Çin’de, fil sürüsü, 17 aylık destansı bir yolculuğun ardından eve dönüyor.
Çin’de, tüm dünyanın esrarengiz yolculuklarını ilgiyle izlediği gezgin fil sürüsü, 17 aylık destansı bir yolculuğun ardından eve dönüyor. İnsan faaliyetlerinin doğal yaşam alanlarına verdiği zarar nedeniyle, yeni bir yuva bulmak için 500 kilometre yol alan filler, amaçlarına ulaşamadı. Geçtikleri güzergahta yaklaşık 9 milyon liralık bir zarara neden olan sürü, Yunnan‘daki Yuanjuang nehrindeki bir köprüye yönlendirildi. AP‘nin bildirdiğine göre, çeşitli büyüklük ve yaşlardaki 14 Asya fili dün gece nehir boyunca yönlendirildi ve Xishuangbanna Dai Özerk Bölgesi‘ndeki doğa rezervine geri dönmeleri için yeni bir yol yapıldı. Sürünün hala rezervden yaklaşık 200 kilometre uzaklıktaki Yuanjiang ilçesinde olduğu belirtildi. Vahşi yaşam uzmanları, sürünün neden taşınmaya karar verdiğini tam olarak belirleyemese de Pekin Pedagoji Üniversitesi‘nde memelilerin korunması alanında çalışan Prof. Zhang Li, “Büyük ölçekli insan faaliyetlerinin fil habitatlarındaki durumu kötüleştirdiğini” söyledi. Bu, durum insanlar ve filler arasındaki geleneksel tampon bölgelerin yavaş yavaş ortadan kalktığı ve fillerin insanlarla karşılaşma şansının büyük ölçüde arttığı anlamına geliyor.
"Metan emisyonları acilen azaltılmalı"
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin yayımlanan son raporuna göre, gezegeni kurtarmak için metan emisyonlarının acilen azaltılması gerekiyor. 40 yıllık iklim müzakerelerinde dünya, en bol bulunan iklimi ısıtan gaz olan karbondioksite yoğunlaştı. Bu yıl ise bilim insanları, küresel ısınmayı engellemek için başka bir güçlü seragazı olan metana odaklanılması çağrısı yaptı. Bilim insanları, yayımlanan BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunda, ülkelerin karbondioksit emisyonlarını azaltmanın yanı sıra metan emisyonlarında “güçlü, hızlı ve sürekli azalmalar” yapması gerektiği konusunda uyarıda bulundular. Bu durum, karbondioksit kaynağı kömüre daha temiz bir alternatif olarak doğalgazı tercih eden ülkelerde şaşkınlığa neden olabilir. Ayrıca, tarım ve hayvancılığın, özellikle büyükbaş hayvanların önemli endüstriler olduğu ülkeler için zorluklar oluşturabilir. Teknolojideki güncellemeler ve son araştırmalar, petrol ve gaz üretiminden, çöplüklerden ve hayvancılıktan kaynaklanan metan emisyonlarının büyük olasılıkla hafife alındığını gösteriyor.
Akbelen'deki kesime tepki
Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, Akbelen Ormanı’nda gerçekleşen kesime tepki göstererek “Son 20 yılda yanan ormanın toplamı kadar ormanımız yanmışken, Yeniköy-Kemerköy termik santrallarının yangını ganimet bilerek 100 ağacımızı kesip Akbelen Ormanı’nı yok etmek istemesi, Anayasanın değişmez hükmü ‘Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya teşebbüs’ suçudur” açıklamasında bulundu. Atal, ormanları yakan iklim değişikliğine neden olan gazların %30’unun termik santralların bacasından çıktığını hatırlatarak, söz konusu suç maddelerinden dolayı Yeniköy-Kemerköy santrallarına soruşturma ve koğuşturma açılması talebiyle Milas Jandarma Komutanlığı’na şikayet dilekçesini ilettiklerini de ifade etti.
İklim bilimcilerden uyarı
İklim bilimciler, insan faaliyetlerinin dünyanın iklimini binlerce veya yüz binlerce yılda “benzeri görülmemiş” şekillerde değiştirdiğini ve bazı değişikliklerin artık kaçınılmaz ve “geri döndürülemez” olduğu konusunda uyardı. Önümüzdeki 10 yıl içinde, sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde artmasının; 2015 Paris Anlaşması’nın amacının ihlal edilmesi, yaygın bir tahribat ve aşırı hava koşulları gibi sonuçlarının olması bekleniyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre, bu on yılda sera gazlarında yalnızca hızlı ve ciddi azaltımlar bu tür bir iklim felaketini önleyebilir. Dünya liderleri, çarpıcı bulguların küresel ekonomiyi düşük karbonlu bir temele kaydırmak için acilen yeni politika önlemlerini zorlaması gerektiğini söyledi. 197 ülkeden hükümetler, COP26 BM iklim görüşmeleri için bu kasım ayında Glasgow’da bir araya gelecek. Her ülkeden, seragazı emisyonlarını küresel ısınmayı endüstri öncesi seviyelerin en fazla 1,5 derece üzerinde sınırlandıracak yeni planlarla, Paris Anlaşması’nın amacı ve IPCC’nin vurguladığı bir hedefle COP26’ya gelmeleri isteniyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, yeni kömür santrallarına ve yeni fosil yakıt arama ve geliştirme faaliyetlerine son verilmesi ve hükümetlerin, yatırımcıların ve işletmelerin tüm çabalarını düşük karbonlu bir geleceğe aktarmaları çağrısında bulundu. “Bu rapor, gezegenimizi yok etmeden önce, kömür ve fosil yakıtlar için bir ölüm çanı çalmalı” dedi. Dünya, ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırmayı başarsa bile, halihazırda trend olan ısınmanın bazı uzun vadeli etkilerinin kaçınılmaz ve geri döndürülemez olması muhtemel. Bunlar arasında deniz seviyesinin yükselmesi, Arktik buzunun erimesi ve okyanusların ısınması ve asitlenmesi sayılabilir. IPCC bilim insanlarına göre, emisyonlardaki ciddi azaltımlar daha kötü iklim değişikliğini engelleyebilir, ancak dünyayı geçmişteki daha ılımlı hava modellerine geri döndürmeyecek.