40 gün önce "Türkiye’nin en güvenli madeni raporu verilen” Eynez’de, 26 yaşındaki oğlunu kaybeden İsmail Çolak, şimdi Kozluören’de yapılması planlanan termik santralın karşısında duruyor. “Devletin madende öldüremediğini, Kolin termikle öldürecek,” diyor. Kayrakaltı’nda 12 işçinin işten çıkarıldığını da iddia ediyor.
Soma Maden Faciası'nın ardından 2 yıl geçti. Kozluören Köyü’nden İsmail Çolak 26 yıl boyunca madende çalıştı, emekli oldu. Faciada öldüğünde 26 yaşında olan oğlu Uğur Çolak’ı ise aynı madene açık tabiriyle ‘torpille’ soktuğunu anlatıyor. “İnsan bilemiyor, işsizdi, evlenmişti, çalışması gerekiyordu” diyor. Soma Nöbeti: Ayın 13’ü konuğu İsmail Çolak’tı.
46 sanık 6 tutuklu görülen Soma Davası’nın Nisan ayında görülen 7. duruşması görülürken Çolak bize başka bir mücadeleyi anlatmak için mahkeme salonundan ayrıldı. Kozluören Direnişi.
5 köye termik santral
Yırca’ya 15 km. kuşuçusu uzakta kalan köye Kolin Holding Yırca’ya kuramadığı 510 MW’lık termik santralı kurmayı planlıyor. Hatta konu bir tek Kozluören’le sınırlı değil, 5 köyün merkezini içine alacak. Kozluören, Bozarmut, Türkpiyale, Kayrakaltı ve Tabanlar.
Şimdi, termik santrale feda edilmeye göze alınan 5 köyden yalnızca Kozluören, direniş kararı aldı. İçinden Kömür Nakil Hatları ve Soğutma Barajı geçirilmesi planlanan köyde şimdi ağaç kesimleri yapılıyor. Durum diğer köylerde de farklı değil fakat Çolak “Onlar da istemiyor santral ama ‘gurur meselesi yapıyorlar’ karşı çıkamıyorlar.” diye anlatıyor İsmail Çolak. “İkna etmişler ama şimdi orada da rahatsızlıkların başladığı haberini alıyoruz. Hatta Kayrakaltı’dan 12 işçiyi işten çıkarmışlar.” diyor.
“Madende öldürmeklerini Kolin öldürecek”
Çolak neden Kozluören’de termik santral istemiyor peki? Şöyle anlatıyor:
“13 Mayıs’ta burada sermayenin 301 insanı kaybetmesini gördük. Devlet madende öldüremediğini Kolin’e devretti. Kolin’de bunu doğa katliamı, ağaç katliamıyla yok etmeye çalışıyor. Biz köyümüzde yapılacak projelere karşı itiraz başvurularımızı yaptık. İmza kampanyalarımıza başladık, kamuoyu oylaması yaptık. İşin Türkçesi biz Kolin’i hiç istemiyoruz. Çünkü Kolin bizim köyümüzün kuzeyine kurulacak olan 240 metre yüksekliğinde gaz kusan bir bacası olacak. Köyümüz oksijeni kuzeyden alır her zaman ve yüksek bir dağın arkasındayız biz. Bir tane daha yapılırsa Soma ile santral arası 30 km,eski santralin gazının ulaştığı alan 60 km. İki zehir kusan bacanın arasında yaşamaya mahkum edilen toplumlarız, toplum olarak kalacağız.”
Bundan 30 yıl önce açılan Soma Termik Santralı’nın geçen yıl Konya Torku Şeker’e satılmasından sonra yetkililerin verdiği sözleri tutmadıklarını hatırlatıyor: “Kışın önlem almadılar sağolsunlar kışın kömür soluduk. Arıtma filtre koyacağız demelerine rağmen yapmadılar. Bizim köylerimiz kül dağı oldu.”
Adalet sistemi ve verilen sözlere güvenilmemesinin net sebeplerinden birini daha anlatacak İsmail Çolak, kimse boşu boşuna devlete sövmüyor yani; Kamu görevlileri dosyaya dahil edilmeli. Enerji Bakanlığı, TKİ, Denetçiler, izni verenler. Birkaç sanığa bu suçu yükleyecekler ama asıl suçlu olan devlettir, siyasal iktidardır, bürokratlardır. Denetleyenler 40-45 gün önce bu ocağın en güvenli, en sağlam ocağı olduğuna dair rapor verdiler. 40 gün sonra ne oldu da bir anda 301 kişi hayatını kaybetti. Başımızdakilerin açıklamaları var ‘Sorumlusu babamızın oğlu da olsa hesabını soracağız,’ diye, maalesef sormadılar.”
Ağaçlara yapışırız
İsmail Çolak’ın bir mesajı var:
"Biz köyümüzde yaparız meydanda herşeyi. Onların yatlı katılı vaatlerine inanmıyoruz. Ama kesimler başlarsa maalesef ağaçlara yapışırız. Biz bedel ödemeye hazırız. Biz torunumuzu, çoluk çocuğumuzun yaşam alanlarımıznı kısıtlanmasını istemiyoruz. Kolin elini, çeksin. Arkasında siyasal iktidar var güçlü bir iktidar var. Ama başaracağımıza inanıyoruz."
Oğlu Uğur Çolak, aslında yaşıyor.
Kozluören Köyü Direnişi’ni takip etmek için: https://twitter.com/KozluorenKoyu
