Demokrasi karşıtı cephenin görevlisi: Andrew Arato

-
Aa
+
a
a
a

29 Nisan 2010Sabah

Biliyorsunuz eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, Ergenekon soruşturması kapsamında bir ara gözaltına alınmıştı. Haberlere göre, şu sıralarda ABD'de olan Gürüz, "Türkiye ve laiklik" konulu konferanslar veriyor.İlginç bir durum değil mi?

Kimya fakültesi mezunu olan ve çalışma hayatının büyük bölümünü dekan, rektör, YÖK Başkanlığı gibi bürokratik görevlerde geçiren bir kişi, laiklik konusunda ders veriyor. ***

Gürüz'ün hali bana başka bir olayı hatırlattı: Harp Akademileri'nin bir açılış dersini deprem uzmanı olarak tanıdığımız, yerbilimci Celal Şengör vermişti.Bunu duyan Bidon Kafa heyecanlanmış, hemen atılıp "Bakın Silahlı Kuvvetler deprem konusunda nasıl da duyarlı, siviller ise uyuyor" diye yazı döktürmüştü.O yazıyı başlarını öne arkaya sallayarak okuyan Bidon Kafa Manyaklarının bilmediği bir şey vardı: Celal Şengör'ün verdiği ders, deprem konusunda değil, "Atatürk'ün eğitim anlayışı" hakkındaydı! ***

Neyse... Gelelim asıl meseleye. Kemal Gürüz'ün, ABD seferi bana başka bir şeyi hatırlattı.Bilmem farkında mısınız?Gerek Ergenekon Davası, gerek Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak, bazı yabancı araştırmacı, gazeteci ve akademisyenler "görevlendirilmiş" durumda.Bu tiplerin temel özelliği, "Dava" ve "Anayasa" hakkında "demokrasi düşmanı cephenin" tezlerini destekleyecek laf etmeleri.İşlev olarak ikiye ayrılıyorlar:1) Başta Washington olmak üzere, Batı kamuoyunu etkilemeye çalışanlar.Bu tiplerin en iyi örneği, Ergenekon şebekesinin fantezi olduğunu iddia eden bir rapor hazırlayan İngiliz gazeteci Gareth Jenkins.2) Batı'dan gelip Türkiye kamuoyunu etkilemeye çalışanlar.Bunların en iyi örneği de New York'taki 'New School'dan gelen Andrew Arato.Arato, ABD'li siyaset bilimci. Ailesi Macaristan Yahudisi...Sovyetler Birliği çökünce Orta Avrupa ülkelerinin demokrasiye geçiş sürecine katkıda bulunmaya çalışıyor Arato. O arada anayasa hukuku ile ilgileniyor. ***

Ne zaman Anayasa değişikliği gündeme gelse, Arato'yu Türkiye'ye davet edip Koç ve Boğaziçi üniversitelerinde konuşturuyorlar.Milliyet ile Radikal gibi Doğan Grubu gazeteleri Arato'ya yer açıyor. Yazarları ise Arato'yu göklere çıkarıyor.Arato da konuşacak diye Radikal, Ritz Carlton Oteli'nde salon kiralamıştı.Son olarak Devrim Sevimay'ın mülakatı; Milliyet'in sürmanşetinden duyuruldu. ***

Arato'yu Türkiye'ye getirenler, belli ki bizim toplumdaki Batı hayranlığını kullanmaya çalışıyor.Bunu nereden mi çıkarıyorum?Çünkü: 1) Arato, hiç Türkçe bilmiyor.2) Türkiye ile ilgili herhangi bir bilimsel kitabı, hatta kitabı geçtik, makalesi dahi yok.3) Hukukçu da değil.Peki, Arato, bu kadar bilgi eksikliğine rağmen, nasıl oluyor da Türkiye ve Anayasamız hakkında ahkâm kesiyor?Sözlerinden şunu anlıyoruz: Bazı hukukçularımızın yazdığı kitapların kimi paragrafları kendisine "çevriliyor".Arato, Türkçe bilmediği halde, İngilizceye çevrilmemiş bir kitaptaki "uygun" paragrafı nasıl buluyor?Hadi buldu diyelim... Birkaç paragraftan hareketle, kitabın yazarını eleştirme hakkını kendinde nasıl buluyor?Belli ki bulduğu filan yok:Eline tutuşturuluyor!Not: Yarın devam edelim; başka söyleyeceklerim de var.

30 Nisan 2010www.sabah.com.tr/Yazarlar/akoz/2010/04/30/andrew_aratoyu_kim_kullaniyor_yeniceriler_miAndrew Arato'yu kim kullanıyor? Yeniçeriler mi?Dün burada ABD'li siyaset bilim hocası Andrew Arato'dan söz ettik. "Şiş kebap" haricinde Türkçe bilmeyen...Daha da önemlisi; hukukçu olmayan bu kişi... Son dönemde bize "dünyanın en önemli anayasa hukukçularından biri" diye sunuluyor.Hatta gemi iyice azıya alıp, Arato için, "dünyaca ünlü anayasa değişikliği uzmanı" bile dediler. (Milliyet, 26 Nisan) Adam "hukukçu" değil... "Anayasa hukukçusu" hiç değil... Ayrıca "anayasa değişikliği uzmanlığı" gibi bir uzmanlık da yok. Salla gitsin.***Peki, bu bey masum mu?Yani kabahat Arato'da değil de...Her şeyi abartmaya bayılan, insanlara olmadık sıfatlar yakıştıran Türk medyasında mı?Keşke öyle olsaydı.Karşımızda bilmediği bir konuda; sanki bilirmiş, bu işin uzmanıymış gibi ahkâm kesen, tuhaf bir akademisyen var.Karşılaştırma yapalım mı?Örneğin Feroz Ahmad... Hintli bir tarihçi olan Feroz Ahmad, gerçek bir Türkiye uzmanıdır.Ergenekonculuktan aranan Bedrettin Dalan'ın kurduğu Yeditepe Üniversitesi'nin bölüm başkanlığı yapıyor 1938 doğumlu akademisyen.Ben Feroz Ahmad'ın birçok yorumuna katılmam. Çünkü Kemalist tarih tezine yakındır.Ama onun için asla "bilmez, anlamaz, ahkâm kesiyor" demem.Çünkü bilgi eksikliği yoktur, sadece yorumları yetersizdir.Arato'nun durumu ise farklı.O hakikaten tuhaf bir kişilik:Arapça ve Kürtçe konuşamamasına... Irak tarihine ve toplumuna aşina olmamasına... Hatta benim bildiğim Irak'a gitmemesine rağmen... "Yeni Irak Anayasası" üzerine kitap yazdı. "Yok artık, bu ne cüret!" mi diyorsunuz?İnanılır gibi değil ama öyle. Adam öyle cüretkâr ki Türk hocaların henüz İngilizceye çevrilmemiş anayasa hukuku kitaplarını, kendisine çevrilen bir iki paragrafa dayanarak eleştirebiliyor.Utanmadan! ***Peki, bütün bunlar nasıl oluyor?Mekanizma kabaca şöyle:Bizim "bürokratik elit" fena sıkıştı...Vesayet rejimini terk etmek istemiyor.CHP, postal civeleği medyacılar, 6 Okçu yargı, laikçi orta/üst sınıf, Kemalist Aleviler ve aymaz solcuların desteğiyle demokratikleşmeye karşı direnmeye çalışıyor.İşte Andrew Aratogillerin sahaya sürülmesi bu direnişin parçası.Adamın Türkiye tarihi ve hukuku bilgisi bir tutam pamuk ağırlığında olduğu için de, yurtdışındaki Kemalistlerden destek sağlanıyor. (Gönüllüler bir yana, Yeniçerilerin ABD'de sürüyle doktora öğrencisi var.) Bu tipler, yerli kitapların kimi paragraflarını, "Andrew Hocam, bak bizim yandaş hukukçu ne demiş" diyerek İngilizceye çeviriyor.***Amaç şu: "Dünyaca ünlü hukukçu" diye lanse edilen Arato, vesayetçilerin tezlerini İngilizce tekrarlayacak...Bizimkiler de "Aa, bak, elin Amerikalısı da Sabih Kanadoğlu gibi konuşuyor, aklın yolu bir" diyecek.İşte size içeriden bilgi: Bu Arato, geçen sefer, "Anayasa Mahkemenizin içerik denetlemesi yapması hukukun üstünlüğünü gösterir" demişti.Bu sopalık lafı ettikten sonra, İsrail'deki uluslararası sempozyumda, bizim hukukçulara, "Hata yapmışım, AYM yerindelik denetimi yapamaz" dedi.Peki, siz bu özeleştiriyi biliyor musunuz? Hatasını düzelttiğini duydunuz mu? Elbette duymadınız!Bilim etiğinin bu basit ilkesine niye uymadı? Basit: İtiraf ederse, parasını ödemezler.