Hakaretler yokuşu!

-
Aa
+
a
a
a

28 Eylül 2006Umur Talu

Memleketin büyükleri harıl harıl. Horul horul uyumuyorlar. İş başındalar. Devlet, hükümet, muhalefet, yargı mensupları, komutanlar, belediyeler, kimi hukukçular, vatandaşlar "hakaret" avında.Eleştiri nedir, hakaret nerede başlar; 21'inci yüzyılı bu büyük problemi çözmeye uğraşarak, daha doğrusu çözümsüz kılarak idrak edeceğimiz anlaşıldı.Aslında ecdadımız, veciz bir sözle, en azından meseleyi özetlemişti. "Şeydersinkızarda,şaparsınaldırmaz!" diye.Nitekim, sivil ve askeri iktidarların, tek, çok ve ne çok partili şey ile darbeli şeyin şeyinin şey ettiği milletim bunların hepsine katlandı; yeter ki ona şey deme.Milliyetini, inancını, ırkını, tarihini pohpohla; sonra tek tek, maaile ve cümbür cemaat halinde ister sıradan geçirerek, ister insanlık onuruna, geçimine, hayatına geçirerek n'aparsan yap.

* * *

Lütfen, samimi olun. Özellikle beyler, gençler ve hep genç kalanlar! Günde ortalama kaç kişiye kaç koldan küfrediyorsunuz? Yani, komşunuzdan okul, iş arkadaşınıza, sivil toplumun her köşesinden kışlaların tüm esas duruşlarına, sokakta yanlışlıkla çarpandan direksiyonda iken haklı yahut haksız tokuştuğunuza, hiç tanımadıklarınızdan bazen pek yakınlarınıza, günü küfürsüz geçiren kaç kişi var? Genellikle erkek küfürlerinde öteki erkeklerin validesi, zevcesi, mahdumesi linç edilmiyor mu? Trafikten tribünlere, millet "birlikveberaberlikiçinde,tasadavekıvançtabir,bölünmezbirbütün" olduğu başkalarını, kalaylayıp küfüre boğmuyor mu, şey ve şey dümdüz gitmiyor mu? Milletin büyük çoğunluğu, her bir günü orta yere boşalttığı suntursuzlar ile kendi küfesine, üstelik tüm sülalesine yüklenen ağza alınmayacak ama ağızlardan hiç düşmeyen hakaretlerle kapatmıyor mu? Milletin hemen her ferdi, milletin hemen her ferdine küfür, hakaret etmeyi, aşağılamayı, özellikle kadınları ve onların kimi organlarını en adi, en hayasız, en ahlaksız biçimde aşağılamayı, salya sümük ağızlara sakız yapmayı beceriyor.Bunu normal ve katlanılır görüyor.Bunu yaparken ne haysiyeti, ne ırkı, ne hak ve özgürlüğü, ne itibarı; hiçbir şeyi önemsemiyor. Ama "şey" dersen çok kızıyor!

* * *

Kendimize, kendimizden daha fazla hakaret eden var mı acaba! Tabii, birey olarak aşağılanmanın, aşağılamanın ne önemi var! Çok normal. Ama koskoca Başbakan, Anamuhalefet Lideri, komutanlar; devletin her kurumu filan hep "hakaret" avında.Eleştiriyi, hakiki ve harbi muhalefeti, farklı bakışı, görüşü, yorumu boğmak, kurum maskesiyle şahsını dokunulmaz kılmak ve istismar ede ede canına okudukları değerleri akılları ve çıkarları dahilinde dondurup tabu tutmak için "hakaret" demek zorundalar.Kendilerinden farklı bakanı "Hakir" görmek zorundalar.

* * *

Başbakan kürsüden hamhum şaralop elemterefiş labadalubada bir "eleştirivehakaret" felsefesi icra ederken, cemaatten bir başkan da aynı esnada şey yapıyordu.Tam, "Belediye;sansüryapma,işiniyap!" diye sivil toplum olunası cinsten! Tuzla'nın AKP'li Başkanı, çok eleştiren, somut haberlerle canını sıkan yerel gazete "ÇağdaşTuzla" yı, aynı durumda hiçbir binaya dokunmadığı halde, iskan sorunu bahanesiyle bir baskınla mühürletti; bezdirmek, susturmak için.O gazeteyi bilirsiniz; yani haberlerini, "Tuzla'yızehirleyenÜnifarİlaç,CumhuriyetÇıkmazı,Aileİlmihali,Başkan'ınbelediyeyeödettiğişahsiprimleri" ni duymuşsunuzdur, adını değilse bile. Çünkü pek etik, hakkaniyet dolu büyük medyada bu haberler çoğu kez o minicik gazetenin adı ve emeği dahi anılmadan büyük büyük kullanıldı.Memlekette kabalık, saygısızlık, küfür, bilhassa güçsüzü aşağılama, insan onurunu ayaklar altına alma, sansür, istismar, şiddet, linç bin bereket.Yeter ki olmasın milletime, milliyetime hakaret!

http://www.sabah.com.tr/yaz04-40-134.html