Hindistan'da şiddetli yağışlar

-
Aa
+
a
a
a
Gezegenin Geleceği: 23 Temmuz 2025
 

Gezegenin Geleceği: 23 Temmuz 2025

podcast servisi: iTunes / RSS

Rize Fındıklı’da altın madenciliği faaliyeti yürüten Kanadalı şirketin Türkiye İştiraki, bölgede yeni madenler için keşfe başladı. Bölgedeki yeni çalışmaları, Meclis’te tüm tepkilere rağmen onay verilen torba yasanın meyveleri olarak değerlendiren bölge halkı şirket çalışanlarına tepki gösterdi. Şirket tarafından gönderilen ekipler Çağlayan köyü Gürcüdüzü ve Çamlık yaylası mevkiinde numune arama işlemlerine başladı. Numune alınan bölgeye giden yurttaşlar, doğal alanların talan edilmesine izin vermeyeceklerini ifade etti. Bölge halkı ve şirket yetkilileri arasında yaşanan tartışmalar sonucu, ekiplerin barkodladığı numune taşları şirket görevlilerinden alındı. Şirketin belediye ya da kaymakamlık izni olmadan gelen bölgeye geldiği ifade edildi.

BirGün’den Ada Sude Atak’ın haberine göre, Mersin İli Erdemli İlçesi Tırtar Mahallesi’nde bulunan yaklaşık 298 bin metrekarelik alan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikli Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 2022 yılında ‘Rezerv Yapı Alanı’ ilan edildi. 2023 yılında söz konusu imar planı değişikliklerinin askıya çıkarılmasının ardından Mersin Büyükşehir Belediyesi değişikliklere itiraz etti ancak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü itirazın uygun bulunmadığı ve plan değişikliklerinin kesinleştiğini bildirdi. Bunun üzerine belediye imar planlarının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı ancak Adana Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verdi. Davanın istinafta yargı süreci devam ederken rezerv alanı ile ilgili kararı bu yıl 20 Haziran’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çevre düzeni planı değişikliği teklifini onaylayarak askıya çıkardı. Ardından 14 Temmuz’da ise aynı yerin turizm bölgesine dönüştürülmesi kararı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nde askıya çıkarıldı. İtirazların olduğu yerde yatırım imar kararı demokrasiye yakışmaz, demokrasi azınlıkların korunması itirazların çözümlenmesi demektir.

Ankara Barosu Kent ve Çevre Merkezi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen düzenlemeye karşı, “Zeytinlikten Linyite: 10 Günde Çevre Hukuku Trajedisi” başlıklı rapor hazırladı. Türkiye’nin çevre hukuku tarihinde eşi görülmemiş bir çelişki yaşandığı ifade edilen raporda, “Yürürlüğe giren İklim Kanunu, ülkemizi ‘2053 net sıfır emisyon’ hedefiyle dünyaya taahhütte bulunur hale getirirken, yalnızca 10 gün sonra kabul edilen torba yasa, bu hedefi adeta hükümsüz kıldı” denildi. TBMM’de kabul edilen torba kanunla yerli kömür adı altında linyit teşviklerinin getirildiği aktarılan raporda, düzenlemenin zeytinlik alanlarda madencilik yapılmasının önünü açtığına dikkat çekildi ve “Aynı yasama organı tarafından 10 gün arayla çıkarılan iki yasanın birbirini geçersiz kılması, çevre hukukunda bir yasama şizofrenisi yarattı” değerlendirmesinde bulunuldu. Raporun devamında şunlar kaydedildi: “İklim Kanunu’nun 1. maddesi, açıkça seragazı emisyonlarının azaltılmasını hedeflerken; torba yasa, karbon emisyonu en yüksek kaynak olan linyite yeniden teşvik sağlıyor. Üstelik bu, ‘yerli kömür’ ifadesiyle örtülmeye çalışılıyor. Oysa Türkiye’de yerli kömürün %90’ı linyit ve bu taşkömürüne göre iki kat daha fazla karbon salımına neden olmakta. Bu çelişki sadece çevreyle sınırlı değil. Danıştay’ın daha önce iptal ettiği zeytinliklerde madencilik yapılmasına ilişkin düzenleme, bu defa yasa yoluyla tekrar getirilmeye çalışıldı. Oysa 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu ve Anayasa’nın 45. maddesi (tarım arazilerinin korunması) yürürlükte ve aynı içeriğin farklı normla geri getirilmesi, hukuk devleti ilkesine aykırı. Elektrik üretiminde kriz yoktur. Türkiye’nin kurulu gücü 115 bin MW’ı aşmış, 2024’te güneş enerjisinde rekor kurulum gerçekleşti. Sorun enerji üretimi değil, verimlilik, depolama ve altyapı yatırımlarındaki yetersizlik. Bu yasa, halkın ‘elektrik kesilir’ korkusunu istismar eden bir söylemin ürünüdür. Ayrıca, AB ülkeleri kömürden çıkış takvimi açıklarken, Türkiye’nin linyite yönelmesi, Enerji Şartı Anlaşması kapsamında ileride çevre koruma önlemleri nedeniyle uluslararası tahkim risklerini artırmakta.” “Bu yasa çevresel sürdürülebilirliği, hukukun üstünlüğünü ve toplumsal uzlaşıyı tehdit etmekte. Kar odaklı politikalar, ekosistemleri ve köklü üretim kültürlerini geri döndürülemez biçimde tahrip etme riski taşımakta. Nihayetinde, Cumhurbaşkanını bu yasayı onaylamamaya ve TBMM’ye iade etmeye çağırıyoruz. Başta zeytinliklerle ilgili maddeler olmak üzere, çevresel düzenlemeleri etkisiz kılan tüm hükümler metinden tamamen çıkarılmalı, Danıştay kararlarına uyulmalı. Su Kanunu gibi temel altyapı düzenlemeleri yapılmadan yeni maden rejimleri yasalaştırılmamalı. İklim Kanunu ile uyumlu, şeffaf, bilimsel ve katılımcı bir yasal süreç yeniden başlatılmalı” dendi.

Hindistan'ın kuzeyindeki Himaçal Pradeş eyaletinde şiddetli yağışların yol açtığı sel ve heyelan ve bu afetlerin neden olduğu trafik kazalarında can kaybı artıyor. Eyalet Afet Yönetim Merkezi'nden (SDMA) yapılan açıklamada, şiddetli muson yağışlarının neden olduğu sel, heyelan ve ani sağanaklarda yaşamını yitirenlerin sayısının 70 olduğu belirtildi. Açıklamada, sel, heyelan ve ani sağanaklar sonucu oluşan trafik kazalarında da ölenlerin sayısının 55'e çıktığı bildirildi. Yağışların altyapıya da zarar verdiği ve 468 otoyolun kapandığı belirtilen açıklamada, 676 su şebekesinde de kesinti yaşandığı aktarıldı.