Pasifik'in kolonileştirilmesinde rolü olan ekmek ağacının (Artocarpus altilis) hikayesini konuştuk. Kaptan Cook'un dünya yolculuğuna eşlik eden J. Banks'in Tahiti'de görüp "ucuz köle yemeği olarak önerdiği" meyve, ekmek ağacıydı!
Batılılar onunla tanışmadan çok daha önce, yerel dilde "ulu" olarak isimlendirilen bu güzel meyve ağacı 3000 yıl kadar önce yetiştirilmeye başlanmış, önce Polinezyalı denizciler tarafından yayılarak yüzyıllar boyunca kültürel ve manevi yaşamının önemli bir parçası olmuştu.
Artocarpus altilis, Dutgiller (Moraceae) familyasına dahil. Anavatanı Hint Okyanusu'nun doğusu ve Büyük Okyanus'un batısındaki adalar; diğer tropik bölgelere buradan yayılmış. Nişastalı meyvesi, kullanım ve tat olarak patatese benziyor, pişince ekmeği andıran koku ve dokuya sahip.
Ekmek ağacını ilk keşfedip ona ekmek meyvesi anlamında "breadfruit" adını veren 1686 yılında Guam'da bu bitkiyi örnekleyen William Dampier olmuş. Guam ziyaretinden iki yıl sonra Açe'de (Endonezya) yakalandığı fırtınadan sağ çıkmamış olsaydı breadfruit adını hiç almamış olacaktı. Dampier, ekmek ağacıyla karşılaşan ilk Avrupalıydı ama onun ucuz gıda olarak potansiyelini fark eden Banks olmuştu. Sömürgelerdeki köleler için yeterli besin maddesi elde etmek, böylece şekerkamışı endüstrisini canlandırmak istiyordu.
Banks yüzlerce yeni bitkiyle döndüğünde Kral III. George'a ekmek ağaçlarını Tahiti'den Karayiplere taşımak üzere sefer düzenlemesini önerir:
(...)bir insan ömrü boyunca 10 (ekmek meyvesi) ağaç dikse, kendisine ve gelecek nesillere karşı görevini eksiksiz yerine getirmiş olur(…)
Tahitililerin sörfün mucidi olduğunu ve kullandıkları tahtayı ekmek ağacından yaptıklarını da yine Banks'in gezi notlarından anlıyoruz. Banks'in ekibinden Sydney Parkinson:
(...)bu ağaç, adalıların Hayat Asası çünkü desteklerini ondan alıyorlar. Otuz kırk feet yüksekliğe kadar büyür, büyük palmiye yaprakları var, üst tarafı çimen yeşili, alt tarafı soluk, tahtadan kano yaparlar.
İllüstrasyon: S. Parkinson, 1789
Banks'in ekmek ağacını önermesi üzerine, 1787'de W. Bligh, Tahiti'den ekmek meyvesi getirmek için görevlendirilir. Bounty gemisi on ay sonra Tahiti'ye ulaşır ama ekmek ağacı için uygun mevsimi kaçırmışlardır; ancak beş ay sonra 1.000 kadar fideyi gemiye alabileceklerdir...
Ama aylarca kalan mürettebatın çoğu ada yaşamından o kadar büyülenir ki ayrılmak istemezler. Bounty, Karayipler’e doğru bir ay yol aldıktan sonra isyan ederler. Kaptan Bligh ve adamlarını küçük bir tekneyle açık sulara bırakıp ekmek ağaçlarını denize atar ve Tahiti'ye geri dönerler. Bligh'ın iki yıl sonra, ikinci ekmek ağacı seferi bu kez başarılı olur; 544 ekmek ağacı ve 633 tür bitkiyi canlı olarak Batı Hint Adaları'ndan St. Vincent'teki botanik bahçesine ulaştırır. Onun fidelerinden Jamaika'da yetiştirilen bir-iki ağacın bugün de meyve verdiği söylenir.