BİA Haber Merkezi 30/03/2004 Yıldız SAMER
BİA (İstanbul) - Cumhuriyet Halk Partisi(CHP)lideri Deniz Baykal, yerel seçim sonuçlarını değerlendirirken CHP'nin oy tabanında bir daralma olmadığını öne sürdü. Baykal seçim sonuçlarının 2002 genel seçimleriyle değil, 1999 yerel seçimleriyle karşılaştırılması gerektiği düşüncesinde. Ancak seçim sonuçları, yerel seçimlerde seçmen sayısının artmasına karşın katılım oranının düştüğünü, bu arada CHP'nin de yaklaşık 500 bin seçmen kaybettiğini gösteriyor.Seçimde şu veya bu hesaba göre oy kaybı olsa da, olmasa da CHP'nin, AKP'nin aldığı oy oranının (yüzde 41.9) yarısından da az bir oy oranına (yüzde 18.1) ulaşabildiği ise gözle görünür bir gerçek.
Varlık gösterememenin nedenleri
Ekonomist Mustafa Sönmez, Cumhuriyet Halk Partisi'nin sol, sosyal demokratik bir parti imajına karşın, esas tabanına sahip çıkacak bir iktisadi, siyasi, sosyal alternatif geliştirmediğine işaret ediyor.
Sönmez, aynı zamanda 80'lerde yaşanan sendikasızlaşma ve sınıf bilinci erozyonunun yeni kuşak işçi sınıfında bilinç kaymasına yol açtığını vurguluyor. Mustafa Sönmez, CHP'nin yerel seçimlerdeki oy kaybına ilişkin şu görüşleri ifade ediyor:
CHP'nin oy kaybı sürpriz değil
* CHP, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm çalışan ve işsiz kesimleri kabul edip onların beklentilerine uygun bir programa sahip olması beklenirken; bunun yerine daha çok laik /anti-laik söylemini temel alan, statükocu, merkeziyetçi bir söylemi benimsiyor. Bu söylem de geniş kitlelere hitap etmiyor Dolayısıyla yüzde 15 -20'lerde sıkışıp kalan bir oyla oyalanıyor.
* Bu bakış açısını değiştirmediği taktirde CHP bir seçenek olma şansını da adım adım yitirecektir. CHP, siyasi yelpazede, oy oranı yüzde 15 20 dolayında değişen bir muhalefetle, iktidar olma şansı bulamayacak bir parti görünümü vaat etmekte.
* Partide değişim olasılığı zor görünüyor. Baykal ve çevresi değişime karşı çok dirençliler. Parti içi muhalefeti yıldırıyorlar, insanlar başka oluşumlar deniyor. Başarılı olamıyor Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP) örneğinde olduğu gibi. Kemal Derviş seçeneği var, Baykal buna da fırsat tanımaz.
Burjuvazinin tercihi
* Gene de özellikle Türkiye burjuvazisi tek bacaklı bir siyaset düzlemini riskli buluyor. Merkez solun bir şekilde toparlanmasını da istiyor. Bunu da Kemal Derviş odaklı bir oluşumla yaratmak isteyecekler. Burjuvazi bunu gündeminde tutuyor, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve merkez sağ partilere mahkum kalmak istemiyor. Bu senaryonun ipuçlarını büyük medyada görmek mümkün.
Mustafa Sönmez basında seçim sonrası yansıtılan "CHP zenginlerin partisi" şeklindeki ifadeleri değerlendirirken yine CHP'nin söylemine işaret ediyor:
* CHP, İstanbul'da orta ve üst orta grupların olduğu kesimlerden oy aldı. Bu duruma zenginlikten ziyade, laik kesime seslenen bir söylem etkili oldu. Halbuki CHP eskiden İstanbul'da yüzde 50 üzerinde oy alırdı. Şimdi varoşlar AKP ve diğer sağ partilere oy veriyor.
Sınıf bilinci erozyonu
Sönmez, işçi kesiminin sağ partilere oy verme nedenlerini de şöyle yorumluyor:
* Sınıf profilleri çok ciddi biçimde değişti, 80'lerden sonra çok ciddi bir sendikalasızlaşma ve sınıf bilinci erozyonuna uğradık.
* Ücretli aileler, ücretin dışında ufak tefek faiz gelirleri, gecekondu rantları gibi gelirlerle tanıştılar. Sendikaların siyasi partilerle bağları koparıldı. Sendikalar etkisizleştirildiler. Bütün bunlar özellikle yeni kuşak işçi sınıfında bilinç kaymasına yol açtı.
* Başta CHP olmak üzere soldaki partiler de sınıf söylemini terk ettiler. Sivil toplum gibi muğlak bir kategori, sınıf kategorisinin önüne geçti. Ve bütün bunlar tabii bildik sınıfsal tercihleri ters yüz etti." (YS/BB)