Fikret İlkiz
Siyasal iktidarlar ve şirketler; yolsuzlukları yaratanlara, siyasal iktidarı kötüyü kullananlara, haksızlıklara, adaleti yok edenlere, temel insan haklarını ihlal edenlere karşı sosyal ağların “kafa tutan gücünün” farkındadırlar...
"Sanki salgın bir hastalık insanları kırıp geçirmiyor ve sanki tutukluları sürekli çoğaltan bir ceza sisteminden kimse sorumlu değilmiş gibi, üstüne alınan yok…"
Eve hapis yaşamlarınızda kapılarınızı kendiniz açıyor kendiniz kapatabiliyorsunuz, bu insanca bir özgürlük sayılır, kıymetini bilin! Hapistekilerin bu özgürlüğü yok. Kapıları başkaları açıyor ve üzerlerine başkaları kilitliyor.
İnsanlar göçleriyle ve tel boylarındaki sürgün yaşamlarıyla üçüncü bir dünya yarattılar.
Basın yayın yoluyla “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçu işlenebilir mi? Gazete haberleri, manşetler, köşe yazıları ile örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlenebilir mi? Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu gibi bir suç olabilir mi?
Yargının tarafsız ve bağımsız olmasının istenmediği bir düzen için, OHAL koşullarında Anayasada değişiklik yapılması demek yargının otorite ve gücünün el değiştirmesi ve güçlü olanların eline geçmesidir ki; Anayasa değişikliğinin en olumsuz ve endişe verici yanı budur.
Geçmiş yılın hangi acısını, teröre kurban toprak olmuş yakınlarımızın hangi yokluğunu ve hangi gazetecinin özgürlükten yoksun kalmışlığını, tekrar tekrar tutuklanmalarını yaşamamış ve tanık olmamış gibi ve ne gerekçeyle anayasa için oy kullanmak gerekiyor ki; herkese sağlıklı ve mutlu bir gelecek dilemeliyim? Hiç niyetim yok, başta ben olmak üzere herkesin yaşananlardan rahatsız olmasını diliyorum.
Bağımsız İletişim Ağı
27 Ekim 2008
Bağımsız İletişim Ağı