16.9.2008
Yozgat'ta katıldığı "Sağlıkta Dönüşüm Programı" toplantısında, Türkiye'de sezaryen ile doğum oranlarının çok yüksek olduğunu söyleyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, sezaryenle doğuma eğitim hastanelerinde yüzde 20, diğer hastanelerde yüzde 15 sınırı getirmesi tartışmalara yol açtı.1 eylülde yürürlüğe giren "Sağlıkta Performans ve Kalite Yönergesi" ile performans kriterleri arasına alınan sezaryen oranlarına tepki gösteren doktorlardan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Sezai Şahmay, bu tür yüzdelerin tıpta uygulanmasının mümkün olmadığını vurgulayarak, "Sağlık Bakanı'nın bunu söylediğine inanamıyorum" dedi. Tepkisini "Hastaya, yüzde 15 limitimizi doldurduk. Kusura bakmayın öleceksiniz mi diyeceğiz" sözleriyle dile getiren Şahmay, şunları söyledi: "Biz bu işin yeminini ettik, madem böyle kısıtlamalarla karşımıza çıkacaklardı bize diploma vermeseydiler. Üniversite, eğitim, araştırma hastaneleri biliniyor ki zor hastaların hastalıkların bakıldığı yerlerdir. Bize zaten hamilelik sürecini kötü durumda geçiren hastalar gelir, bunun sonucunda sezaryen yapılır. Hayatları tehlikeye giriyorsa sezaryen yapılır. Burada bahsi geçen sağlıktır, kimsenin sağlığına kriter konamaz."
"KOTA HAYAL" • Kadın Doğum Uzmanı Jinekolog Selçuk Somer de, hastaların genellikle estetik açıdan veya acı çekme kaygısından ötürü sezaryen ile müdahaleyi tercih ettiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Hiçbir doktor gelen hastasına 'Kotam doldu' diyemez, diyemeyecektir. Bu yüzdelerin uygulanacağını hiç sanmıyorum. Hastaların arz ve talepleri var bunu kimse engelleyemez. Tıp geliştikçe istekler de artacak. Bu uygulamalar özel hastanelerin işine gelir belki, çünkü bu kez ekstra bir para alır."
Özel Okmeydanı Hastanesi Yöneticisi Dr. Ercan Kesal ise "endikasyon" kavramına dikkat çekerek böyle bir sınırlamanın uygulama alanı bulamayacağını şöyle savundu: "Vakayı tıbbi gereklilik belirler, rakamlar ya da kotalar değil. Hasta için ne uygunsa doktorlar olarak onu uygularız. Yüzde oranlarımız aşacak, riske gireceğiz diye sezaryen gerektiği yerde normal doğum yaptıramayız. Bizler hastane olarak hiçbir zaman bu tarz kanunlardan etkilenmedik. Bizim fiyatlarımız zaten orta kesime hitap eder. Bu tarz yasalar tıbba müdahale anlamına gelir. Anne adayı 'Ben sezaryen olmak istiyorum" dediğinde, doktorlar olarak bu kararı sorgularız. Yapılan testler sonucunda annenin sağlığı bunu kaldırabilecekse anestezili ameliyat yapılır. Hiçbir doktor gereklilik dışında anneyi sezaryene yönlendirmez."
İlk doğumunu sezaryen ile yapmış olanlarda, bebeğin duruş bozukluğu olduğu ya da çok iri olduğu durumlarda, kalça yapısı doğum yapamayacak kadar dar olanlarda, gebelik sırasında gelişen şiddetli tansiyon yükselmelerinde, bebekte gelişme geriliği olan vakalarda, anne adayının psikolojik olarak normal doğumu tolere edemeyeceği durumlarda, "vajen" daraltma ameliyatı geçirmişlerde, ikiz, üçüz gebeliklerin pek çoğunda, plasentanın (çocuğun eşinin) rahim ağzını ve dolayısıyla doğum yolunu kapadığı durumlarda bebeğin sezaryenle alınması söz konusudur.