Hipnoz nedir? Nasıl yapılır, kim yapabilir, kimler hipnotize olur? Hipnozun tarih boyunca kullanımı ve evrimi, hipnozun acı/ağrı ile ilişkisini iki bölümlük bu serinin ilk programında Prof. Timuçin Oral anlattı.
Şöyle bir durum hayal edebilir misiniz:
Hiç tanımadığınız insan yalnız birkaç dakika içinde sizi hipnotize ediyor. Sonra elinize bir iğne batırıyor ve siz bunu hissetmiyorsunuz. Elinizi çekmiyorsunuz, şikayet etmiyorsunuz. Hiç bir acı davranışı veya rahatsızlık göstermiyorsunuz.
Bu çok standart bir hipnoz gösterisi/uygulaması.
Nasıl olabilir?
-- / --
Hipnoz uygulamaları bilinçli olarak özgür irademizle yaratamayacağımız bedensel farkların hipnoz altında gerçekleşebileceğini ortaya koyuyor.
Örneğin gözbebeğinizin boyunu istemli olarak değiştirebilir misiniz? Veya midenizdeki asit miktarını kendi kararınızla artırabilir misiniz?
Otonom sinir sisteminiz tarafından yürütülen ve bilinçli olarak nasıl yapabileceğinizi bilmediğiniz bedensel olaylar, hipnoz altında gerçekleşebiliyor.
Gözünüze kuvvetli bir ışık tutulduğu telkini, gözbebeğinizin küçülmesine yol açabiliyor. Yemek yediğinize dair bir telkin -etkili olduğunda- midenizin asit salgılaması sonucunu doğurabiliyor.
Hipnoz ilginç olduğu kadar çok tartışmalı da bir konu. Kimi düşünürler hipnozun bir tür 'mış gibi yapmak'tan ibaret olduğunu öne sürüyorlar.
Ama, ancak otonom sinir sisteminizin yürütebildiği faaliyetlerin hipnoz altında gerçekleşebilmesi bu iddiayı zayıflatıyor.
-- / --
Öte yandan hipnozun kimin üzerinde ne kadar etkili olduğu kişinin ilgili konudaki motivasyonu ve beklentiler ile de ilgili.
Ama burada bu beklentilerin ötesine geçen ve hipnoz ile tetiklenen özel bir zihinsel hal varmış gibi duruyor.
Hipnozu tartışmalı kılan bir başka unsur, bu yöntemin bir yandan hekimler tarafından iyileştirme amaçlı kullanılırken, diğer yandan bir tür eğlence aracı olarak, bilimsel ehliyeti olmayan kişiler tarafından sahne gösterilerinin bir parçası olarak da kullanılıyor olması.
Bu yüzden de bilimsel olanla eğlence amacıyla uygulanananı birbirinden ayırmak, özellikle etik açıdan çok önemli.
-- / --
Hipnoz, tarih boyunca, Antik dönemde Bergamalı rahipler dahil pek çok güç sahibi tarafından hem etkili bir yöntem olarak kullanılmış hem de tartışma yaratmış bir yöntem.
Hipnozla ilgili tartışmaların özellikle 19. yüzyılda, bilinçdışı kavramının gündeme oturması, nörofizyolojinin ve psikanalizin büyük gelişmeler kaydetmesiyle çok hararetlendiğini görüyoruz.
Zamanında Freud da hipnoza ilgi duymuş, ama sonra kullanmaktan vazgeçmiş.
Güzel bir örnek, konuğumuzun ilettiği 1919'da "The British Medical Journal" isimli tıp dergisinde yayımlanmış olan Londra kaynaklı bir hipnoz tartışması:
-- / --
Bugün hipnozla ilgili pek çok pratik soru da sorabiliriz.
Örneğin:
- Hipnoz için özel bir araç gerece ihtiyaç var mı?
- Herkes hipnotize olabilir mi?
- Kendi kendine hipnoz yapılabilir mi?
- Hipnozla kilo vermek, sigarayı bırakmak mümkün mü?
- Hipnozla birisine cinayet işletebilir misiniz?
- Hipnoz sırasında olan bitenler hatırlanabilir mi?
- Hipnozla yaşta geriye gitmek ve unutulmuş detayları hatırlamak mümkün mü?
- Bu hatıralara güvenilebilir mi?
Son bir soru:
Peki, hipnozla insanı "önceki hayatlarına" geri götürmeyi vaat edenlere ne demeli?
Bu niçin mümkün değil? Araştırmalar bu konuda ne gösteriyor?
-- / --
Hipnoz konusu, geçen hafta noktaladığımız acı/ağrı konusuna da temas ediyor.
Örneğin hipnoz altındayken elinize iğne batsa da acı hissetmemek nasıl mümkün olabiliyor?
İki bölümde ele alacağımız hipnoz konusunda, tarihsel arkaplan ve hipnozun sinir sistemi mekanizması hakkında konuşmanın yanı sıra, bütün bu pratik sorulara da cevap vermeye çalışacağız.
Gelecek hafta da, Prof. Timuçin Oral ile hipnoz tartışmasını sürdüreceğiz.