Ordu’nun Ünye ilçesinin Üçpınar köylüleri sondaj çalışmalarına karşı mücadele başlattı. Sondaj çalışmalarının sürdüğü 13 gün boyunca aralıksız mücadele ettiklerini belirten bölge halkı, yaşananları anlattı.
Birgün’den Volkan Ateş’in haberine göre, Ordu’nun Ünye ilçesinin Üçpınar köylüleri sondaj çalışmalarına karşı mücadele başlattı. Sondaj çalışmalarının sürdüğü 13 gün boyunca aralıksız mücadele ettiklerini belirten bölge halkı, yaşananları anlattı. 3 Ekim günü sondaj ekiplerinin bölgeden çıkartıldığını ancak 27 ekimde 250’yi aşkın kolluk kuvvetiyle birlikte yeniden geldikleri belirtilen açıklamada, “Köylerini savunan bizlere, biber gazı ve cop kullanılarak sert şekilde müdahale etti. Ters kelepçeyle 10 kişi gözaltına alınmaya çalışıldı. 28 Ekim günü sondaj makinası ve Jandarma önünde oturma eylemine geçen köylülere çevik kuvvet polisleri ve jandarmalar bir kez daha sert şekilde müdahale etti.” denildi. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “13 gün yaşam alanlarımızı, geleceğimizi savunduk. Sondaj ekiplerinin ve jandarmanın köyümüzden çekilmesinden kaynaklı bundan sonra süreci büyük bir titizlikle takip edecek, hukuki işlemlerimize devam edeceğiz. 13 gün değil 13 yıl geçse de direnişimizden, yaşam alanlarımızdan, fındığımızdan vazgeçmeyeceğiz” dendi.
Yeşil Ekonomi Konferanslarının sonuncusu çevrimiçi yapıldı
Yeşil Düşünce Derneği ve Heinrich Böll Vakfı’nın beraber gerçekleştirdiği Yeşil Ekonomi Konferanslarının sonuncusu bu sene çevrimiçi ortamda gerçekleşti. Her sene farklı bir tema ile ekonominin farklı alanlarına dair yeşil yaklaşımların, yaşamı güçlendiren yeni düzenlemelerin ve politik çözüm önerilerinin sunulduğu Yeşil Ekonomi Konferansları bu sene ‘İklim ve Covid-19 Ekseninde Türkiye ve Dünya’ başlığıyla düzenlendi. Etkinlikte iklim ve Covid-19’un yarattığı sağlık, ekonomik ve sosyal krizlerin nedenleri ve sonuçları, alanında uzman akademisyenler tarafından değerlendirildi. Dünya ve ülke çapında alınan önlemler, iyileşme paketleri ve bunların olası sonuçlarına dair vizyoner çalışmalar sunuldu. Sistemik değişikliklerin sürdürülebilir bir dünya ve ekonomi için zorunlu olduğu anlaşılan günümüzde, Yeşil Yeni Düzen’in iklim adaleti, sosyal adalet, adil iyileşme ile yaşamı daha güçlü kılmak üzere önerdiği alternatifler ortaya kondu. Oturumun tüm konuşmacıları, şirketlerin ve karar alıcıların krizin tüm dünyada yarattığı farkındalığı, yeşil badana (green washing) yaparak yapıların özünde değişikliklere gitmeden bir reklam aracı olarak kullandıklarından bahsettiler. Bunun gerçek bir çözüm olmadığını, şeffaf bir biçimde iklim ve sosyal adaletlerini önceleyen sürdürülebilir çözümler üretilmesi gerektiğini ve bunun Yeşil Yeni Düzen ile gerçekleşebileceğinin altını çizdiler.
Dünyanın ilk "çevreci" elması yapılacak
The Guardian’da yer alan habere göre, Yeşil enerji tedarikçisi Ecotricity’nin kurucusu Britanyalı çevreci Dale Vince, “çevreye duyarlı teknoloji” kullanarak elmas üretimine başlayacaklarını söyledi. "Gökyüzü maden tesisi"nde atmosferdeki karbondioksit kullanılarak elmas üretilecek. Üretimin her aşamasında rüzgar ve güneş enerjisinin yanı sıra yağmurdan elde edilen su kullanılacak. Vince böylelikle "dünyanın ilk çevreci elması"nı üretmeyi amaçladıklarını belirtti. Sözkonusu teknoloji elmas üretimi sırasında atmosferdeki karbondioksiti temizleyerek hava kirliliğini de azaltacak. Çevreci iş insanı, bu projeyle "çevreye geri dönüşü imkansız zararlar veren" geleneksel madencilik yöntemlerine karşı güçlü bir alternatif sunmayı planlıyor. Üretilen elmaslar pırlanta yapılarak mücevher olarak değerlendirilebileceği gibi çeşitli sanayi kollarında da kullanılabilir.
"2021'de kıtlık yaşanacak"
Merkezi Roma‘da bulunan Dünya Gıda Örgütü’nü Direktörü David Beasley, kimsenin 2021 yılında dertlerin biteceğini beklememesi gerektiğinin altını çizerek, “Milyarlarca dolarımız olmazsa, 2021’de korkutucu boyutlarda kıtlık yaşanacak” dedi. Associated Press’e açıklamalarda bulunan Beasley, son dönemde sık sık konuşulan, “2020 çok kötü geçti, 2021’de hepsi geçecek” açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Beasley, gelecek yıl durumun çok daha kötü olacağını dile getirerek, özellikle Afrika ve Güney Amerika’da açlık ve kıtlıkla karşılaşılacağını vurguladı. WFP Direktörü, Covid-19 salgınının tekrar yükseldiğini, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde ekonomilerin bozulmaya devam ettiğini, bunun da birçok iflas ve kapanmalara neden olacağını açıkladı. Bu yılki Nobel Barış Ödülü‘nün WFP’ye verilmesinin, dünya liderlerini gelecek yılın bu yıldan daha kötü olacağına dair uyarması için bir megafon görevi gördüğünü söyleyen Beasley, liderler para ve teşvik paketleri sağladıkları için bu kıtlık salgınını 2020’de engelleyebildiklerini belirtti. Karşılaşılan trajedi ve krizlerin gelecek 12-18 ayda olağandışı bir hal alacağına dikkati çeken Beasley kıtlık, açlık, istikrarsızlaştırma ve göç konularına odaklanması gerektiğini vurguladı. David Beasley, WFP’nin gelecek yıl kıtlıkla mücadele için beş, dünya genelindeki programlarını sürdürebilmek için de 10 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Yeterli paraya erişmezlerse yaklaşık 30 ülkenin kıtlık şartlarına gireceğini belirtti.
Kazdağları aktivistleri yardım bekliyor
Kazdağları’nda siyanürlü altın madeni projesine karşı 425 gündür “Su ve Vicdan Nöbeti” tutan çevre aktivistleri ve destekçilerine toplam 525 bin lira idari para cezası kesildi. Gerekçe olarak ise koronavirüs önlemlerine uyulmaması gösterildi. Hacizle karşı karşıya kalan aktivistler yardım çağrısı yaptı. Kazdağları Kardeşliği’nden yapılan çağrıda “Yaşanan salgın bahane edilerek toplamda 500 bin lirayı aşan para cezalarıyla karşı karşıya bırakıldık. Kesilen cezalara itiraz ettik, hukuki süreci başlattık ancak bu süreç tamamlanmadan haciz emirleri gelmeye başladı” denildi. Yardım kampanyasına https://fongogo.com/Project/kazdaglari-dayanisma-cagrisi adresinden destek olunabiliyor.