15 Temmuz 2007
Afet İşleri Genel Müdürlüğü, konuya ilişkin mevzuatı güncellemek ve eylem planı oluşturmak amacıyla “İklim Değişimi Komisyonu” oluşturdu.
Mevcut Afet Kanununda Türkiye’deki afetler, “deprem, yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ ve benzeri afetler” şeklinde tanımlanıyor. Yürütülen çalışma ile kapsama iklim değişimlerinden kaynaklanan meteorolojik afetler ve diğer afetlerin de alınması amaçlanıyor. Türkiye’nin yakın gelecekte “daha az yağışlı ve daha sıcak” bir iklime sahip olacağı öngörüsünden hareketle ilgili mevzuata öncelikle “Kuraklık” tanımı eklenecek ve mevcut afetlerin tanımı iklim değişikliklerinin etkisi çerçevesinde yenilecek. Bu çerçevede Genel Müdürlüğün çalışmaları bir temele oturtulacak. Çalışma yöntemleri belirlenecek, mevzuat taraması yapılarak, kapasite geliştirilecek ve uygulamaya geçilecek. Söz konusu afetler ile ilgili risk haritaları çıkarmayı planlayan Afet İşleri Genel Müdürlüğü, iklim değişikliğinde adaptasyon sürecine ilişkin erken uyarı sistemleri, uygun katı atık alanlarının tespiti, sera gazlarının jeolojik yapı içinde emisyonunun sağlanması, binaların ısı yalıtımı ve binaların mimari özelliklerinin değiştirilmesi, nakil işlemleri, kıyı zonları, kıyı erozyonu, heyelan ve sel baskınları için uyarı sistemleri, izleme sistemleri ve benzeri konularda oluşturulacak ekip ile politikaları belirleyecek. Afet oluşmadan önce yapılacaklar, her bölge ve afet türü için tespit edilerek afet öncesi çalışmalar ve zarar azaltma çalışmalarına hız verilecek. Yetkililer, yeni yerleşim yerleri seçiminin yeniden iklim değişimi kapsamında değerlendirilmesi ve riskli bölgelerde yapılaşma yapılmaması gerektiğini belirttiler. Etkilenen tarım arazileri ve yerleşim yerleri için “sigorta sistemi” getirilmesinin de gündemde olduğunu kaydettiler. ÜLKE TOPRAKLARINDA HEM SEL HEM KURAKLIK RİSKİİklim Değişimi konusunda, Komisyon ile birlikte çalışan Genel Müdürlük bünyesindeki Avrupa Doğal Afetler Eğitim Merkezi (AFEM) de dünyada iklim değişim konusundaki organizasyon ve toplantıları takip ederek, Türkiye’de bilinçlendirme çalışmaları yürütüyor. AFEM Müdürü Nehir Varol, küresel ısınmanın, “insan hayatını etkileyecek, günlük akışı kesintiye uğratacak ve ölümlere neden olacak” sonuçlar doğuracağını ifade ederek, “Dolayısıyla iklim değişimi, sonuçlarına bakıldığında bir afettir. Daha şimdiden normalin üzerinde ölümler bu nedenle görülmeye başlamıştır. 2003 yılı yazında Avrupa’da 35 bin 118 kişi sıcak hava dalgasından hayatını kaybetmiştir” dedi. İklim değişimlerinin yol açabileceği tabloya ilişkin Türkiye’de hazırlanan bir senaryo bulunmadığını, ancak Intergovermental Panel On Climate Change’in (IPCC) dünya ölçeğinde bir çalışması olduğunu belirten Varol’a göre, IPCC’nin Türkiye senaryosunda öne çıkan bazı noktalar şöyle: Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklıklar 2,5-4 derece arası artacak. Ege ve Doğu Anadolu’daki artış 4 dereceyi bulacak. Türkiye’nin güneyi ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olacak. Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’yu kapsayan bölgelerde kış yağışları yüzde 20-50 arası azalacak. Kuzey bölgelerde sel riski artacak. Senaryoda, ayrıca küresel ısınma ile Türkiye’de artması beklenen afetler “kuraklık”, “seller (şiddetli yağmur ve yıldırımlar)”, “deniz su seviye yükselmeleri”, “heyelanlar”, “kıyı selleri ve fırtına kabarmaları” şeklinde sıralandı. AĞAÇ KURUMALARI VE BÖCEK SALGINIVarol, eldeki veriler ışığında, iklim değişikliğinin özellikle Türkiye’nin çölleşme tehdidi altındaki yarı kurak ve yarı nemli bölgelerinde etkili olabileceğini ifade ederek, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerinin risk altında olduğunu söyledi. Bu bölgelerde özellikle ormancılık ve su kaynakları açısından sıkıntı yaşanabileceğini belirten Varol, “Son yıllarda Türkiye ormanlarında artış kaydeden toplu ağaç kurumaları ve zararlı böcek salgınları vb. afetlerin birincil nedeninin, kuraklık, hava kirliliği ve asit yağmurları olduğuna dair kuvvetli bulgulara rastlanmıştır. Yalnız 1993-94 yılları arasında yaklaşık 2 milyon metreküp ağaç serveti, böcek yıkımı nedeniyle kesilmiştir” dedi.