesele"ye ilişkin bir yazı da yarın.