İklim krizi dar gelirlileri daha çok zarara uğratıyor

-
Aa
+
a
a
a

İklim krizi nedeni ile düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerin, daha zengin olanlardan ortalama 3,6 kat daha fazla GSYH kaybı görmesi muhtemel.

su basmış bir şehir
Gezegenin Geleceği: 2 Mayıs 2022
 

Gezegenin Geleceği: 2 Mayıs 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Ülkelere ekonomilerinin sağlığına dayalı olarak kredi puanları veren derecelendirme firması S&P Global, yükselen deniz seviyelerinin olası etkilerini ve daha düzenli şekilde görülür hale gelen sıcak hava dalgaları, kuraklık ve fırtınaları inceleyen bir rapor yayımladı. Hükümetlerin bu yeni iklim değişikliği politikalarından büyük ölçüde kaçındığı bir temel senaryoda, düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerin, daha zengin olanlardan ortalama 3,6 kat daha fazla GSYH hasıla kaybı görmesi muhtemel. Çoğu ülke için, iklim değişikliğine maruz kalma ve iklim değişikliğinden kaynaklanan maliyetler halihazırda artıyor. Sigorta şirketi Swiss Re’ye göre son 10 yılda sadece fırtınalar, orman yangınları ve sel felaketleri küresel boyutta GSYH’nin yaklaşık %0,3’ü kadar kayıplara neden oldu. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ayrıca, son 50 yılda dünyanın herhangi bir yerinde, ortalama düzeyde hava, iklim veya su ile ilgili bir felaketin meydana geldiğini ve günlük 115 ölüme ve 202 milyon doların üzerinde kayba neden olduğunun hesabını yaptı.

Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (Centre for Research on Energy and Clean Air, CREA) tarafından Rusya'nın petrol, doğal gaz ve kömür sevkiyatları ile boru hattı ihracatının ayrıntılı yeni incelemesine göre, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının ilk iki ayında fosil yakıt ihracatından elde ettiği gelir, 63 milyar Euro'ya yükseldi. Bu araştırma, Rusya'nın fosil yakıt ihracatını, hangi limanların fosil yakıt sevkiyatlarını ne zaman aldığına kadar ayrıntılı bir düzeyde inceleyen ilk tam veri setini sunuyor. Araştırmaya göre, Türkiye savaşın başlangıcından bu yana Rusya’dan en çok fosil yakıt ithal eden dünyadaki ilk beş ülke arasında yer alıyor. Türkiye’nin 4,1 milyar Euro tutarındaki fosil yakıt ithalatı doğal gaz, ham petrol, petrol ürünleri ve kömürü kapsıyor.  AB halihazırda Ağustos ayından itibaren bir kömür ambargosunu kabul etti ve Avrupa Komisyonu'nun önümüzdeki günlerde 30-31 Mayıs'ta yapacağı toplantıda petrol ithalatını yasaklanmasını önermesi bekleniyor. Alman Dış İlişkiler Konseyi (DGAP) İklim ve Dış Politika Merkezi Başkanı Dr Kira Vinke, "Ticaret farklı yönetişim modellerinde düzenli olarak gerçekleşirken, Almanya'nın uluslararası hukuku açıkça ve sürekli olarak ihlal eden bir ülkeden yüksek fosil yakıt ithalatını sürdürmesi kabul edilemez. Bu zorluğun yanıtı, doğal gaz gibi fosil yakıtlara veya nükleer enerjiye yeni bağımlılıkları teşvik etmek değil, yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmak olmalıdır" diyor.

Yeşil Gazete’de yer alan haberde, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2022 itibariyle koruma altında olan denizkestanesinin ticari olarak avlanmasına izin vermesi doğa savunucuları tarafından tepkiyle karşılandı. Kazdağları Ekoloji Platformu üreme sezonundaki denizkestanelerinin avcılığının acilen yasaklanması gerektiğini vurgulayarak karara tepki gösterdi. Duvar’dan Seçkin Sağlam’ın haberine göre; Bakanlığa bağlı müdürlüklere ve kooperatiflere Mart’ta av izin yazısı gönderilmesinin ardından Nisan itibariyle denizkestanesi avcılığı başladı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Su Ekosistemlerini Koruma Derneği Başkanı Prof. Dr. Herdem Aslan da kontrolsüz avcılığa dikkat çekip tükenme tehdidi altında bulunan denizkestanesi popülasyonunun Saros Körfezi’nde tehlikeye girdiğini söylemişti. Kazdağları Ekoloji Platformu tarafından yapılan açıklamada ise “Denizkestanesi avcılığının özellikle Kuzey Ege Denizi’nde kontrolsüz bir şekilde artış göstermekte olduğu saptandı. Ülkemizin 1984’te taraf olduğu Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi (BERN)’nin Ek III’üne göre koruma altında” denildi. Denizkestanelerinin üreme döneminde verilen avcılık izninin koruma altındaki bu türün sonunu getireceği yönünde uyarıların yapıldığı açıklamada, “Sadece Saroz Körfezi’nden bir günde 50 ton kadar denizkestanesinin halk tarafından kilosu 20 liraya varan ücretler karşılığında avlandığı bildirilmekte” ifadeleri kullanıldı. Platform ayrıca ekolojik yıkıma işaret ederek avcılık faaliyetlerinin yasaklanması için Bakanlığa başvurdu. CİMER üzerinden gerçekleştirilen başvurularla avcılığın yasaklanması talepleri bildirildi.

Dünyada toprakların neredeyse yarısı, şu anda meralar ve ekin alanları için kullanılıyor. Bu alanlar, ormanlık bölgenin tarım alanları için temizlenmesiyle açılmıştı. Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nin (UNCCD) yeni bir çalışması, eğilimler devam ederse, dünyada kara yüzeyinin %11’lik diliminin – yaklaşık Güney Amerika büyüklüğünde – 2050 yılına kadar bozulabileceğini söyledi. Dünya, artan nüfusu beslemek için daha fazla gıda talep ederken, iklim değişikliğiyle mücadele çabaları, ormanların bozulmadan bırakılmasını, güneş panelleri ve rüzgar çiftlikleri gibi kara temelli projelerin genişletilmesini içeriyor. İnsanlar, kumdan fosil yakıtlara kadar, yiyecek ve doğal kaynak arayışlarında dünyanın buzsuz alanının %70’inden fazlasını dönüştürdü. Bu tür kaynak çıkarma işlemleri suları kirletti, toprakları aşındırdı, dağ yamaçlarını istikrarsızlaştırdı ve mahsul verimini düşürdü. UNCCD İcra Sekreteri İbrahim Thiaw, “Toprak bozulması ölüm demektir. Bu rapor bir uyandırma çağrısı. Toprağı hafife alamayız” dedi. Rapor, dünya çapında yıllık tarım ve fosil yakıt sübvansiyonlarına verilen 700 milyar doların araziyi restore etmekte kullanılabileceğini söylüyor.