 Tutu, liderleri eyleme çağırmak için Londra'da |
9 Haziran 2005
G-8 ülkeleri üzerinde yoksullukla mücadele konusunda somut ve dişe dokunur bir şeyler yapmaları konusundaki çok yönlü ve küresel baskılar da giderek artıyor.
Baskıları canlı tutumak amacıyla kampanya yürütmek üzere Londra'da bulunan Güney Afrika'dan Nobel barış ödülü sahibi Başpiskopos Desmond Tutu, BBC'ye verdiği mülakatta beklentilerini anlattı.
Öncelikle 6 Temmuz'daki zirveden ne bekliyorsunuz?
Desmond Tutu: Umarım, özellikle de G8 toplantısına katılanlar, bizim sadaka beklemediğimizi kavrıyorlardır. Biz, ticaret kurallarının daha eşit ve adil olması gerektiğini düşünüyoruz.
Zengin ülkelerdeki çiftçilere yüksek devlet desteği sağlanması, fakir ülkelerdeki çiftçilerin ekmeğini kazanmasını imkansız hale getiriyor. Bu hem çok büyük bir adaletsizlik, hem de ekonomik olarak anlamlı değil.
Devlet desteğini ve ticaret kotalarını kaldırın, izin verin mallarımız zengin ülkelerde satılabilsin, bütün istediğimiz bu.
Peki dış yardım yapmak ya da borç silmekten zengin ülkelerin çıkarı ne olacak?
Desmond Tutu: Borç yükü, Afrika kıtasını batırırken, bütün dünyayı da kendisiyle birlikte aşağıya çekiyor. Çünkü beğensek de beğenmesek de bir gerçek var. Birbirimizden bağımsız değiliz.
Dünyanın, birbirine karşılıklı bağımlı ve tamamlayıcı ülkelerden oluştuğunu kabul etmemiz lazım. Bir bölgedeki yoksulluk ya da istikrarsızlığın, başka bölgeleri etkilememesi olanaksız.
Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'nin yoksul ülkelerin borçlarının silinmesini, yolsuzlukla mücadele ve demokrasi gibi koşullara bağlama fikri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Desmond Tutu: Savaştan çok daha ucuz bir yöntem bu, başka ülkelere özgürlük ve demokrasi ihraç etmek için... İnsanları boyun eğene kadar bombalamak, altyapılarını imha etmek, sonra da, "medeniyete dönmelerine yardım ediceğiz" demekten çok daha ucuz bir yöntem.
Demokrasiyi yaymak isteyenlere mesajım, "refah ihraç edin, şevkat ve özen ihraç edin, sonuç alacaksınız."
Ayrıca insanların demokrasiyi içselleştirmesi de zaman ister. İspanya ve Portekiz'de, Yunanistan'da da çok uzak olmayan bir geçmişte askeri diktatörlükler yaşandığını unutmayalım. Afrika'da da durum farklı değil. Bir şeylerin değişmesi zaman alıyor.
http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2005/06/050609_desmond_tutu.shtml
