“Dayanışma ruhu olmadan insanlar bu travmayı atlatamaz”

-
Aa
+
a
a
a

Gaziantep merkezli Kırkayak Kültür ve Doğa Derneği Genel Koordinatörü, Göç ve Kültürel Araştırmalar Merkezi’nin yöneticisi Kemal Vural Tarlan’la depremin ardından Gaziantep’in durumu üzerine konuşuyoruz.

Fotoğraf: Reuters
“Dayanışma ruhu olmadan insanlar bu travmayı atlatamaz”
 

“Dayanışma ruhu olmadan insanlar bu travmayı atlatamaz”

podcast servisi: iTunes / RSS

(Bu bir transkripsiyondur. Metnin son hali değildir.)

Tarlan, depremin yaşandığı ilk gün bölgedeki insanların şoku atlatmaya çalıştığını ardından herkesin kendi imkânlarıyla tanıdıklarına ulaşmaya çabaladığını aktardı. Mültecilerle birlikte nüfusu neredeyse 2 milyon 500 olduğu Gaziantep’in merkez bölgelerinde çeperlere kıyasla daha az yıkım olduğunu paylaşan Tarlan, merkezdeki enkazlarda uluslararası ekiplerin de çalışmaya başladığını aktardı.

Deprem öncesinde başlayan soğukların insanları çok ciddi şekilde etkilediğini ifade eden Tarlan, insanların evlerine giremediğini ve kamu tarafından tahsis edilen yerlerde kaldıklarını belirtti. Depremzedelerin bir kısmının şehri terk ettiğini, şehre giren ve çıkan yollarda ciddi bir yoğunluk olduğunu ekledi.

Tarlan, Gaziantep’in mevcut durumu hakkında şunları söyledi:

Pazarcık, Nurdağı, İslahiye, Kırıkhan, Reyhanlı, Amik Ovası birinci derecede deprem bölgesidir. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin bile yıkımın yüzde 60’lara vardığını söyledi. AFAD ve askeriye burada elinden geleni yapmaya çalışıyor. Ama bu bölgede söylenen, insanların artık kendi çabalarıyla harabelerin altından birilerini çıkarmaya çalıştığı.Özellikle İslahiye’de yeni yapılan apartmanların, büyük binaların yıkıldığını söylediler. Gaziantep’in doğusundaki ilçeler deprem aksı üzerindedir. Gaziantep’te yıkılan yerler İbrahimli adı verilen yeni yapılaşmaların olduğu bölgede.

 

Kentin çeperini ziyaret ettiğini belirten Tarlan, buradaki insanların çoğunlukla mülteciler ve sanayi bölgesinde çalışan insanlar olduğunu aktardı. Bölgede insanların ekmek ve su bile bulamadığını, evleri hasar almamış olsa da binalarına girmediklerini belirtti. Gaziantep nüfusunun neredeyse tamamının sokaklarda, açık alanlarda, geceleri ateş yakarak beklediğini ekledi. Yakıtla ilgili ciddi de sorun yaşadığını aktaran Tarlan, depremden ancak iki gün sonra bazı bakkal ve marketlerin açıldığını söyledi. 

Bölgeye yapılacak yardımlar hakkında kendisine yöneltilen soruya Tatlan şu cevabı verdi:

Nurdağ ve İslahiye gibi bölgelerde çok ciddi ihtiyaç var. Elektrik ve doğalgaz olmadığı için ısınmak mümkün değil. Ancak gece -3 dereceye düşen soğukta ateş başında olmak da yeterli değil. İnsanlar ancak depremzedeler için tahsis edilmiş bir alana girildiğinde ısınma imkânı buluyor. Bu bölgede çocuklar için mama, bez gibi zaruri ihtiyaçlar var. Gaziantep’te insanlar kendi başının çaresine bakıyor. Birkaç fırın açıldı ama yine de yeterli değil.

Gaziantep’te Suriye ve Türkiye’deki mültecilere insani yardım götüren STK ve kurumların çok sayıda olduğunu ancak hızlı bir şekilde organize olamadığını çünkü bu derneklerin belirli prosedürlere göre hareket ettiğini belirtti. Bu kuruluşların çalışanlarının da depremden etkilendiğini söyleyen Tarlan, şu anda Suriye’de de ciddi can kaybının yaşandığını aktardı. Ancak bölgede depremin etkisinin ne boyutta olduğunun bilinmediğini, insanların bu bölgeyi önemsemediğini sözlerine ekledi.

Sürekli artçı depremlerin yaşandığını, bölgedeki insanların psikolojik olarak çok etkilendiğini ve şoku bir bir türkü atlatamadıklarını ifade eden Tarlan, spekülasyona izin vermeden doğru bilginin yayılmasının ve dayanışma duygusunu güçlendirmenin çok önemli olduğunu söyledi. Medyanın kamusal hizmet veren bir alan olduğunu ve bu alandaki yanlış bilgilerin bölgedeki insanları psikolojik olarak çok etkilediğini ekledi.

Tarlan, “Gaziantep’in çeperi bir işçi ve emekçi bölgesidir. Bu insanlara yardımcı olmak için burada kalıyoruz. Bu dayanışma ve destek ruhu ortaya çıkmazsa, insanların bu travmayı atlatması çok zor olacak.” dedi. Bölgede sınırın 2016 yılından bu yana kapalı olduğunu bu sebeple ülke arası geçişlerin mümkün olmadığını, henüz teyit edilmese de mültecilerin şehirlerarası seyahat için yol izni belgesine ihtiyaçları olduğunu da hatırlattı.