Antroposen Sohbetler'de Utku Perktaş, küresel ısınmanın gölgesinde çocukların karşı karşıya kaldığı sorunları UNICEF raporundan hareketle dile getirmeye çalışıyor, konuyu Roots and Shoots Türkiye ve Eğitim Reformu Girişimi'nden Burcu Meltem Arık ile konuşuyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yapılan bir araştırmada, sera gazlarının atmosferik seviyelerinin rekor seviyelere ulaştığını belirtiliyor. Sera gazlarına ilişkin sistematik ölçümler, yaklaşık 40 yıl önce başlamış ve özellikle 2020 ve 2021’de metan konsantrasyonlarında ciddi sıçramalar görülmüş. Bu gidişat, dünyanın ısısını iyice yükseltecek potansiyele sahip. Eğer politikacılar 30 yıl sonrasının hesaplarını iklim krizi üzerinden yapmazlar ve biyoçeşitlilik kayıplarını dikkate almazlar ise büyük felaketler bizleri bekliyor olacak.
Özellikle genç kuşaklar bu durumdan ciddi maliyetlerle etkilenecek. UNICEF’in yakın zamanda hazırladığı rapora göre, küresel olarak dört çocuktan biri iklim acil durumundan etkileniyor. 2050’ye kadar, gezegenin hemen hemen her bölgesindeki çocuklar daha sık sıcak hava dalgaları ile karşı karşıya kalacak. Yüz milyonlarca çocuk için sıcak hava dalgaları daha uzun süre etkili olacak - hastalık, açlık ve zorunlu göç tehdidi artacak.
UNICEF’e göre, şu anda 559 milyon çocuk yılda en az dört ila beş tehlikeli sıcak hava dalgasına maruz kalıyor. Küresel ısınma 1.7 dereceye düşürülse bile - şu anda tablodaki en iyi senaryo - bu sayı 2050’de neredeyse dört katına çıkacak. En kötü senaryoda, çok fazla fosil yakıt kullanımından kaynaklanan 2.4 derecelik bir artışla, çocukların yaklaşık %94’ü 2050’ye kadar en az dört ila yedi gün süren uzun süreli sıcak hava dalgalarına maruz kalacak.
Çocuklar ve bebekler, vücut sıcaklıklarını yetişkinlere göre daha az düzenleyebilirler. Bu da onları, aşırı ve uzun süreli sıcaklığın yaygın etkilerine karşı daha savunmasız hale getirir. Yoğun sıcaklık, kuraklığı alevlendirerek gıda ve suya erişimi zorlaştırabilir, kalkınmayı engelleyebilir ve aileler göç etmek zorunda kalırsa şiddet ve çatışmaya maruz kalma riskini artırabilir. Ayrıca, aşırı sıcaklıklar, çocukların konsantrasyonunu ve öğrenme yeteneklerini olumsuz etkileyebilir.
UNICEF’in ‘Hayatlarının Geri Kalanının En Soğuk Yılı’ olarak isimlendirdiği rapor, son yedi yılın kayıtlara geçen en sıcak yılı olmasına rağmen, küresel ısınma olayına karşı tereddüt eden ve menfaatlerine sadık kalan siyasi liderler için bir harekete geçme çağrısıdır. Her yıl neredeyse yarım milyon insan, sıcaklıkla ilişkili nedenlerden dolayı ölüyor. Bu yıl, Çin'deki sıcak hava dalgaları nehirleri kuruttu ve ekinlere zarar verdi, Pakistan'da sıcaklıklar neredeyse 50 dereceye ulaştı ve benzeri görülmemiş yağmurlar ülkenin üçte birini sular altında bıraktı. Avrupa genelinde rekor kıran sıcaklıklar on binlerce önlenebilir ölüme ve mahsul veriminin büyük ölçüde düşmesine neden oldu. Ülkemizde ise Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan seller ve ülke genelindeki kuraklık, küresel ısınmanın bizim coğrafyamıza olan maliyeti niteliğinde.
UNICEF, hükümetleri sera gazı emisyonlarını daha hızlı azaltmaya ve toplumları yaklaşan duruma hazırlamaya çağırarak; barınma, su ve iklimlendirmeye erişimin ölüm kalım meselesi olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Avrupa’daki çocuklar, 2050’ye kadar şiddetli sıcak hava dalgalarına bugünkünden çok daha fazla maruz kalacaklar. Öngörüler, ABD'de 2050'de 62 milyon çocuğun şiddetli sıcak hava dalgalarına maruz kalacağını söylüyor.
Antroposen Sohbetler’de ayrıca, iklim değişikliği eğilimlerinin hangi küresel politik eylemler için acil bir çağrı olarak yorumlanabileceğini ve çocukların iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğini açıklayan bulguların, toplumlar ve hükümetler için hangi önlemleri önerdiğini de tartışıyoruz ve bu konuları daha detaylı bir şekilde ele almak üzere, Roots and Shoots Türkiye ve Eğitim Reformu Girişimi'nden Burcu Meltem Arık ile kısa bir söyleşi gerçekleştiriyoruz.