Şerif Erol: Açılmakta olan, açılan yeni sergilerden bahsedeceğiz galiba, değil mi?
Haldun Dostoğlu: Evet, bu hafta açılan ve açılmakta olan sergiler var. Ama bu arada, dinleyicilere sırf hatırlatma babında, bu hafta son günleri olan bir kaç sergi var. Cumartesi dört serginin son günü, onu bir hatırlatmış olalım. Belki bu haftasonu vakti olanlar, belki bunları görmek isteyebilirler: Ali Akay’ın küratörlüğünde ‘Gelecek Demokrasi’ adlı sergi Akbank Kültür Sanat Merkezinde Cumartesi günü bitiyor. Ve hemen onun yanıbaşında Fransız Kültür Merkezinde yer alan ‘Niyetlenerek ya da Niyetlenmeksizin’ adlı sergi, ki bu serginin üç küratörü vardı; Fransız Kültür Merkezinin direktörü Alain Bourdon ve Marmara Üniversitesi’nden Mürteza Fidan ile Mimar Sinan Üniversitesi’nden Melih Görgün’ün birlikte organize ettiği ve öğrencilerin katılımıyla oluşturulan sergi idi, o da Cumartesi günü bitiyor. Yine İstiklal caddesinde, biraz daha Tünel’e doğru Karşı Sanat’ta ‘Eksik Olan’ adlı sergi de Cumartesi günü bitiyor. Son sergi de İstiklal caddesinde, dolayısıyla İstiklal caddesine Cumartesi günü gidenler kapanmakta olan dört sergiyi de izlemek şansına erişebilirler. Garanti Galeri’de mimar Steven Holl’un ‘Düşünce ve Olgu’ adlı serginin de son günü.
Bu hafta üç sergi açıldı, ‘Fantazya Çok, Para Yok’ adlı sergi, Bankalar caddesindeki Osmanlı Bankası müzesinde. Bebek’te Pırıl Güleşçi’nin galerisi PG Art’ta Serpil Yeter, ‘Havva’nın Halleri’ adlı sergisini açtı 14 Ekim’de.
Dün ise Milli Reasürans galerisinde Abidin Dino’nun ‘Acıyı çizmek’ adlı desenleri sergilendi. Abidin Dino’nun bu sene 10. ölüm yılına denk geliyor, Aralık 1993’te kaybetmiştik Dino’yu. Bu nedenle birkaç sergi var İstanbul gündeminde, hatta Türkiye gündeminde, bildiğim kadarıyla Ankara’da da bir tane açılacak. Önce Milli Reasürans’ta ‘Acıyı çizmek’ açıldı, bundan az sonra söz edeceğim. Yapı Kredi Kazım Taşkent Galerisi bildiğim kadarıyla bir başka sergiye hazırlanıyor, çizer Selçuk Demirel’in Abidin Dino koleksiyonunu sergileyecekler. Bir çizerin neleri koleksiyonuna kattığını göreceğiz. Yani tipik bir resim koleksiyoneri değil Selçuk Demirel, dolayısıyla farklı şeyleri izleyebilme şansımız olabilir o sergide. Bir de Abidin Dino’nun, eşi Güzin Dino’ya bütün bir ömür boyunca armağan ettiği eserler de sergilenecek aynı aylarda. ‘Acıyı çizmek’ ise; Abidin Dino’nun yaşamı boyu birkaç kez hastanede geçirdiği süreler oluyor. Onların bir tanesinde, yanılmıyorsam 1967 yılında art arda birkaç kez süren operasyonlar sırasında uzunca bir süre hastanede yatınca, hastane yatağında dizinin üzerine koyduğu bloknot üzerine bütün o hastane günlerini bir şekilde, çizgi-roman gibi ya da bir nevi tutanak gibi...
ŞE: Tutanak gibi.
HD: Çok güzel, tutanak gibi çizmiş. Aslında enteresan bir sergi. Bu sergiyi gördüm, tipik hastane görüntüleri dışında hayal de kurmuş, yani olması gereken, arzu ettiği şeyler de var. Hastane yatağında kendisinin ayaklarını görüyoruz, karşısında mesela huriler dans ediyor gibi şeyler de var. Hoş.
Bugün iki sergi açılıyor. Genç tuval ressamlarından Leyla Gediz, ‘Sır Küpü’ adını verdiği sergisini Galerist’te bugün açıyor, 15 Kasım’a kadar sürecek. Semiha Berksoy, İş Sanat Kültür Merkezinde‘Semiha Berksoy Retrospektifi’ açılıyor. Semiha Berksoy, biliyorsun kültür yaşamımızda önemli yer alan bir figür. Aslında, doğrusunu istersen resimlerinin çok da önemli olduğunu düşünmüyorum, fakat yapıldığı yıllar itibarı ile, kendi yaşamı, yaşamının bir performans olduğunu varsayarsak, o performansın bir parçası olarak da o deli, çılgın resimler, çılgın kadının çılgın yaşamının bir parçası olarak izlendiğinde bir anlam ifade ediyor.
Son olarak da tabii, her hafta olduğu gibi bu hafta da hatırlatmakta hiçbir zarar yok: 8. Uluslararası İstanbul Bienal’i dört ana mekânda ve kentin muhtelif yerlerindeki sanatçıların sergileriyle 16 Kasım’a kadar sürüyor. Havalar hâlâ çok kötü değilken, bu haftasonu belki görmemiş olan dinleyicilerimize İstanbul Bienali’ni mutlaka görmelerini öneririz.
(16 Ekim 2003 tarihinde Açık Radyo’da Açık Dergi programında yayınlanmıştır.)
