"Bu yasayı tanımıyoruz"

-
Aa
+
a
a
a
Fotoğraf: Change.org
Gezegenin Geleceği: 25 Temmuz 2025
 

Gezegenin Geleceği: 25 Temmuz 2025

podcast servisi: iTunes / RSS

Maden Kanunu’nda değişiklikler getiren torba yasa, yoğun tartışmalarla 19 Temmuz Cumartesi günü Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Zeytinliklerin, ormanların ve meraların ve tarım alanlarının madenciliğe açılmasına olanak tanıyan bu düzenleme; köylüler, meslek örgütleri, uzmanlar ve sivil toplum temsilcilerinin Meclis kapısında yükselen itirazlarına rağmen, 255 milletvekilinin kabul, 199’unun ret oyuyla yasalaştı. change.org/ikizkoydireniyor adresinde Akbelen ve zeytinlikler için mücadele eden İkizköylüler, meclis önünde tutukları nöbeti ve açlık grevini sona erdirerek köylerine geri döndüler; “Ankara’dan ayrıldık, köyümüze döndük, köylülerimizle tekrar buluştuk. Asıl nöbet şimdi başlıyor. Tüm Türkiye’nin sesimiz, gücümüz olmasına ihtiyacımız var. Gözünüz kulağınız bizde olsun, bizim de zeytinlerde. Bu yasayı tanımıyoruz,” açıklamasında bulundu ve zeytinliklerini korumakta kararlı olduklarını ve mücadelelerine köylerinde devam edeceklerini belirttiler. Kampanya change.org/ikizkoydireniyor adresinde.

“7552 Sayılı İklim Kanunu'nun Anayasa Mahkemesi Tarafından İncelenmesi ve İptali İçin Çağrı” başlığıyla change.org/AYMiklimkanununuiptalet adresinde Duygu Kızılaslan tarafından bir kampanya başlatıldı. Türkiye’nin ilk iklim yasası olan 7552 sayılı İklim Kanunu’nun, doğayı korumak yerine karbon ticareti piyasası kurmaya çalıştığını belirten kampanyacı, yasanın ekolojik adalet ilkesine aykırı olduğunu vurguladı. Kampanyada, “Bu kampanyayı başlatıyorum çünkü ben ve sen değilse kim? Bugün doğayı savunmazsak, yarın nefes alacak ormanımız kalmayacak. Türkiye'nin diğer insanlar gibi adil, temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamasını istiyorum,” ifadeleriyle çağrıda bulunuldu. Kampanya metninde, “7552 sayılı İklim Kanunu bu hedefe ulaşmamızı engelliyor. Doğayı korumak yerine, karbon ticareti piyasası kurmaya çalışıyor. Halkın bu sürecin dışında kalması, küçük üreticilere güvence sağlamaması ve emisyon hakkının parayla satılması sorun yaratıyor,” denilerek yasanın Anayasa’nın 56. maddesi ile çeliştiğine dikkat çekildi. Ayrıca, “Doğa metalaştırılamaz ve doğa korunmalı. Milletvekillerimizden bu kanunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyarak, iptal edilmesi için çaba sarf etmelerini talep ediyoruz. Siz de bu başvuruya katılın ve halkın sesi olun,” sözleriyle milletvekillerine çağrı yapıldı. Kampanya change.org/AYMiklimkanununuiptalet  adresinde.

“Ağva Plajı'nın Yok Olmaması için Destek Çağrısı” diyen Ağva Yaşam Daynışma Derneği, change.org/AgvayıSeviyoruzOnaSahipCıkıyoruz adresinde bir kampanya başlattı. Ağva kıyılarına yapılması planlanan mahmuz projesinin iptalini talep eden dernek şu açıklamalarda bulundu: “İstanbul'un bakir kalan ender plajlarından biri olan Ağva Halk Plajı'na, 'Mahmuz Projesi' yapılmak isteniyor. Eğer projeyi durdurmayı başaramazsak, plajın tam ortasından denize, yaklaşık 500 metre uzunluğunda dev kayalar uzanacak. Plaj mahmuz yapısıyla ikiye bölünecek.” Göksu Nehri’nde yapılması planlanan mahmuzların, nehrin doğal akışını değiştirerek ağız kısmında kum ve toprak birikmesine yol açacağını ve bu durumun kıyı şeridinin yanı sıra nehrin iç kesimlerindeki yerleşim bölgelerini de taşkın riskiyle karşı karşıya bırakacağını ifade eden Dernek, projenin Ağva Plajı’nın önemli bir bölümünü de yok edeceğini belirtti. “Sonuç olarak bu cennet bölgede mavi ve yeşil, yerini griye bırakacak. Mahmuz felaketini durdurabilmek için sizi desteğe davet ediyoruz,” diyen kampanya, change.org/AgvayıSeviyoruzOnaSahipCıkıyoruz adresinde.

Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de meydana gelen büyük orman yangınında, görev başında bulunan 10 orman işçisi hayatını kaybetti. Bu acı kayıp, yangın ve afet gibi yüksek riskli alanlarda görev yapanların karşı karşıya kaldığı tehlikeleri bir kez daha gözler önüne serdi. Canını hiçe sayarak doğayı ve insanı korumaya çalışan bu emekçilerin en temel haklardan yoksun bırakılması, itfaiyeciler özelinde de uzun süredir tartışma konusu. “Canımızı, Doğamızı Koruyan İtfaiyecilerimiz Meslek Statüsünü Hak Ediyor.” başlığıyla http://change.org/itfaiyecilikmeslektir adresinde Başak Boztepe tarafından başlatılan kampanya ise 62 binden fazla imzaya ulaştı. Kampanya, itfaiyeciliğin hâlâ ayrı bir meslek sınıfı olarak tanımlanmamış olmasına dikkat çekerek, bu durumun birçok yapısal sorunu beraberinde getirdiğini vurguladı. Kampanyada, “Ülkemizin içinden geçtiği yangın felaketinde kendi canını hiçe sayarak, insanüstü bir çabayla çalışan itfaiyecilerimiz ne yazık ki meslek statüsünde değerlendirilmiyorlar,” ifadeleriyle mesleğin resmen tanımlanmamasının yarattığı eksikliklere dikkat çekildi. Kampanya metninde, tek bir çatı altında toplanamamaları nedeniyle yaşanan koordinasyon sorunları, personel eksikliği, yetersiz ödenekler ile yıpranma payı, psikolojik destek ve anayasal haklardan mahrumiyet gibi başlıca sorunların altı çizildi. Meslek olarak tanındıkları takdirde, itfaiyecilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesinin yanı sıra afetlere daha hızlı ve etkin müdahale imkânı doğacağı belirtildi. Kampanya http://change.org/itfaiyecilikmeslektir adresinde.