James Robertson ve Beato Kardeşlerin fotoğraf serüveni

-
Aa
+
a
a
a

Osmanlı topraklarında fotoğrafçılık faaliyetlerinde bulunmuş, aynı zamanda da isimlerini dünya fotoğraf tarihine yazdırmış önemli figürlerden James Robertson ve Beato Kardeşler'i konuştuk.

Japon Samuraylar, Afyon Savaşları
James Robertson ve Beato Kardeşler
 

James Robertson ve Beato Kardeşler

podcast servisi: iTunes / RSS

Osmanlı darphanesinde kırk yıl boyunca baş hakkak olarak görev alan, aynı zamanda fotoğrafçılık yapan İskoç asıllı James Robertson ve onun kayınbiraderleri Felice ve Antonio Beato, sadece bizim topraklarımızda değil dünya fotoğraf tarihinde de kendilerine yer edinmiş önemli figürlerdir. 

James Robertson, göreve başladığı 1841 yılından itibaren arka arkaya dört Osmanlı padişahına hizmet ediyor. Bu süre boyunca basılmış olan sikkelerin ve madalyaların kalıplarında hep onun imzası bulunmakta. 

Aynı zamanda başarılı bir fotoğrafçı olan Robertson’ın mesleği kimden ve nasıl öğrendiğini bilemiyoruz, ama 1853 yılından itibaren İstanbul’un tarihi eserlerini ve mimari yapılarını fotoğrafladığını biliyoruz. 1853’de Londra’da “Konstantinopol’un Fotografik Görüntüleri” adlı bir albümde çalışmalarından bir kısmını sergilemekte.   

Robertson aynı zamanda, Beyoğlu’nda Postacılar sokağında yer alan stüdyosunda İstanbul’un mimari ve tarihi eserleriyle birlikte güzel panoramalarını ve manzaralarını satışa sunarak fotoğrafçılıktan ek bir gelir elde etmeyi başarıyor.

Galata Kulesi

Uluslararası sergilere de katılıyor. Başarılı çalışmalarından ötürü 1855 yılında Paris Uluslararası Sergisinde “1. sınıf” bir fotoğrafçı olarak kabul ediliyor.

Fakat onun ismini dünya tarihine geçiren en önemli çalışmaları, şüphesiz Kırım Savaşı fotoğraflarıdır. Bilindiği gibi onun ve Roger Fenton’un fotoğrafları, büyük bir savaşın sistematik bir şekilde ve resmi olarak belgelendiği ilk savaş fotoğrafları olarak kabul edilmekte.  

Robertson’ın ve  Fenton’ın çekmiş olduğu fotoğraflar hem ağır ekipmanlardan dolayı hem de uzun pozlandırma sürelerinden dolayı sıcak savaş fotoğrafları olamıyor. Ama yine de insanlar savaşın yıkıcılığını ilk kez onların fotoğraflarında görüyorlar. Bu bakımdan da bu fotoğraflar büyük bir ses getiriyor ve o zamanki basında bu görüntülerin litografik baskıları yer alıyor. 

Felice Beato da Kırım Savaşı’nı fotoğraflayanlar arasında.  1856 yılının Nisan ve Mayıs aylarında gerçekleştirilen son çekimler onun çalışmalarıyla kaydediliyor.

Kırım Savaşı’ndan sonra Robertson, kayınbiraderleri Antonio ve Felice Beato’yu da yanına alarak kutsal topraklara gidiyor. 1857 yılında üçlü, Kudüs ve çevresinde mimari ve arkeolojik eserleri fotoğraflıyorlar ve onların buradaki çalışmaları daha sonraları, ortak isimle albümler olarak yayımlanıyor.

Yerde oturan iki erkek

Ardından Antonio Beato, 1861 yılında Kahire’ye giderek burada bir stüdyo açıyor. Ondan sonra da Luksor’a geçerek kırk yıl boyunca fotoğrafçılıkla uğraşıyor. 

Aslında 1850'lerden itibaren Orta Doğu'ya yapılan turistik seyahatlerin artması ve fotoğrafın bir hatıra nesnesi olarak talep edilmesi birçok Batılı fotoğrafçı için bir fırsat yaratıyor. Beato kardeşler de Doğu'ya giden bir grup erken fotoğrafçının bir parçası oluyorlar. Onların bu topraklarda ürettikleri fotoğraflar da Orta Doğu'nun ilk fotografik görüntüleri olması bakımından ayrı bir önem taşımakta.

Küçük kardeş Antonio Beato, fotoğrafçılık çalışmalarıyla uzun yıllar geçirdiği Luksor'da 1906 yılında hayata gözlerini yumuyor.

Felice Beato’nun fotoğrafçılık kariyeri Antonio’ya göre daha iddialı geçiyor. Her şeyden önce onun ismi Kırım Savaşı da dahil olmak üzere birçok savaşı ve isyanı belgeleyen adam olarak geçmekte. Onun çalışmaları ülkelerin tarihi için de önemli belgeler olarak değerini hala koruyor.

Japon sokak satıcısı

Felice Beato, 1860 yılında Çin’deki Afyon Savaşları’nı fotoğraflıyor. İngiltere ve Fransa’nın galibiyetiyle sonuçlanan bu savaşın ardından Felice İstanbul’a dönüyor. Fakat burada, son çalışmalarından elde ettiği geliri borsada kaybediyor. 

Bunun üzerine yönünü Japonya’ya çeviriyor. 1853 yılından itibaren Yokohama, Japonya’nın dışarıya açılan kapısı oluyor ve gittikçe büyüyen bir liman kentine dönüşüyor. Japonya’nın imzaladığı ‘Dostluk ve Ticaret Anlaşması’ndan sonra Yokohama’da Amerika, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Rusya’dan gelen yabancı tüccarlar art arda işletmeler açıyorlar.

saçlarını yıkayan japon kadın

Felice Beato, 1863 yılında işte böyle bir kente yerleşiyor. İki yıl sonra da The Illustrated London News için çalışan ressam ve gazeteci Charles Wirgman ile ortak bir stüdyo açıyorlar. Beato aynı zamanda burada bir de Yokohama Fotoğraf Okulu’nu açıyor. Bu okul janra sahneleri, peyzajlarla ve bunlara yaptıkları renklendirme çalışmalarıyla oldukça ünleniyor. 

Onun yine bu dönemde yaptığı çalışmalar içinde Satsuma Klanı’nın samuraylarına ait fotoğraflar oldukça etkileyici. Yabancılara karşı gösterdikleri şiddet eylemleriyle bilinen bu klanın üyeleri Boşin Savaşı sırasında onun kamerasının önüne geçmişler. Ortağı Charles Wirgman’ın zorla ellerinden kurtulduğu bu samurayların Felice’ye bu şekilde poz vermeleri ilginç... Bu durum yüzünü Batıya çeviren Japonya’nın ve değişimin bir göstergesi kabul ediliyor. 

yan yana iki samuray   tek samuray

Felice Beato’nun burada çektiği fotoğraflar, kendi içinde korunmuş ve daha önce hiç görülmemiş bir ülkeyi Batı dünyasına ifşa etmekte... 

Öte yandan James Robertson, 1881 yılında onuruna verilen bir veda töreniyle emekliye ayrıldıktan sonra eşini ve kızlarını alarak 1882 yılında Yokohama’ya gidiyor. Aslında onların gittiği dönemde kayınbirader Felice Beato’nun maddi durumu yerinde. 1873 yılından itibaren Grand Hotel’in ortaklarından biri ve bir çok arazinin de sahibi, başarılı bir tüccar. Ama o zamanki Japonya’nın ekonomik durumunda, Japon yeni ve gümüş karşılığındaki pariteler üzerinde spekülasyonlar yapmaya çalışınca bütün varlığını kaybediyor ve 1884 yılında Yokohama’yı terk etmek zorunda kalıyor. Hatta ondan kalan zararları da Robertson ve aile fertlerinin üstlenmesi gerekmiş... Çok geçmeden 1888 yılında Robertson hayata gözlerini yumuyor.

Samuray fotoğrafı

Felice Beato, Yokohama’dan ayrıldıktan sonra Burma ve Sudan seferlerinde savaş fotoğrafçısı olarak çalışıyor. Bu dönemde burada hem fotoğrafçılıkla uğraşıyor hem de antikacılıkla ilgileniyor. Ve onun da yaşamı 1909 yılında son buluyor.