5/10/2004
İad.Taah.
Sayın Ahmet Necdet Sezer
Cumhurbaşkanı
Sayın Abdullah GÜL Sayın Cemil Çiçek Sayın Mehmet Dülger
Başbakan Yardımcısı Adalet Bakanı TBMM Dışişleri
Dışişleri Bakanı Komisyonu Başkanı
Özü; Türkiye'nin, BM- Roma-Uluslararası Ceza Mahkemesi Sözleşmesini
imzalaması ve onaylaması h.k.
İlgi; (1) 1/09/2003 günlü başvurum
(2) Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasal İşler Genel Müdürlüğünün
19/9/2003 gün ve UKGY-III-153 no lu cevabi yazısı
İlgi (1) de belirtilen dilekçemde; 17/7/1998 günü Roma'da kabul edilen ve yeterli devlet onaylarının tamamlanması ( 60 ülke) ile 1/7/2002 günü
yürürlüğe giren, şu ana kadar 143 ülke tarafından imzalanan ve 97 ülke tarafından onay ve kabul edilen B.M -Roma-Uluslararası Ceza Divanı Statüsünün
Türkiye tarafından ne zaman imzalanacağı ve onaylanacağı hususu sayın
yetkililerden sorulmuştur.
Sayın Dışişleri Bakanlığı tarafından ilgi(2) de belirtilen cevapta ; ''ülkemiz açısından ise öncelikle tamamlayıcı nitelikteki UCD'nin yargı yetkisine giren suçların mevzuatımıza dahil edilmesi yönündeki çalışmalar sürdürülmekte olup, halihazırda TBMM gündeminde bulunan yeni Ceza Taslağı da bu husus dikkate alınarak hazırlanmıştır'', denilmiştir.
Almanya'nın Trier kentinde bulunan ERA (Academy of European Law)
isimli kuruluş tarafından AB desteğinde düzenlenen ''The International Criminal Court from the Perspective of Defence Lawyers'' programına (4-10 Aralık 03 ;
1-7 Nisan o4 ; 7-13 Ekim 04 ; 1-7 Mart 05 ) Avrupa'dan 100 (Türkiye'den
12 ) avukatla birlikte katılıyorum. Seminer ve uygulamalı pratikler, UCD yanısıra Eski Yugoslavya Mahkemesi, Ruanda Mahkemesi hakim ve savcıları ile uzman avukatlar ve akademisyenler tarafından verilmektedir.
BM üyesi devletlerin 143'ü tarafından imzalanan ve 22 /24 Eylül 2004
tarihlerinde Guyana, Burundi ve Liberya'nın da katılımı ile 97 ülkenin kabul ettiği
Uluslararası Ceza Divanı Sözleşmesinin Türkiye tarafından hala imzalanmaması
karşısında hukukçu bir yurttaş sıfatıyla büyük bir üzüntü duyuyorum. Açıkça
söylemek gerekirse, yukarıda belirtilen toplantılara başım eğik olarak gidiyorum.
Aslında, sözleşmeyi kabul eden 97 ülkenin bir çoğunun ceza mevzuatında UCD'nin yargı yetkisine giren suçlar düzenlenmemiştir. Böyle bir koşul yoktur. Kaldı ki, sayın Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığı takdirde 1/4/05 gününde yürürlüğe girecek olan 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununda ( 76 ve 77.maddelerde) ''soykırım'' ve ''insanlığa karşı suçlar'' düzenlenmiştir.
ABD'nin, Clinton zamanında attığı imzayı Bush döneminde geri çekmesi, ve UCD'nin örgütlenme ve işlevini sakatlamak için Türkiye dahil tüm devletler
nezdinde güçlü girişimlerde bulunmasına karşın UCD, umulanın ötesinde
kabul görmüş ve işlemeye başlamıştır.
Türkiye, gecikmeli de olsa, savaşta ve barışta ölüm cezasını kaldıran
AİHS 6 ve 13 no lu protokollarını, 1966-BM-İkiz Sözleşmelerini imzalamış ve kabul etmiştir. Türkiye'nin, Roma UCD Sözleşmesini imzalamaktan kaçınması ve sürüncemede bırakmasının hiç bir haklı ve geçerli bir nedeni yoktur.
2003 yılı içinde UCD'nin başkanı , başsavcısı, sekreteryası seçilmiş ve fiilen La Haye'de görevine başlamıştır. Başsavcılık tarafından Kongo ve Uganda hakkında soruşturma başlatılmıştır. Türkiye ise mahkemenin yapılanması ve işlevi konularında maalesef ''yabancı'' durumdadır. Sözleşmeyi kabul eden ve iç mevzuatına dahil eden ülkeler arasında 26 (Afrika), 11 (Asya), 15 (Doğu Avrupa), 19 (Latin Amerika ve Karayipler), 26 (Batı Avrupa) ülkesi bulunmaktadır.
(Bkz; www.icc.cpi.int; www.iccnow.org; www.era.net )
Yukarıda sunulan olay ve nedenlerle, uluslararası insan hakları ihlallerinde ve darbelerinde rol oynayan, soykırım ve insanlığa karşı suç işleyen, işkence ve pek fena muameleyi sistemleştiren zorba devlet başkanlarının ve kamu yönetimlerinin korkulu rüyası haline gelen Roma-UCD Tüzüğünün bir an önce imzalanması ve kabul edilmesini, dilekçeme cevap verilmesini, saygılarımla arz ve talep ederim.
Noyan Özkan
Avukat
1378 Sokak, 4/1,
No:107,Alsancak,İzmir.