Sabah 8 Mart 2010
The New York Times 25 Feb 2010Andrew Revkin
İstanbul, gelişmekte olan ülkelerde bulunan ve deprem tehdidine açık olan birçok şehirden birisi. Bu şehirlerin nüfusu, barınacak güvenli konut sayısından çok daha hızlı artıyor. Bu durum onları, yakın zamandaki Haiti ve Şili depremlerinin neden olduğu yıkımdan çok daha geniş ölçekli bir tahribat tehdidiyle karşı karşıya bırakıyor. Colorado Üniversitesi'nden Sismolog Roger Billham, yıllar boyunca dünya çapındaki en büyük depremleri inceledi. Billham dünyanın hızla şehirleşen nüfusunun, yüzyılın ortasına kadar 2 milyar daha artacağını söylüyor. Bu nüfus için bir milyar konuta ihtiyaç olacaktır. Şehirlerde yaşayan insanlar az bilinen bir kitle imha silahı ile yüz yüze kalıyor: Evler. Billham'a göre, bu şehirlerdeki inşaat alışkanlıklarını değiştirmek ve insanları eğitmek için geniş kapsamlı çalışmalar yapılmalı. Yapıları güçlendirecek basit yöntemler konusunda, inşaat işçilerinden belediye başkanlarına kadar herkes eğitilmeli. Aksi halde Haiti'dekinden daha büyük trajedilerin yaşanması kesinlik kazanır. Büyük bir depremin vuracağı Karaçi (Pakistan), Lima (Peru),
Erdik, "Deprem bize biraz zaman tanırsa, binaları yenileyerek zararı azaltabiliriz. Bugün deprem olsa, çok sayıda insanı kaybederiz" diyor. 1999 yılında, şehrin 80 km uzağında meydana gelen bir depremde, 18 binden fazla kişi hayatını kaybetti. İstanbul'un dış semtlerinde de bin kişi öldü. Bu deprem şehre yaklaşan tehlikeyi hatırlattı. Deprem şehrin güneyindeki yoğun nüfuslu bölgenin sadece birkaç kilometre uzağından geçen Kuzey Anadolu Fayı'nda meydana geldi. Bu fayda ardışık kırılmalar gerçekleşiyor. ABD Jeoloji Kurumu için fayı inceleyen Tom Parsons'a göre, fayın İstanbul'a yakın kısımları muhtemelen kırılmaya hazır durumda. İstanbul, gelişmekte olan ülkelerin deprem tehdidi ile yüz yüze olan şehirlerinden farklı bir konumda. Çünkü riski azaltmaya çalışıyor. Erdik'in ekibi ile üç Türk üniversitesinden gelen araştırmacıların, belediye ve hükümet için 2006'da yaptığı master plan, bu konuda atılan ilk adımdı. Bu tür planlara, Tokyo ve Los Angeles gibi şehirler dışında pek rastlanmaz. Planın içerdiği tavsiyelerin yerine getirilmesinde zorluklar yaşanıyor çünkü politik baskıların en yoğun olduğu konular, yaklaşan depremden çok trafik, suç, işsizlik ve diğer acil güncel sorunlar. Yine de İstanbul, önceki depremlerden alınan dersler ışığında felaketi sınırlamaya çalışıyor. Hazırlık için baskı üst düzey yetkililerden geliyor. İnşaat kanunları sıkılaştırıldı, zorunlu deprem sigortası getirildi, okulları ve kamu binalarını güçlendirmek için uluslararası kalkınma bankalarından krediler alındı. Ayrıca aşağıdan yukarıya doğru bir çaba da gözleniyor. Merkezi planlamanın yetersizliğinin farkında olan sivil toplum kuruluşları, gönüllülerden oluşan onlarca kurtarma ekibi kuruyor. Telsiz, levye ve ilk yardım setleriyle donatılan bu ekipler, deprem sonrasında kendi bölgelerindeki enkazlarda kurtarma çalışmaları yapacak. İstanbul Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü Başkanı Mahmut Baş'ın birçok sorumluluğu var. Baş, bina denetimlerinden acil durum müdahalesine kadar birçok sürecin eşgüdümünü sağlamakla görevli. Ancak yaklaşık 6 milyon aracın dolaştığı, dumanla kaplı binlerce sokaktan oluşan baş döndürücü ağ kadar, bürokrasi de büyük ve hantal. İstanbul'da Dünya Bankası ile Avrupa Yatırım Bankası'nın sağladığı 800 milyon dolarlık krediye ek olarak, diğer uluslararası kurumlardan gelen kredilerle bir çalışma yürütülüyor. Ancak İstanbul'daki depreme dayanıksız yüzlerce okulu, önemli kamu binalarını ve 50'den fazla hastaneyi içeren güçlendirme çalışmaları, henüz başlangıç aşamasında. Öncelikli olarak tadilattan geçmesi gereken yaklaşık 700 okulun ancak yarısı güçlendirildi ya da yıkıldı. Ancak işler, yaklaşan tehdit konusunda uyarılar yapan Türk mühendis ve jeologların istediği hızda ilerlemiyor. Çalışmaların sürmekte olduğu ya da tamamlandığı, Marmara Denizi'ne ve dolayısıyla faya yakın olan semtlerdeki öğrenci velileri, öğretmenler ve öğrenciler, bir miktar rahatladıklarını belirtiyor. Ama tadilatların sadece hasar olasılığını azalttığını da unutmuyorlar. Marmara sahiline yakın olan Bakırköy Cumhuriyet İlkokulu'nda 315 bin dolarlık tadilat yapılmış. Duvarlar güçlendirilmiş, eski kolonların üzeri çelik takviyeler ve tahazırze betonla kaplanmış, tahliyeyi kolaylaştırmak için sınıf kapıları dışarı doğru açılır hale getirilmiş. Öğrenciler deprem anında sıraların altına saklanma tatbikatı yapıyor. Okulda İngilizce öğretmenliği yapan Serkan Erdoğan, "Umarım yeterli olur. Güçlendirme çalışmaları çok iyi, ama bina yine de çökebilir. Bu tehlikeyle yaşamayı öğrenmeliyiz. Çocukların ne yapacaklarını öğrenmesi gerek" diyor.
"Az bilinen bir kitle imha silahı: Evler."Katmandu (Nepal) veya deprem kuşağındaki büyük ve yoksul onlarca şehirden birisi, bu yıkıma aday. Billham, İran'ın başkenti Tahran'da meydana gelebilecek, Haiti'dekine eş şiddette bir depremde 1 milyon kişinin ölebileceğini söylüyor. Haiti'de, resmi tahminlere göre 230 bin kişi öldü. İstanbul'a gelince, Boğaziçi Üniversitesi'nden Profesör Mustafa Erdik'in başkanlığında bir çalışma yürütüldü. Buna göre, bir depremde en az 30 ile 40 bin arası insanın öleceği ve en az 120 bin kişinin ciddi biçimde yaralanabileceği belirlendi. Şehirde bariz kusurları olan çok sayıda bina var. Örneğin, dükkân olarak kullanılan zemin katlarda, vitrine yer açmak için duvar veya kolonlar kaldırılıyor. Yerel yetkililerin göz yumacağı düşünüldüğü için binalara her seçim döneminde kaçak kat çıkılıyor. Çoğu apartmanda, üst katlar tehlikeli biçimde alt katlardan daha geniş ve kaldırımın üstüne kadar geliyor. Erdik sorunun boyutu düşünüldüğünde, İstanbul'un depremde göreceği hasarı azaltmaya çalışan diğer mühendis ve planlamacılarla aynı umudu dile getiriyor. Ekonomik gelişmenin hızlanması ve emlak sahiplerinin en kötü durumdaki bina stokunu depremden önce yenileyebilmesi.