Yeni Akım Yapay Zeka niçin 2024'e damga vurdu?

-
Aa
+
a
a
a

Açık Bilinç'te Güven Güzeldere; hem sorunlu, hem de göz ardı edemeyeceğimiz kadar marifetli bir teknoloji olarak nitelendirdiği Yeni Akım Yapay Zeka üzerine konuşuyor.

""
Yeni Akım Yapay Zeka niçin 2024'e damga vurdu?
 

Yeni Akım Yapay Zeka niçin 2024'e damga vurdu?

podcast servisi: iTunes / RSS

Türk Dil Kurumu, geçen sene yani 2024'te, en etkili olan sözcükler/isim tamlamaları arasında 'Yapay Zeka'yı da saydı. Peki, niçin? Gerçek bir paradigma kayması geçiren ve klasik anlayıştan çok farklı bir biçimde çalışan 'Yeni Akım Yapay Zeka' nedir?

Bu haftaki programda 'Yeni Akım Yapay Zeka'nın hem doğal dil işleme konusundaki marifetleri, hem de kullandığı modele içkin sorunlar ve kuantum hesaplamasıyla ilişkisi üzerinde duracağım.

Şununla başlayayım: Apaçık Radyo'da epey bir süredir  Banu Zeytinoğlu ve Murat Lostar tarafından hazırlanan Teknolojinin Şapkaları programında pek çok bölümde Yeni Yapay Zeka'dan söz edildi. 

Özellikle sevdiğim yaratıcı bir bölüm başlığı: "Geçen Yüzyılda Doğanların YZ Paniği".

Ben de 'geçen yüzyılda doğanlar' kategorisindeyim ama Yeni Yapay Zeka'ya bir panik duygusuyla değil, daha ziyade soğukkanlı eleştirel bir bakışla yaklaşmaya çalışıyorum. Yapay Zeka'nın bugününü iyi anlayabilmek ve yarınını öngörebilmek için dününü ve mevcut mekanizmalarını anlamak gerektiğini düşünüyorum.

Bir başka (ama ilgili) konu: 

Geçenlerde, ChatGPT'yi yaratan, Microsoft destekli Open AI şirketinin başındaki kişi, Sam Altman, artık 'Yapay Genel Zeka'ya (AGI) yaklaştıklarını ve bundan sonraki adımın 'Yapay Süper Zeka'ya (ASI) ulaşmak olduğunu duyurdu.

Doğrusu bir tür reklamcı/pazarlamacı olan Sam Altman'ın söylediklerine ne kadar güvenilir, emin değilim. Malum, 'Yapay Genel Zeka' Yapay Zeka sistemlerinin 'mikro-dünyalar' yaklaşımını aşarak genelleştirilebileceğini, 'Yapay Süper Zeka' ise makinelerin insanları kat kat aşan bir zekaya ulaşabileceğini savunuyor. 

YGZ/YSZ konusunda geçmiş programlara konuğumuz olmuş olan Tevfik Uyar''ın makalesine yeniden göz atmakta fayda var: ASI as the New God: Technocratic Theocracy

'Yeni Akım Yapay Zeka' sistemleri, özellikle doğal dil işleme konusunda önemli bir kapasiteye sahip. 

İnsanların ancak çok saatler harcayarak yapabilecekleri editöryel işleri müthiş kısa bir zamanda ve genellikle çok maharetli biçimde yapabiliyorlar. Bu, Yapay Zeka adına etkileyici bir artı.

Öte yandan, bütün yeni Yapay Zeka sistemlerinin kullandığı temel nöral ağ modelinin neyi nasıl ve niçin yaptığını anlamak her zaman mümkün olamıyor. İnsan eliyle bir 'sağlama' yapmak prensipte mümkün olsa da çok (çok) uzun zaman alacağından bununla uğraşamıyoruz.

Klasik Yapay Zeka sistemlerinde 'sorgulanabilirlik/yorumlanabilirlik' çok önemli  bir özellikti. Yeni Yapay Zeka sistemlerinde 'sorgulanabilirlik', yerini performans başarısına  bırakmış görünüyor - burada 'prompt engineering' konusunu şimdilik kenarda bırakıyorum. Ama sorgulanabilirlik eksikliğinin, bence hepimizi endişelendirmesi gereken bir tarafı da var.

Bu durum, Yapay Zeka sistemleri kuantum bilgisayarları ile (muhtemelen yakın bir gelecekte ve kaçınılmaz olarak) daha da hızlanır ve gelişir ise önümüze çıkacak zor bir sorun yaratacak.



Önce, kuantum bilgisayarlarının mevcut durumunu, kuantum hesaplamanın ne olduğunu ve niye klasik bilgisayarlara göre çok daha hızlı hesap yapabildiğini hatırlayalım.

Bu konuları geçmiş iki programda uzman konuklarla detaylıca konuşmuştuk:

Kuantum fizikçisi Prof. Erkcan Özcan anlatıyor: "20'inci yüzyılda bilim dünyasında devrim yaratan kuantum mekaniğinin ilkeleri, deneyleri, kuramları". 

Bilgisayar bilimci ve kuantum hesaplama konusunda uzman Prof. Cem Say anlatıyor: "Kuantum bilgisayar": Klasik bilgisayarlardan farkı ne; avantajları neler, onların yerini alabilir mi?

2024'ün son ayında, epey zamandır kuantum hesaplama konusunda araştırma yapan Google şirketi, 'Willow' adını verdikleri yeni bir kuantum çipi ürettiklerini açıkladı. Google'ın duyurduğuna göre, dört santimetrekarelik bu yeni çip sayesinde, bir kuantum bilgisayarı dünyadaki en hızlı klasik bilgisayarların ancak 10 septilyon yılda hesaplayabildiği işlemleri (1 septilyon = 10 ^ 24) yaklaşık 5 dakikada yapabiliyor.

Bu, elbette, her problem için değil, klasik bilgisayarların tamamlamakta çok zorlandıkları ve kuantum bilgisayarlarını özellikle başarılı oldukları kimi hesaplama problemleri için geçerli. Yine de aradaki fark müthiş.

Bugün bir bilgisayar dükkanına girip bir masaüstü kuantum bilgisayarı satın almak ve evde kullanmak mümkün değil. Bir kuantum bilgisayarı, ihtiyaç duyduğu soğutma sistemi yüzünden yaklaşık olarak büyük bir buzdolabı büyüklüğünde ama bu teknolojik kısıt elbette ortadan kalkabilir ve muhtemelen de kalkacaktır.

Şimdi, 'Yeni Akım Yapay Zeka'nın kuantum bilgisayarları ile olan ilişkisine geleyim.

Yeni Yapay Zeka modelleri 'sorgulanabilirlik eksiklikleri'ne rağmen çok hızlı çalışmaları sayesinde kabul görüyorlar. İleride bu modellerin kuantum bilgisayarlarıyla daha da hızlanacağı öngörülebilir. Fakat, burada kritik bir soru karşımıza çıkıyor: 

Bu tür 'süper hızlı' bilgisayarların yaptıkları hesaplamanın doğru sonuç verip vermediğini nasıl anlayabiliriz? Yani, sorgulama/yorumlama eksikliğine bir de kuantum hız faktörü eklendiğinde bu sistemlerin 'sağlamasını' nasıl yapacağız?

Sağlamayı klasik bilgisayarlara yaptırsak, sahip olmadığımız uzunlukta bir süre alacak. Kağıt-kalem ile kendimizin yapması da pratik olarak imkansız. 

Bence, bu sağlamayı yapamayacağız. 

Onun yerine, Yapay Zeka'nın yaptıklarını, bazen yanlışlar içereceğini bilerek, kabulleneceğiz.

Bunu, yakın geleceğe dair bir spekülasyon olarak not ediyorum.

Douglas Adams'ın 1980/90larda çok ses getirmiş olan mizahi bilimkurgu romanı Otostopçunun Galaksi Rehberi (The Hitchkiker's Guide to the Galaxy) romanını hatırlayalım. 

Romanda, 'Deep Thought' isimli süper bilgisayar 7.5 milyon yıl çalışarak 'hayatın ve her şeyin anlamı nedir?' sorusuna şu yanıtı veriyordu: 42!

Bir an için bu cevabı ciddiye alalım ve soralım: Peki niye 39 veya 43 değil de 42?

'Deep Thought' bu sorunun cevabını 7.5 milyon yılda, uzun bir hesaplama sonucunda bulmuş. Bunun doğru bir cevap olduğunu bilebilir miyiz? Bu hesaplamanın sağlamasını yapabilir miyiz?

Benzer şekilde, 'Willow' çipi sayesinde bir kuantum bilgisayarının yaptığı hesabın doğruluğunu kim kontrol edebilir?

Aynı hesabı milyarlarca yıl boyunca yapamayan klasik bilgisayarlar değil; elde kağıt-kalemle sağlama yapmaya çalışan insanlar da değil.

Kuantum hesaplama konusunda çalışan insanlar, elbette bu zor sorunun farkındalar. Önerdikleri problemleri küçük ve bağımsız modüllere bölerek, ayrı parçaların doğru hesaplanıyor mu olduklarını kontrol ediyorlar. Ama yine de doğrudan sağlamasını yapamayacakları nihai sonuç için bir çıkarım yapmak gerekiyor.

Bence, Yapay Zeka modelleri, ileride müthiş hızlı işlemcilerle çalışan kuantum bilgisayarlarına taşındığında bu sağlama problemi çözülemeyecek zor bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Biz de Yapay Zeka'nın marifetlerinden vazgeçmemek için bu durumu kabullenip onunla yaşamaya alışacağız.



Yeni Yapay Zeka modelleriyle çalışan 'sürücüsüz otomobiller' konusunda geçen hafta ABD'de (Arizona eyaletinin Phoenix kentinde) yaşanan bir soruna değinerek bitireyim.

Uber ile işbirliği yapan 'Waymo' şirketi bir 'sürücüsüz otomobiller' filosu yaratmaya çalışıyor. Böyle bir sürücüsüz araçla Phoenix havaalanına gitmeye çalışan bir yolcunun başına gelen komik olayı, kendi kaydettiği şu kısaltılmış videoda izleyebilirsiniz.

Video file

Büyük bir hızla gelişen "Yeni Akım Yapay Zeka" teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla, bu tür sorunların giderek daha sık yaşanacağını ve yakın gelecekte bizi etik sorularla da yüz yüze bırakacağını öngörebiliriz.

Özetle, 'Yeni Akım Yapay Zeka', hem sorunlu, hem de göz ardı edemeyeceğimiz kadar marifetli bir teknoloji. Başlarda dediğim gibi, bu konu ileride bir seri içinde yapacağımı umduğum daha detaylı bir incelemeyi gerekli kılıyor.