"Açık Radyo kapatılamaz! 30 yıldır hep ve daima yurttaşın yanında…"

Editörden
-
Aa
+
a
a
a

28. dönem TBMM'de DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, 4 Temmuz 2024 tarihinde TBMM'de RTÜK'ün Açık Radyo'nun lisansının iptal edilmesi üzerine konuştu.

""

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben kanun teklifi üzerinde konuşmayacağım çünkü bu konuda konuşmak istediğim her şey iki gündür zaten konuşuldu. Ben bizim Grup Başkan Vekilimizin söz etmesinden sonra birkaç kez daha konuşulmasını çok umut ettiğim ama iki gündür hiç konuşulmamış bir konu üzerine konuşacağım.

Dün, 3 Temmuz 2024 itibarıyla Açık Radyo’nun yayın lisansı iptal edildi, otuz yıllık bir radyonun yayın lisansı iptal edildi. Biz, burada her şeyi ama her şeyi konuşmaya değer görenler- otuz yıldır bağımsız, hiçbir finansal destek almaksızın sadece programcılarının, sadece dinleyicilerin katkısıyla -ki bu dinleyiciler aynı zamanda otuz yıldır bu programların yapılmasında da büyük katkısı olanlardır- ayakta duran bir radyonun yayın lisansı iptal edildi. Radyoculuğun konvansiyonel altın çağı sona erdikten çok sonra yayına başlayan ama Türkiye'de radyoculuğa ikinci bir altın çağ yaşatan Açık Radyo, yeni medya karşısında gücünü ve önemini yitirmiş bir radyoculukta kamu hizmeti yayıncılığı anlayışıyla bir yayıncılık sürdürdü, bunu çok zengin içeriklerle sürdürdü ve dünya ölçeğinde bir radyoculuk örneği verdi, dünyaya ilham verdi. Otuz yaşındaki mücevher gibi bir radyoyu gözlerini kırpmadan kapanmaya mahkûm ediyorlar, bu gerçekten akıl almaz bir şey.

1995 yılında yayın hayatına başlayan ve dünya ölçeğinde nitelikli yayıncılık yapan Açık Radyo’nun lisansı artık RTÜK’ün de, AKP'nin de en belirgin, en ayırt edici özelliği olmuş bir fırsatçılıkla iptal edildi. Deprem tehdidinden şehir hakkına, kadın haklarından LGBT haklarına, engellilere, hayvan haklarına, müzikten sinemaya, edebiyattan çevreye, yerküreden uzaya her konuda otuz yılda bin 300’den fazla programcıyla program yapmış ve binlerce program üretmiş Açık Radyo, elimizdeki son muhalif seslerden biri susturulmaya çalışılıyor, lütfen buna biraz dikkat yöneltin. Bu ülkenin bir kıymet yaratmış bütün kurumlarına, hırsla ve kötülükle saldırılıyor, düşman yapmaz bunu, gerçekten düşman yapmaz.

Gelelim neden kapatıldığına… Açık Radyo’da hafta içi her gün yayınlanan Açık Gazete’de programa katılan bir konuğun kullandığı bir söz üzerine, ifade -tarihte çok tartışmalı olan bir mesele diyeyim, bir de konuyu bu tarafa doğru dağıtmayalım ama özgürlüğü kapsamındaki bir meseleyi tarif ederken kullandığı bir söz üzerine programcılar buna müdahale etmedi diye, halkı kin ve nefrete sürüklüyor diye önce en yükseğinden para cezası, sonra da beş gün yayın durdurma cezası verildi. Fakat Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi’yle bu bilgi yayıncıya ulaştırıldığında yayıncılar bunun ilk kısmını gördüler, derhâl para cezasını taksitlendirdiler, ilk taksiti ödediler ve tabii ki itirazlarını da yaptılar. Ancak, yayın durdurmayla ilgili kısım elektronik tebligatta açılamadı ve bundan ibaret zannettiler.

Zaten Ebubekir Şahin döneminin RTÜK’ünde yayın durdurma cezası almış bir radyonun bunu görmezden gelmesi intihardan başka bir şey değildir ve bunu Açık Radyo’nun yapmayacağını da herkes bilir. Ama bu bir fırsat bilindi ve hiç vakit kaybedilmeden, daha ilk cezayla ilgili bu itiraz süreleri, vesaire devam ederken altın bir fırsat yakalanmış gibi Açık Radyo’nun lisansı iptal edildi ve büyük bir riyakârlıkla “Elden ne gelirdi?” dendi. Sanki RTÜK, hak, hukuk tanımada böyle örnek bir kurummuş gibi, sanki seçim dönemlerinde siyasi partilere tanımadığı söz haklarıyla, söz hakkını gasp etmesiyle huzurlarımıza hiç gelmemiş gibi, sanki bütün görev ve yetkisini kötüye kullanmasının örnekleri hemen her gün konu olmamış gibi “Hukuk karşısında elimizden ne gelir?” dendi ve bir uyarı bile yapılmadı. Burada acı olan şey şu ki: Aslında, Açık Radyo’nun kapatılması meselesine muhalefet de gereken duyarlılığı göstermedi. Çünkü ifade özgürlüğünün sınırları sadece özdeşlik kurduğumuz, değer atfettiğimiz konularla ilgili ve kendi sınırlarımıza geldiğinde sahip çıkmıyoruz. Ayrıca, anlaşılıyor ki Açık Radyo’ya da sahip çıkılmıyor.

Son derece üzücü bir durumla karşı karşıyayız ve gerçekten bundan dönülmesini umuyoruz. Neyse ki Açık Radyo “Aynı kararlılık ve aynı duygularla beraber olmaya devam edeceğiz.” diyor. Biz de  kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine sonuna kadar, Açık Radyo’nun yanında olacağız. Açık Radyo, apaçık bir radyo olarak yola devam edecek. Açık Radyo’dan vazgeçmeyeceğiz. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.